"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/33 E., 2022/742 K.
HÜKÜM/KARAR : Karar Verilmesine Yer Olmadığına
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalı ... vekili Avukat ...ile davalı ... vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Uyuşmazlık, kooperatif üyeliğine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava dışı Tasfiye Halinde S.S. Genç Mühendisler Yapı Kooperatifi'nin üyesi olan müvekkillerine konut tahsis edilmemesi üzerine Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2003/556 ve 557 Esas sayılı dosyalarında açılan davalar sonucu daire karşılığı tazminata hükmedildiğini, ilama dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takipten haberdar olan davalı tasfiye kurulu üyelerinin müvekkillerinin ilama dayalı alacağını ödemediklerini, 2004 yılından bu yana genel kurul toplanmadığını, alacağın tahsil edilmemesi nedeniyle aciz vesikası alındığını, konut tahsis edilmemesi nedeniyle müvekkillerinin vekalet ücreti ödemek zorunda kaldıklarını, ayrıca teslim edilmeyen daireler nedeniyle kira kaybı bulunduğunu ileri sürerek, zararlarının tahsilini istemiş, ıslahla 160.150,00 TL aciz vesikasına bağlanan alacak ile her bir davacı için şimdilik 500,00'er TL vekalet ücreti ile 750,00'şer TL kira kaybı tazminatının faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalı ...’in 03.07.2005 tarihinde tasfiye memurluğundan istifa ettikten sonra 2006 yılında payını da devrederek ortaklıktan ayrıldığını, dava tarihinde davalılardan ...'nin de tasfiye kurulu üyesi olmadığını, kooperatifin tasfiye sürecinin kapanmaması nedeniyle husumetin kooperatife yöneltilmesi gerektiğini, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu gerektirir bir genel kurul kararı bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın, davacı ... yönünden ıslah edilmiş hali ile kısmen kabulüne, 160.150,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının 500,00 TL vekalet ücreti masrafı ve 750,00 TL kira kaybı zararı taleplerinin reddine, davacılardan ...'nun 500,00 TL vekalet ücreti masrafı ve 750,00 TL kira kaybı zararı nedeniyle açmış olduğu davasının tümden reddine karar verilmiş, kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi'nin 04.02.2014 tarihli, 2013/9394 Esas, 2014/720 Karar sayılı bozma ilamı ile davacılar vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazları reddedilerek zarardan, zararın oluştuğu tarihte görevde olan tasfiye kurulunun sorumlu tutulması, davacıların zararının oluştuğu tarihin tespit edilmesi ve takip konusu alacak ilama dayalı olduğundan, ilama dayalı takibin kesinleşmesinden önce istifa eden tasfiye kurulu üyelerinin sorumlu tutulması gerektiği belirtilerek mahkemece davalıların görev dönemlerinin ve zararın oluştuğu tarihlerin belirlenerek bir karar verilmesi gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın davacılardan ... yönünden ıslah edilmiş haliyle kısmen kabulüne, 160.150,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine, ... yönünden reddine, davacının kira kaybı ve vekalet ücreti taleplerinin reddine ve davacılardan ...'nun kira kaybı ve vekalet ücreti taleplerinin reddine ilişkin kararlar kesinleşmiş olmakla yeniden karar vermeye yer olmadığına karar verilmiş, karar davacılar ile davalı ... ve ... vekillerince temyiz edilmiş, temyiz üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi'nin 04.12.2019 tarihli, 2016/9637 Esas, 2019/5095 Karar sayılı bozma ilamı ile bir önceki ilamda; sadece davalı ... yönünden değil tüm davalılar yönünden zararın oluştuğu tarihte görevde olup olmadıklarının tespitinin gerektiğinin belirtildiği, mahkemece tüm genel kurul tutanakları ve özellikle ilgili yönetim kurulu kararında atıf yapılan 26.06.2005 tarihli genel kurul kararı getirtilerek davalı ...’nin de zararın oluştuğu tarihte tasfiye kurulunda olup olmadığının belirlenmesi gerekçesi ile kararın ikinci kez bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; ticaret sicil müdürlüğü yazısına göre, davanın açıldığı tarihe kadar geçen dönem içerisinde kooperatifin son tescilini 22.09.2004 tarihinde yaptırdığı, dosyaya sunulan tutanaklar, kooperatif kayıtları ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısına göre 30.06.2004 tarihli genel kurul tarihinden sonra davanın açıldığı tarihe kadar yapılmış herhangi bir genel kurul toplantısı olmadığı, kooperatif kayıtlarına göre takibin kesinleştiği tarihte görevde olan ... ve ...'nin oluşan zarardan sorumlu oldukları gerekçesi ile davacılardan ...'nun talepleriyle ilgili daha önce ... ve ...'e karşı verilen karar kesinleşmiş olmakla, bu davalılar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden davanın ıslah edilmiş haliyle kısmen kabulü ile 160.150,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'den (daha önce verilen karar kesinleşen davalı ... ile müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak) tahsili ile davacı ...'na verilmesine, davacı ...'nun kira kaybı ve vekalet ücreti taleplerinin reddine ilişkin önceki kararda temyiz istemi ve karar düzeltme istemi reddedilerek kesinleşmiş olmakla, yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacılardan ...'nun kira kaydı ve vekalet ücreti taleplerinin reddine ilişkin önceki kararda temyiz istemi ve karar düzeltme istemi reddedilerek kesinleşmiş olmakla yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı ... vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya duruşmalı olarak incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla olaya uygulanması gereken dava tarihinde yürürlükte olan TTK’nın 224. ve 245. maddeleri uyarınca üçüncü şahısları veya ortakları zarara uğratan tasfiye memurları kusursuz olduklarını ispat etmedikçe zarardan müteselsilen sorumludurlar. Yani tasfiye memurlarının sorumluluğu ispat külfeti ters çevrilmiş bir sorumluluk şeklidir. Dava konusu olayda, davacıların kooperatif ortağı oldukları, daire tahsis edilmemesi nedeniyle kooperatife karşı 2003 yılında açtıkları davada mahkemece, 2006 yılında daire karşılığı tazminata karar verildiği ve kooperatif aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan takipten sonuç alınmaması üzerine 2011 yılında aciz vesikası alındığı anlaşılmaktadır.
Davacıların dava ve takibinden haberdar olan tasfiye kurulu üyelerinin ilama dayalı alacak hakkında TTK’nın 445/2. maddesi uyarınca da bir işlem yapmadıkları anlaşıldığından zarardan sorumlu tutulmaları kural olarak doğrudur. Ancak, bozma ilamlarında da belirtildiği üzere bu tür bir zarardan, zararın oluştuğu tarihte görevde olan tasfiye kurulunun sorumlu tutulması gerekeceğinden davacıların zararının oluştuğu icra takibinin kesinleştiği tarihte görevde olan yönetim kurulu üyelerinin tespit edilmesi gerekmektedir.
Bu bilgiler çerçevesinde somut olay incelendiğinde; kural olarak yasada öngörülen istisnalar haricinde Ticaret Sicili Gazetesinde ilan kurucu değil, bildirici bir etkiye sahiptir. 6102 sayılı TTK uyarınca yönetim kurulu üyeliğine seçilme ve azil de tescil ve ilana tabi olan hususlardan olmayıp bu durumun tescil ve ilanı kurucu değil yalnızca bildirici niteliktedir.
Her ne kadar mahkemece, Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden gelen cevap dikkate alınarak davanın açıldığı tarihe kadar geçen dönem içerisinde kooperatifin son tescilini 22.09.2004 tarihinde yaptırdığı, dosyaya sunulan tutanaklara, kooperatif kayıtlarına ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısına göre 30.06.2004 tarihli genel kurul tarihinden sonra davanın açıldığı tarihe kadar yapılmış herhangi bir genel kurul toplantısı olmadığına karar verilmiş ise de dosya kapsamında bulunan İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün E-32175436-345.99-1375023 sayılı yazısı ekinde 26.06.2005 tarihli genel kurul tutanağının mevcut olduğu, bu durumda; davalı ...'nin denetim kurulu üyesi olarak seçildiği, 26.06.2005 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararın tescil ve ilan edilmemiş olmasının tescilin açıklayıcı nitelikte olması nedeniyle hukuken geçerli sayılması gerektiği ve davalı ...'nin ilamın kesinleştiği tarihte yönetim kurulu üyesi olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece; icra takibinin 24.03.2006 tarihinde başlatıldığı ve Mayıs 2006 tarihinde kesinleştiği, zararın oluştuğu tarihin Mayıs 2006 tarihi olarak kabul edildiği, buna karşılık 26.06.2005 tarihli Genel Kurul tutanağına göre davalı ...'nin bu tarihte Yönetim Kurulu üyesi değil, Denetim Kurulu üyesi olarak seçildiği, sorumluluğun Yasa ve Anasözleşme gereği öncelikle Yönetim Kurulunda olduğu aksine Denetim Kurulunun denetim görevini yapmayarak zararın doğumuna veya artmasına neden olduğu iddia ve ispat edilemediğinden davalı ... hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş olup, hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'nin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın temyiz eden yararına BOZULMASINA, 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı ...'ye verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 12.11.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.