Logo

6. Hukuk Dairesi2022/5158 E. 2024/990 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davasında, yükleniciye inşaat tamamlanmadan devredilen arsa paylarının akıbeti ve davalı üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İnşaat tamamlanmadan yapılan devirlerin avans niteliğinde olduğu, sözleşmeden dönülmesi halinde tapuların aynî hakka dayalı olarak istenebileceği, davalı üçüncü kişinin de iyiniyetli olmadığı ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1014 E., 2022/47 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/659 E., 2021/211 K.

1- İlk Derece Mahkemesince, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil davasında yapılan yargılama sonucunda; inşaat tamamlanmadan yükleniciye yapılmış olan devirlerin “avans” niteliğinde olduğu, yüklenicinin bu arsa paylarının mülkiyetini edinemeyeceği, sözleşmeden dönülmesi hâlinde bu tapuların iadesinin aynî hakka dayalı olarak her zaman istenebileceği ve ayrıca alıcı-üçüncü kişilerin iyiniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile İstanbul, ..., ..., ... ada, 6 parselde bulunan anataşınmazdaki B giriş 9. kat 53 no.lu bağımsız bölümde davalıya ait tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.

2- İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3- Bu karara karşı davalılar vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Kamu düzenine aykırılık hallerinin re'sen gözetildiği, istinaf nedenleriyle sınırlı ve usulüne uygun olarak istinaf inceleme ve denetiminin yapıldığı; dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve özellikle davanın taraflarca getirilme ilkesine tabii bir dava olduğu, uyuşmazlığın da tarafların getirdiği vakıalara (iddia ve savunma sebeplerine) göre incelenmesi, tarafların getirdiği delillerin de bu kapsamda değerlendirilmesinin gerekli olduğu, başka dosyada ileri sürülen ancak bu dosyada ileri sürülmeyen vakıaların ve başka dosyada bildirilip bu dosyada bildirilmeyen delillerin mahkemece bu dosyada incelenip değerlendirilmesinin usulen mümkün olmadığı, diğer yandan iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı başladıktan sonra yeni vakıalara dayanılamayacağı gibi delillerin de belli süreler içinde gösterilmesi gerektiği, istinaf veya temyiz aşamasında da yeni vakıalara ve delillere dayanılamayacağı, istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların, bölge adliye mahkemesince verilen esastan ret kararına karşı temyiz aşamasında ileri sürülemeyeceği ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin fesih ve tasfiye işlemlerinin, üçüncü kişilerin haklarını da etkileyeceği, bir bakıma avans ödemesi niteliğindeki bu tapuların, arsa sahibine döneceği, somut olayda devralan üçüncü kişinin iyi niyet savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmakla davalılar vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davalılar vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.04.2024 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

- MUHALEFET ŞERHİ-

Davalı, önceki yüklenicinin inşaata devam ettiğini, muvazaa bulunduğunu ileri sürmüştür. HMK'nın 375/1-h maddesi gereğince, lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunması yargılamanın iadesi sebeplerindendir. Her ne kadar davalı bu hususu istinaf dilekçesinde dile getirmemiş ise de, yargılamanın iadesi sebebi olarak bu hususun temyiz aşamasında ileri sürülmesi haydi haydi mümkündür.

Bu husus dikkate alınarak kararın bozulması gerektiği düşüncemle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayım.