"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve temyiz incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı işçi tarafından kıdem, ihbar, yıllık izin alacağı için açılan dava sonucunda hükmedilen alacağın müvekkili tarafından ödendiğini, davalının taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek 17.215,17 TL’nin ticari faiziyle tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; işçilerin gerçekte davacı kurumun işçileri olduğunun mahkeme kararıyla sabit olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.06.2016 tarihli ve 2014/429 Esas, 2016/300 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki sözleşme, idari şartname ve teknik şartname uyarınca işçiyi çalıştıran davalı yükleniciye rücu hakkını veren açık düzenlemeler bulunduğu, dava dışı işçinin davalı işyerinde istihdam edildiği süreye tekabül eden toplam 12.093,54 TL’nin istenebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin (Yargıtay kapatılan 23. Hukuk Dairesi) 30.01.2020 tarihli ve 2016/9317 Esas, 2020/549 Karar sayılı ilamıyla; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmediği, yüklenicilerin işçiye ödenen kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak sorumlu olacağı, yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatından ise son yüklenicinin sorumlu olacağı, mahkemece belirlenen ilkeler çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile ... ... Mahkemesinin 2010/552 sayılı dosyasında verilen karar kesinleşmiş olmasına rağmen bu dosyanın yargılama konusu yapılıp işçi alacaklarının yeniden hesaplanarak karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatı yönünden dava dışı işçinin çalıştığı son işveren olan davalının tam sorumlu olduğu, kıdem tazminatı ve ferileri yönünden de davalının kendi dönemi ile sorumlu olduğu, Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olacağı, ancak davalıların dava tarihinden önce de temerrüde düşürülmediği, ... ... Mahkemesinin 2013/124 Esas, 2013/253 Karar sayılı dosyasında davalıya usulüne uygun tebligat yapılmadığından dava tarihinden itibaren faiz işletileceği, davalı tacir olduğundan ticari faiz istenebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 14.230,97 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalının alacağın tamamından sorumlu bulunduğunu, lehine vekalet ücreti hükmedildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminata ilişkindir
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 nci ve devamı maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen vekille temsil edilen davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesine göre vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasına 6.bent olarak “ "Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden,karar tarihindeki A.A.Ü.T hükümlerine göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde iadesine,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.