"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/29 E., 2022/864 K.
KARAR : Kısmen Kabul
1-Davacı vekili görevsiz mahkemede açtığı dava dilekçesinde; müvekkili iş sahibi şirket ile davalı yüklenici arasında 22.09.2014 tarihli parke, aydınlatma, mutfak, mobilya işlerinin yapılması için sözleşme imzalandığı, sözleşme gereği kararlaştırılan bedelin 50.000,00 Türk Lirası'nın davalıya peşin olarak çek ile ödendiği, davalının sözleşmede belirtilen sürede edimini yerine getirmediğini, yapılan telefon görüşmelerinde işi yapmaktan imtina ettiğini beyan etmesi üzerine müvekkili tarafından 23.07.2015 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, ödenen 50.000,00 Türk Lirası'nın iadesinin talep edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine İstanbul 30.İcra Müdürlüğü'nün 2015/27575 E. sayılı takip dosyası ile takip başlattığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
2-Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmede iş verenin dava dışı ... olarak belirtildiğini ve sözleşmenin ... tarafından imzalandığını, davacı şirketin sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşme konusu yerin müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkiline ödeme yapılmadığını, ödeme yapıldığının ispat yükünün davacıda olduğunu, çeklerin sözleşme gereğince verildiğinin ispatının gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3-Görevsiz mahkemece, sözleşmenin 1.maddesinde tarafların yüklenici davalı ile iş sahibi ... olarak gösterildiği ve sözleşmenin ... tarafından işveren olarak imzalandığı, sözleşmenin tarafı olmadığı anlaşılan davacı şirketin husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
4-Bu karara karşı süresinde davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairemiz'in (kapatılan 15. Hukuk Dairesi) 21.02.2018 tarih, 2017/2256 E. ve 2018/711 K. sayılı ilamı ile, davalı yüklenici ise de, davacı şirketin nihai tüketici olmadığı, sözleşmenin şirket tarafından imzalanıp ve davanın da şirket adına açıldığı, bu durumda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
5-Bozmaya uyulduktan sonra görevli mahkemece, dava konusu alacağın dayanağı olan çeklerin sözleşmeye istinaden verildiği ve davalı yanca karşılığının tahsil edildiği, davacı iş sahibinin eser sözleşmesi kapsamında herhangi bir mal ve hizmet almadığı, takipten önce davalının usulüne uygun bir şekilde temerrüte düşürüldüğü, ancak takip öncesi işlemiş faizin 690,41 Türk Lirası olduğu, alacağın taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin yorumlanması sonucu tespit edildiği bu haliyle de alacağın yargılamayı gerektirdiği ve likit olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine dair verilen bu karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
6-a)Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b) İtirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için İİK'nın 67/II. maddesi gereğince borçlunun itirazında haksız ve alacağın likit olması gerekir.
Somut olayda; taraflar arasında 22.09.2014 tarihli eser sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin toplam bedelinin 160.000,00 Türk Lirası olduğu ve 50.000,00 Türk Lirası'nın peşin olarak davalı yükleniciye ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Bu durumda davacı iş sahibi tarafından talep edilen alacağın miktarının belirli ve likit olduğu bu nedenle yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın HUMK m. 438/7 uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (6-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (6-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendindeki ‘Davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE’ ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine ‘asıl alacağın %20’si olan 10,000,00 Türk Lirası icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere dosyanın İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine 10.10.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.