"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/37 E., 2022/840 K.
DAVA TARİHİ : 12.05.2011
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraflar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının içinde yer aldığı ... Holding A.Ş. bünyesindeki tüm şirketlerin ithalat, ihracat ve sair tüm iş ve işlemleriyle ilgili her türlü gümrük müşavirliği hizmetlerinin 1985 yılından beri davacı şirket tarafından sürdürüldüğünü, en son 01.01.2010 tarihinden 31.12.2010 tarihine kadar geçerli olmak üzere davalı şirketin de içinde bulunduğu holding bünyesindeki tüm şirketler adına vekaletnameler çıkarılarak davacı şirkete teslim edilmesine rağmen davalının 31.05.2010 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, 2010 yılı Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin toplam 226.309,84 TL tutarındaki 8 adet farklı fatura bedellerinin ödenmediğini, cari hesaptan kaynaklanan 116.294,02 TL alacağın bulunduğunu, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kalan 7 aylık süre için kazanç kaybı nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL zararının olduğunu ileri sürerek, toplam 352.603,86 TL’nin tahsilini, birleşen davada 192.709,00 TL kazanç kaybının tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi olmadığını, gümrükte yapılması gereken bir işin söz konusu olduğunda, vekaletnamelere dayalı olarak davacının gümrük işlemlerini yaptığını ve tüm fatura bedellerinin ödendiğini, kazanç kaybının söz konusu olmadığını, davacının 2010 yılında asgari ücret tarifesinin altında fatura kestiğine ilişkin iddiasının hukuki dayanağı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.06.2013 tarihli ve 2011/193 Esas, 2013/141 Karar sayılı kararıyla; tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davacının, davalıdan 211.969,72 TL alacaklı olduğu, bu alacağın 01.07.2010 tarihli virman işlemi ile davalı tarafından tek yanlı olarak ... Holding bünyesindeki ... Demir Çelik Endüstri Ticaret A.Ş.'ye devredildiği, davalının iş bu işlemine davacının muvafakat ve onayı olduğunun ispat edilemediğinden, davacının davalıdan cari hesap alacağı olarak, daha önce verilen hizmet karşılığında, 211.969,72 TL alacağının bulunduğu, bu alacaktan davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı ödeme dekontuna bağlı miktarın düşülmesi sonucu 205.969,72 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, bu talebin kabulüne, diğer taleplerin ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde taraflar vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi’nin 2014/7620 Esas, 2014/8171 Karar sayılı kararı ile davadaki istek kalemlerinden biri olan cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olarak mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davalı vekili dava konusu alacağı taraflar arasında teamül haline gelmiş uygulama gereğince dava dışı ... Demir Çelik Endüstrisi ve Tic. A.Ş.’ye virman edilerek mahsuplaşmanın yapıldığını ve bu nedenle borçlu olmadığını, nitekim davacının dava dışı olan bu şirket aleyhine açtığı İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/275 Esas sayılı dava dosyasında, ... Demir Çelik Endüstrisi ve Tic. A.Ş.’nin karşı davacı olduğunu ve karşı davada davacının alacağı tespit edilirken bu alacağın davacıya ödenmiş olduğu kabul edilerek alacağın tespit edildiğini, bu talebin kabulü halinde davacının bu alacağı mükerrer tahsil etmiş olacağını savunduğu bu savunma üzerinde durulmadan ve belirtilen dava dosyası incelenmeden karar verildiği, diğer istek kalemlerinden birisi de vekalet akdinin süresinden önce sona erdirilmesi nedeniyle doğan zararın tahsili istemine ilişkin olduğu, mahkemece bu talebin reddine karar verilmiş ise de, TBK’nın 512. maddesi gereğince, uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğu, mahkemece davacının doğan zararının bulunup bulunmadığı ile ilgili davacı delilleri toplanmadan ve bir inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiği, kabule göre de, davalı vekili, taraflar arasındaki cari hesap nedeniyle davacıya 211.969,72 TL borçlu olduğunu kabul etmiş olmasına rağmen mahkemece bu miktarın 205.969,72 TL olarak kabul edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilerek sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile cari hesap alacak istemine yönelik davacının dava dışı olan bu