"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/381 E., 2022/416 K.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVA TARİHİ : 03.10.2013
HÜKÜM/KARAR : Davanın Reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen istidat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl davada, davalı ile müvekkili arasında sistem kullanım anlaşması imzalandığını, davalının sistem kullanım anlaşmasının ilgili hükmünün ihlal edildiği gerekçesi ile Aralık/2009 – Aralık/2012 dönemi için 24 adet ceza faturası gönderdiğini, ceza tahakkukunun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, sözleşmede ceza tahakkukundan önce ihlalin kaldırılması yönünde müvekkiline bildirim yapılması gerektiğini, söz konusu bildirim yapılmadan doğrudan ceza faturası düzenlenmesinin sözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek 129.606,07 TL nin ödeme tarihin olan 06.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, birleşen davada davalının bu defa Temmuz/2012 – Kasım/2013 dönemine ait 13 adet sistem kullanım ceza faturası düzenleyip müvekkiline gönderdiğini, faturalar toplamının 148.987,05 TL olup bu tutarı da ihtirazı kayıt ile ödediklerini ileri sürerek 13 adet ceza faturası karşılığı ödenen 148.879,05 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili asıl ve birleşen davada davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin 02/06/2015 tarihli 2014/947 Esas,2015/359 Karar sayılı kararıyla; davalı tarafından uyarıda bulunulması, uyarıya verilen süreye rağmen ihlâlin sona erdirilmemesi durumunda ikinci bir uyarı yapılmasına ve süre verilmesine gerek kalmaksızın cezai şartın uygulanması gerektiği, sözleşmeye uygun bir uyarının yapıldığı yönünde herhangi bir savunma ve delil ortaya konulamadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, revize edilen sözleşme döneminde gerçekleşen ihlaller bakımından 13.06.2012 tarihli sistem kullanım anlaşması hükümlerinin öncelikle uygulanması gerektiği, uyarı koşulunun aranmadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesi’nin 02/06/2015 tarihli 2014/947 Esas,2015/359 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay Kapatılan 23. Hukuk Dairesi'nin 11.09.2019 tarih ve 2019/674Esas,2019/3532 Karar sayılı kararıyla; birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesi’nin 03/03/2020 tarih 2020/52 Esas ,2020/110 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak asıl dava kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
4. İlk Derece Mahkemesi’nin 03/03/2020 tarih 2020/52 Esas ,2020/110 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 10.03.2022 tarih ve 2021/2329 Esas, 2022/1289 Karar sayılıl kararıyla; 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyularak asıl dava kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın ise ‘yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın da idari yargıda görülmesi gerektiğini, asıl davanın da usulden reddine karar verilmesi gerektiğini,temyiz sebepleri olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık revize edilen sistem kullanım anlaşması sonrası kesilen ceza faturalarında önceden ihtar gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 ncı ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
Dairemizce yeniden yapılan incelemede; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Alınması gereken temyiz harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.