Logo

6. Hukuk Dairesi2022/4980 E. 2023/57 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hakem kurulu kararının, HMK m. 439'da sayılan iptal nedenlerine dayanarak iptal edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki bilgi ve belgeler ile HMK’nın 439. maddesinde sayılan hakem kararlarının iptaline ilişkin hükümler gözetildiğinde, hakem kararında iptal nedeni oluşturacak bir husus bulunmadığı gerekçesiyle mahkemenin reddine ilişkin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi(İlk Derece)

SAYISI : 2022/1 E., 2022/2 K.

DAVA TARİHİ : 11.03.2022

HÜKÜM : Red

Taraflar arasındaki hakem-hakem kurulu kararının iptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 08/01/2019 tarihli “Ankara İl Merkezi Ara Klorlama Sistemi Mal Alımına Ait Sözleşme” akdedildiğini, her ne kadar sözleşme bir mal alımı ihalesine istinaden akdedilmiş olsa da; sözleşme eki Teknik Şartnamede, malların montajını aşan ve sabit tesis inşasını gerektiren birtakım yükümlülükler öngörüldüğünü, sözleşmenin uygulanması sırasında, bu durumun ve davalının sözleşmeye aykırı taleplerinin de etkisiyle, teslim edilecek malların niteliği ve kapsamı yönüyle taraflar arasında uyuşmazlık doğduğunu, bu uyuşmazlık sonucunda davalı tarafından gecikme cezası da uygulanarak sözleşmenin feshedildiğini, davalının; teslimi ve montajı yapılan mallar ile inşa edilen sabit tesisleri reddetmesi, sözleşmeyi feshetmesi, gecikme cezası uygulaması, kabul ve ikrar ettiği bedeli eksik ödemesi nedeniyle sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti ve alacak talepleri kapsamında, teslimi ve montajı yapılan mallar ile inşa edilen sabit tesislere ilişkin eksik ödenen bedelin, hukuka aykırı gecikme cezası tutarının, kabul ve ikrar edilen bedelin tahsili talepleriyle müvekkili şirket tarafından tahkim süreci başlatıldığını; hakem heyetince bir karar verilmişse de, hakem heyetince eksik inceleme yapıldığını, hakem heyetinin yetkisinin sınırlarının, yargılama usulünün, hukuki dinlenilme hakkı ve taraf eşitliği ilkelerinin ihlal edildiğini, bilirkişi heyetinin rapordaki değerlendirmeleri ile duruşmadaki beyanlarının kendi içinde çeliştiğini, hakem kararının tahkim süresi tamamlandıktan sonra verildiğini belirterek, 14/01/2022 tarihli nihai hakem kararı ile 14/02/2022 tarihli yorum ve tamamlama kararının iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul Tahkim Merkezi Tahkim Kurallarının Usuli Zaman Çizelgesi başlıklı 27.maddesi uyarınca hem müvekkillinden hem de davacıdan alınan muvafakatla sürecin başlamasına rıza gösterildiğini, aynı tahkim kurallarının Tahkim Süresi başlıklı 33/2 maddesi ile hakem kuruluna gerekli görülen hallerde süreleri re’sen uzatma yetkisi verildiğini, uyuşmazlık konusunun çözümü esnasında ortaya öngörülemeyen durumların çıktığını, yine tahkim kurallarının İtiraz Hakkının Kaybı başlıklı 40. maddesi uyarınca davacının yargılama sırasında ileri sürdüğü bir itiraz olmadığından, bu aşamada sürelere itirazda bulunulamayacağını, davacı tarafça hakem kurulu tarafından yapılan usuli işlemlerin tamamına muvafakat edildiğini ve itirazda bulunulmadığını, usuli zaman çizelgesi veya tahkim sürecinin sonlandırılacağı tarih konusunda çok önceden bilgi sahibi olan davacının itiraz etmemesinin kendi kusuru olduğunu, dava dilekçesinde yer verilen esasa müteallik sair hususların incelenmesinin ise HMK’nın 439. maddesi kapsamı dışında kaldığını belirterek; davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tahkim yargılamasında taraflara iddia, savunma ve ispat hakkının tanındığı, hakemlerce tarafların eşitliği ve hukuki dinlenilme haklarının gözetildiği ve hakem heyeti kararında, kararın esasına etkili usule aykırılığın da bulunmadığı, hakem heyetinin yargılama sürecini yürütürken bilirkişiden rapor ve ek rapor alıp almamakta takdir hakkına sahip olduğu gibi, alınan raporun yeterli kabul edilip edilmemesinin de maddi hukuka ilişkin olup, hakem heyetinin takdirinde olduğu, uygulanacak hukuk kurallarının tespiti ve tahlilinin de hakem heyetine ait olduğu, maddi hukuk hükümlerinin uygulanması da hakem heyetince yapılan değerlendirmelerin, iptal davası kapsamında denetlenmesinin mümkün olmadığı, hakem heyeti ve taraflarca imzalanan görev belgesi ve usuli zaman çizelgesi gereğince planlanan biçimde çalışmaların sürdürülmesine karar verildiği, bu karara tahkim yargılamasında davacı tarafça itiraz edilmediği, davacı tarafın hakemince yazılan muhalefet şerhinin geç yazılmasının, kararın geç yazıldığı sonucunu doğurmayacağı anlaşıldığı, bu açıklamalar kapsamında, hakem kararına konu uyuşmazlığın Türk Hukukuna göre tahkime elverişli olduğu, uyuşmazlığın taraflar arasındaki 08/01/2019 tarihli sözleşmenin 42. maddesinde yer alan tahkim şartı kapsamında bulunduğu, hakem heyetince tahkim anlaşması dışındaki bir konuda karar verilmediği, tahkim yargılaması sürecinde ve nihai kararda yetki aşımının söz konusu olmadığı, kararın kamu düzenine aykırı olmadığı, davacı tarafça ileri sürülen iptal nedenlerinin maddi hukuka ilişkin olup, iptal davasında incelenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, hakem heyetince eksik inceleme yapıldığı, hakem heyetinin yetkisinin sınırları, yargılama usulü, hukuki dinlenilme hakkı ve taraf eşitliği ilkesi ihlal edildiğini, bilirkişi görüşünün nihai hakem kararına neredeyse birebir karara aktarıldığı ancak bilirkişi heyetinin değerlendirmeleri ve duruşmadaki beyanlarının çelişkiler içerdiğini, bilirkişilerce yapılan incelemenin taraflı olduğunu, eksik incelemeye dayandığını, taraf eşitliğini ilkesini ve diğer temel ilkeleri ihlal ettiğini, tahkim süresinde karar verilmediğini, süre uzatımına muvafakat dilekçesi verilmişse de muvafakatın geçersiz olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hakem-hakem kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 nci maddeleri ile 439 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 nci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama ve 6100 sayılı HMK’nın hakem kararlarının iptaline ilişkin 439. maddesi hükmü gözetildiğinde verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, HMK’nın 439. maddesinde yer alan iptal sebepleriyle sınırlı yapılan incelemede; dava şartları ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden ve kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.