şirket aleyhine açtığı İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/275 Esas sayılı dava dosyasında mahkemece taraflar arasında yazılı bir cari hesap ilişkisinin mevcut olmadığı, bu kapsamda taraf defterlerine göre yapılan hesaplamanın cari hesap alacağının varlığının kesin bir şekilde ortaya konulamadığı ve cari hesap ilişkisinin ispat edilemediği nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve bu tespit kararı ile onanarak kesinleştiğinden taraflar arasında mevcut cari hesap alacak isteminin kesin olarak ortaya konulamadığı gerekçesi ile cari hesap alacağı talebinin reddine karar verilmiş, TBK'nın 512 (E 396.m) maddesi uyarınca uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan dolayı doğan zararını gidermekle yükümlü olup, taraflar arasındaki ilişki hiçbir gerekçe gösterilmeksizin davalı tarafça uygun olmayan zamanda sona erdirildiği anlaşılmakla davacının bundan kaynaklı olarak uğradığı 3 aylık 202.709,94 TL kazanç kaybı alacağının dava ve bu alacak istemi yönünden asıl davanın ek davası mahiyetindeki birleşen dava tarihlerinden itibaren işleyen reoskont faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde taraflar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 211.969,72 TL davalı tarafından ikrar edildiğini, ancak davalı bu bedeli dava dışı ... Holdinge bağlı ... Çelik’in müvekkilden olan alacağı için virman yaptığını, bu nedenle alacağının kalmadığını belirttiğini, bozma ilamında mükerrer tahsilat olmaması için diğer dosyanın sonucunun beklenmesinin belirtildiğini ve bu davanın reddine karar verildiğini, haksız virman yapıldığının anlaşıldığını, mükerrerlik olamadığını, kazanç kaybına ilişkin olarak ise haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, asgari ücret fiyat farkına ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında hiçbir hizmet ilişkisi bulunmamasına rağmen hizmet akdi var diye davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kazanç kaybına ilişkin talep kabul edilse dahi, ulaşılan tazminat miktarı önceki yıllar hesaplanılarak yapılması hatalı olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tacirler arası hizmet sözleşmesine dayanan cari hesap alacağı, fiyat farkı talebi ve vekalet akdinin süresinden önce sona erdirilmesi nedeniyle doğan zararın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
TBK’nın 512. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla, karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise, yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıda yazılı hususlar dışında temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2- Davacının cari hesap alacağına ilişkin olarak; davalı şirket kendi kayıtlarında davalıya borçlu olarak yer alan 211.969,72 TL'yi davacının onayı ve muvafakati alınmaksızın, bir başka ... Holding kuruluşu olan ... Demir Çelik Endüstri Ticaret A.Ş.'ye 01.07.2010 tarihli virman yoluyla borcu kayıtlarında sıfırladığı, kendi beyanı ile de 211.969,72 TL borcunu kabul ettiği, ancak bu bedeli davacının dava dışı ... Demir Çelik Endüstri Ticaret A.Ş.'ye olan borcundan mahsup ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi’nin 2014/7620 Esas, 2014/8171 Karar sayılı kararı bozma ilamında ise davacının dava dışı olan bu şirket aleyhine açtığı İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/275 Esas sayılı dava dosyasında, ... Demir Çelik Endüstrisi ve Tic. A.Ş.’nin karşı davacı olduğunu ve karşı davada davacının alacağı tespit edilirken bu alacağın davacıya ödenmiş olduğu kabul edilerek alacağın tespit edildiğini, bu talebin kabulü halinde davacının bu alacağı mükerrer tahsil etmiş olacağı belirtilmiş olup, dava sonucunda davanın reddine karar verildiği anlaşıldığından bu durumda mükerrer tahsilat olmayacağı dikkate alınarak davalının da kabul ettiği 211.969,72 TL cari hesap alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
1. Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Yukarıda (2) no.lu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararın BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde asıl ve birleşen davada davacıya iadesine,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden asıl ve birleşen davada davalıdan alınmasına,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
13.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.