Logo

6. Hukuk Dairesi2022/4601 E. 2024/828 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Site yönetiminin, yükleniciye karşı açtığı eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelinin tahsili davasında aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Site yönetiminin, Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca yönetim işlerine ilişkin temsil görevi kapsamında eksik ve ayıplı iş bedeli davası açma yetkisinin bulunmadığı, ancak davalının mazeretsiz olarak arabuluculuk oturumuna katılmaması nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1173 E., 2022/1107 K.

DAVA TARİHİ : 08.11.2021

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 6. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2021/599 E., 2022/319 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yüklenici tarafından ... Sitesinin inşa edildiğini, ancak davalı tarafça eksik ve ayıplı yapılan işlerin giderilmediğini belirterek şimdilik 1.000,00 TL eksik ve ayıplı iş giderim bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; site yönetimi olan davacının davada taraf sıfatı olmadığını, dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak ileri sürülen taleplerde taşınmaz maliklerinin bireysel olarak dava ehliyetine sahip olduğunu, ayrıca taraflar arasında sözleşme ilişkisinin olmadığını, davaya konu yapıların S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi tarafından parçalar halinde dava dışı yüklenici firmalara yaptırıldığını, davalının kooperatif yönetim kurulu üyesi olduğunu, tüm işlemleri kooperatif adına yaptığını, kooperatifin 23.03.2018 tarihinde ticaret sicilinden terkin olunduğunu, 26.10.2016 tarihinde yapı kullanma izin belgesinin alındığını, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İzmir 6. Tüketici Mahkemesi 2021/599 Esas, 2022/319 Karar ve 15.04.2022 tarihli kararı ile özetle; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun "Genel Kurul" başlıklı 27. maddesi; "Anagayrimenkul, kat malikleri kurulunca yönetilir ve yönetim tarzı, kanunların emredici hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu kurul tarafından kararlaştırılır." şeklinde, 34. maddesinin 1.fıkrası “Kat malikleri, ana gayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışarıdan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye (Yönetici), Kurula da (Yönetim Kurulu) denir.” şeklinde, "Genel Yönetim İşlerinin Görülmesi" başlıklı 35. maddesinde, Yönetici veya Yönetim Kurulunun görevleri sayılmış olup, (i) bendi "Kat mülkiyetine ilişkin borç ve yükümlerini yerine getirmeyen kat maliklerine karşı dava ve icra takibi yapılması ve kanuni ipotek hakkının kat mülkiyeti kütüğüne tescil ettirilmesi" şeklinde, 38. maddesi, " Yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumludur. Kat malikleri kurulu, ada temsilciler kurulu veya toplu yapı temsilciler kurulu kararlarının iptaline ilişkin davalar, kat maliklerini temsilen yöneticiye, toplu yapılarda ise ada temsilciler kurulu veya toplu yapı temsilciler kurulunca seçilen yöneticiye husumet yöneltilmesi suretiyle açılabilir. Yönetici, açılan davayı bütün kat maliklerine ve ada veya toplu yapı temsilciler kuruluna duyurur. Kurul kararının iptali halinde bu konudaki yargılama giderleri ortak giderlerden karşılanır.” şeklinde, 40. maddesinin 1. fıkrası;" Yönetici, kaide olarak vekilin haklarına sahiptir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Böylece, ana gayrimenkulün yönetimi için atanan yönetici veya Yönetim Kurulunun kural olarak, aktif ve pasif davacı sıfatları bulunmaktadır. Ancak bu ehliyetin kapsamı KMK'nın 35. maddesi uyarınca yönetim işlemlerine ilişkin temsil görevi ile ilgili olup, bunların arasında mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlantısı olan ayıp ve eksik iş bedeli ile zararların tazmini davasını diğer kat malikleri adına açma yetki ve görevi bulunmamaktadır.

Binanın ortak alanlarına ve bağımsız bölümlere ilişkin ayıp ve eksiklik iddiasına yönelik tazmine ilişkin davalar, ancak mülkiyet hakkına dayanılarak açılacağından, her bir kat malikinin ayrı ayrı dava açma hakkı mevcut olup, iş bu davada davacı; "..." şeklinde belirtilmiştir. Davalının yüklenici olduğu ve davalı tarafından inşa edilen sitenin ayıplı olduğu, daire ve ortak olanlarda hasar oluştuğu iddiası ile zararın tazminine yönelik davada taleplerin ileri sürülüş biçimine göre de davanın, açıkça apartman yönetimi adına açıldığı sabit olduğundan, davacı site yönetimi ile davalı arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından, kanunla verilmeyen bir yetkinin kat maliklerinin toplantısı ile verilmesi mümkün olmadığı ve bağımsız bölüm maliklerinin, kat malikleri kurulu kararı ile de olsa yöneticiye yetki vermesi ve yöneticinin kat malikleri adına dava açması hukuken mümkün olmadığından, aktif dava ehliyeti öncelikle değerlendirilmesi gerekli olmakla, davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek açılan davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin kararını süresi içinde davacı vekili istinaf etmiştir.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; dava konusu ayıplı eserde meydana gelen eksiklikler için site yönetiminin davada taraf sıfatı bulunduğunu, davalının arabuluculuk son oturumunda mazaretsiz olarak toplantıya katılmaması nedeniyle lehine mahkemece vekalet ücretine ve davacı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine dair ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge adliye mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını davacı vekili temyiz etmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirtilen gerekçelerle kararı temyiz etmiştir.

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 27, 34, 35, 38 inci ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlılarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

3.6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlılarında Arabuluculuk Kanununun 18/A/11 inci maddesi uyarınca; “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” düzenlemesi getirilmiştir.

Somut uyuşmazlıkta; 14.06.2021 tarihli Arabuluculuk Son Tutanağında, sadece başvurucunun ilk oturuma katıldığı, karşı tarafa yurtiçi kargo gönderisiyle davet mektubu gönderilmesine rağmen oturuma katılmadığı, bu nedenle müzakere sağlanamadığı belirtilmiştir. Davalının mazeretsiz olarak arabuluculuk oturumuna katılmadığı anlaşıldığından mahkemece az yukarıda belirtilen madde uyarınca lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi davacı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.

Kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 370/2 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. “Değerlendirme” bölümünün “2 inci” bendi uyarınca davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 3 üncü bendi uyarınca davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının “4” üncü paragrafında yer alan “davacının üzerinde bırakılmasına” kelimelerinin çıkartılmasına, yerine “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” kelimelerinin yazılmasına, ayrıca hüküm fıkrasının “6”ıncı paragrafının tümden hüküm fıkrasından çıkartılmasına, kararın değiştirilmiş bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde iadesine,

2. Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.