Logo

6. Hukuk Dairesi2023/1506 E. 2024/3029 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatif tarafından yaptırılan sanayi dükkanlarının eksik ve kusurlu teslim edildiği iddiasıyla yükleniciye karşı açılan alacak davasında, düzenlenen ibranamenin geçerliliği ve davacının borçlu olmadığının tespiti istemiyle açılan birleşen davanın akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Kooperatif yöneticilerinin görevi kötüye kullanma suçundan mahkum edilmelerinin ibranamenin geçersizliğini gerektirmediği ve ibranamenin geçerli kabul edilerek davalı tarafın asıl ve birleşen davadaki taleplerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca ciro edilmiş çeklerin iptali yerine davacı kooperatifin bu çekler bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)

SAYISI : 2017/165 E., 2023/17 K.

vekili Avukat ...

vekili Avukat...

BİRLEŞEN 2006/173 ESAS SAYILI DOSYADA

vekili Avukat ...

vekili Avukat...

DAVA TARİHİ : 09.08.2005

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 1997 yılında düzenlenen sözleşme ile sanayi dükkanlarının yapılıp davacıya tesliminin kararlaştırıldığını, 06.05.2005 tarihli ibranamede dükkanların teslim edildiği belirtilmiş ise de, ibranamede teknik heyetin ve muhasip üyenin imzalarının bulunmadığını, inşaatın sözleşme ve şartnameye uygun yapılmadığını ve eksik bırakıldığını, iade edilmesi gereken çeklerin iade edilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline ve dava konusu çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 02.07.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talep edilen alacak miktarını 152.717,82 TL arttırmıştır.

Davalı vekili, dava konusu işin zamanında bitirilmiş olup, kooperatif yönetim kurulu ve teknik personel tarafından teslim alındığını, bundan sonraki sorumluluğun kullanıcı üyeler ve kooperatife ait olduğunu, kooperatifçe oluşturulan teknik heyet tarafından incelenerek eksik ve kusurlu işlerin tamamının bitirildiği tespit edildikten sonra kooperatif tarafından yükleniciye ibraname verildiğini, iş bedelinin tam olarak ödenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Birleşen dava dosyasında davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi gereğince tüm hakedişler ödendiği halde davalının elinde bulunan çekler için haksız şekilde icra takibine giriştiğini, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile aleyhlerine yapılan takibin iptâline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, düzenlenen bilirkişi raporu gereğince eksik ve kusurlu işler bedelinin 124.521,43 TL olduğu, dava konusu çeklerden 6.513,45 TL’lik kısım yönünden davacının borçlu olmadığı, birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede davacının, davalıya borçlu olmadığını dosya kapsamı itibariyle ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, 114.521,43 TL’nin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu çeklerden 6.513,45 TL’lik kısım yönünden davacının borçlu olmadığının tespiti ile bu miktar yönünden çekin iptaline, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararına karşı taraflar vekillerince temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 19.09.2016 tarihli, 2016/1946 Esas, 2016/3966 Karar sayılı ilamı ile ibraname üzerinde durularak imzaların sıhhati hakkında isticvap ve imzaların değerlendirilmesi, ayrıca ibraname ile ilgili imzası bulunanlar ve yüklenici şirket yöneticileri hakkında açılmış ceza davası olup olmadığı da araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, bozma ilamı doğrultusunda ibraname ile ilgili olarak ilişkili kişilerin beyanının alındığı, ceza dava dosyalarının incelendiği, davacının fazladan 38.196,61 TL ödediği, ihalenin kesin kabulü yapılmadığından zamanaşımı süresinin işlemeye başlamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, ayıp ve eksik iş bedeli yönünden 10.000,00 TL'nin dava tarihi, 114.521,31 TL’nin ıslah tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından keşide edilen çeklerden davacının borçlu olmadığının tespitine ve çeklerin iptaline, üçüncü kişiye ödemesi yapılan çek yönünden 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla ödenen miktar olan 38.196,51 TL’nin ıslah tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, iptali istenen çeklerin icraya konulması sebebiyle icra dosyasından borcu bulunmadığının tespitine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bu karara karşı davalı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

1-Kamu düzenine aykırılık halleri ile uyulan bozma ilâmının içeriği ve usuli kazanılmış hak ilkesinin re'sen gözetildiği; kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin zamanaşımına yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Taraflar arasında 1997 yılında yapılan sözleşme ile sanayi dükkanlarının yapılıp kooperatife teslimi kararlaştırılmıştır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Davacı kooperatif ile yüklenicinin katılımı sonucu 25.01.2005 tarihinde eksikler saptanarak geçici kabul yapılmasına karar verilmiş, 06.05.2005 tarihinde kooperatif yönetim kurulu başkan ve üyelerince düzenlenen ibraname başlıklı belgede de geçici kabulde saptanan eksik ve kusurların yüklenici tarafından tamamlanarak teslim edildiği, teknik heyetin de kontrolü sonucu kabule engel durum bulunmadığı belirtilerek yüklenicinin tüm sorumluluklarından vazgeçildiği, sorumluluğun kooperatife ait olacağı kabul edilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ceza dosyaları incelendiğinde sanıkların yapım işinde eksiklikler tamamlanmadığı halde 06.05.2005 tarihli ibranameyi düzenleyerek kooperatifi zarara uğratmak biçimindeki eylemlerinin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturması nedeniyle ceza aldıkları gerekçesiyle ibraname geçersiz sayılmış ise de, ceza mahkemesindeki yargılamada yüklenicinin taraf olmadığı, ibranamenin sahteliğinin iddia ve ispat edilmediği de dikkate alındığında, kooperatifin eski yöneticileri hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet kararı, ibranamenin geçersiz sayılmasını gerektirmez. Bu nedenle ibraname geçerli kabul edilerek davacı tarafın asıl ve birleşen davadaki talepleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre yeniden bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

3-Kabule göre de, iptali istenen çekler bakımından çekler ciro görmüş ise iyiniyetli hamillerin haklarının zayi olma ihtimali de dikkate alınarak ciro görmüş çeklerin iptaline değil, bu çekler bakımından borçlu olunmadığının tespitine karar verilmelidir.

4-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (4) numaralı bette açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 26.09.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.