Logo

6. Hukuk Dairesi2022/4539 E. 2023/3966 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan protokol gereğince davalı tarafından taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin kaldırılmaması nedeniyle davacı tarafından cezai şart talebinde bulunulması.

Gerekçe ve Sonuç: İpoteğin feshine ilişkin sözleşme hükmünün geçerli olduğu ve davalı tarafından ipoteğin başka bir hukuki ilişkiye dayanarak tesis edildiğinin ispatlanamadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1168 E., 2022/1076 K.

DAVA TARİHİ : 24.02.2014

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/1199 E., 2019/166 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında 13.08.2012 tarihli "Manisa/Soma TKİ Genel Müdürlüğüne Ait İr 4168 Sayılı Linyit Kömür Sahası İçin Danışmanlık ve Ortaklık Protokolü"nün imzalandığını, bahse konu sözleşmenin teminat başlıklı 6. maddesinde atıfta bulunduğu ek sözleşme olan "İpotek Tesisi Şartlarını Havi Anlaşmadır" başlıklı protokol imzalandığını, ipotek tesisinin konusu ihalenin dava dışı başkaca şirket üzerinde kaldığını, anlaşmanın 3. maddesinde ihalenin başka şirket üzerinde kalması durumunda ipoteğin konusuz kalacağını ve lehine ipotek tesis edilen şirket tarafından kayıtsız, şartsız ve hiçbir ihtara gerek kalmaksızın terkin edileceğinin düzenlendiğini, gönderilen ihtarnameye rağmen davalı firmanın davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde tescilli dava konusu ipoteği terkin etmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın bilirkişilerce tespit edilecek bedeli ile bu bedele 13.08.2012 tarihinden itibaren işletilecek yıllık %20 faiz bedelinin eklenerek, belirlenecek bu bedele ilişkin olarak şimdilik 30.000,00 TL'nin 13.08.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile, 17.12.2012 ihtarname tarihinden itibaren ise ticari temerrüt faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmede yer alan cezai şartın sınırlı olarak sadece sözleşmede belirtilen 6 parsel ile ilgili olduğunu, bu yüzden davacının sözleşmeye dayanarak cezai şart talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacının sözleşmedeki hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğinden ihalede başarılı olamadıklarını, müvekkili tarafından proje bedeli için peşinen ortaklara 13.08.2012 tarihinde 150.000 USD ödeme yapıldığını, söz konusu tutarın halen iade edilmediğini, ayrıca 21.09.2012 tarihinde imzalanan protokol ile ödenen 200.000 Euro ve 250.000 USD ortaklık avansının da iade edilmediğini, davacının edimlerini yerine getirmediğini, bu iş için aldığı 150.000 USD'yi de iade etmediğinden ipoteğinin çözülmesinin mümkün olmadığını, zira ipoteğin 13.08.2012 tarihli sözleşmeye göre alınmış olmasa dahi davacının müvekkiline olan her türlü borcunun teminatını oluşturduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sözleşmede öngörülen cezai şartın 6 Parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğu, dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/920 Esas-2015/8 Karar sayılı kararına konu olan ve üzerindeki ipoteğin kaldırıldığı taşınmazın aynı yer 8 parsel sayılı taşınmaz olduğu, davacı tarafın da dilekçesine konu yaptığı taşınmazın sözleşme ile kararlaştırılan 6 Parsel değil, 8 Parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğu, dolayısı ile sözleşmede öngörülen cezai şartın konusu olan 6 Parsel sayılı taşınmazla ilgili bir ipoteğin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme tespit ve gerekçesinin hatalı olduğunu, gerek 13/08/2012 tarihli sözleşme gerek ipotek sözleşmesinin açık olduğunu, bahse konu sözleşmeler dışında taraflar arasında başkaca hukuki ve ticari münasebetin bulunmadığını, resmi senedin ilk cümlesinde 123 ada 8 parselin tamamı ifadesi yer alırken son paragrafında ise 123 ada 6 parselin tamamı şeklinde ifadelerin yer aldığını, sözleşmeler gereği ve taraf iradelerine uygun biçimde müvekkiline ait 6 parselde kayıtlı taşınmaza ipotek tesis edileceği yerde resmi senetteki maddi hatadan görüleceği üzere müvekkiline ait 8 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, kendileri tarafından Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/920 E-2015/8 K. sayılı dosyasında açtıkları ipoteğin fekki davasının kabul ile sonuçlandığını, kesinleşen karar içeriğinden ipoteğin taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak verildiği ve davalı yanın sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getirmediğini açıkça tespit edildiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile TMK'nın 882. maddesi, Noterlik Kanununun 60/2. ve Tapu Kanunu 26/1 maddesi uyarınca, taraflar arasındaki ipotek tesisi şartlarını havi anlaşmadır başlıklı ipotek tesisi vaadini içeren sözleşme, resmi şekilde yapılması gerekirken adi yazılı şekilde yapılmış olup, sözleşmenin bu haliyle geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmede düzenlenen cezai şart hükmüne bağlı olarak cezai şart talep edilemeyeceği, öte yandan sözleşme 6 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olup, ipotek 8 parsel sayılı taşınmaz üzerine tesis edilmiş olduğundan İlk Derece Mahkemesinin bu gerekçesinin de yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kesinleşen ipoteğin feki istemli davada geçerli bir sözleşme olduğunun tasdik edildiğini ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı cezai şart istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

TMK’nın 883.maddesi

3. Değerlendirme

Bölge Adliye Mahkemesince taraflar arasındaki adi yazılı ipotek tesisi vaadini içeren sözleşmenin geçerli olmadığından bahisle cezai şart talebinin yerinde olmadığına karar verilmiş ise de sözleşmenin ipotek tesisi ile ilgili kısmı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık konusu ihalenin alınamaması halinde ipoteğin fekkine ilişkin davalı temerrüdüne bağlı cezai şart istemine dayalıdır. Sözleşmenin ipoteğin fekki ile ilgili kısmı ise resmi şekil şartına bağlı olmadığından anılan sözleşme bu manada geçerlidir.

Öte yandan 123 ada 8 no.lu parselde kurulan ipoteğin başka bir hukuki ilişkiye dayalı olarak kurulduğu davalı tarafından iddia ve ispat edilmediğinden, ipoteğin 123 ada 6 no.lu parsel ya da 123 ada 8 nolu parsel üzerinde kurulmuş olması davalı lehine değerlendirilecek bir husus değildir.

Bu durumda mahkemece, sözleşme geçerli olduğundan cezai şart talep edilebileceği dikkate alınıp işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin

Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Yargıtay duruşmasında vekili hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 17.100,00 TL duruşma vekalet

ücretinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye

Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.