Logo

6. Hukuk Dairesi2023/1587 E. 2023/1577 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinin feshi nedeniyle davacının, davalıdan çek bedelinin iadesi ile fesih ve fazladan ödeme nedeniyle tazminat istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, fesih protokolü kapsamında iadesi gereken USD cinsinden çek karşılığında TL cinsinden çek verdiğini ispatlayamaması ve fesihten kaynaklanan zararını ortaya koyamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1548 E., 2021/934 K.

İHBAR OLUNAN : ... Alüminyum Kompozit Panel Sanayi Tic. A.Ş.

DAVA TARİHİ : 08.05.2017

HÜKÜM : Esastan Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/327 E., 2019/516 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirket ile 20/04/2016 tarihinde davalı ile taşeron sözleşmesi imzaladığını, davalının yüklenmiş olduğu işi 10/08/2016 tarihinde eksiksiz ve tam olarak teslim etmeyi taaahüt etmesine rağmen yerine getiremediğini, işin yerine getirilmemesi nedeniyle tarafların sözleşmeyi 18/11/2016 tarihinde feshettiğini, fesih protokolünde henüz temin edilmeyen malzemeler yönünden ise 31/05/2017 tarihli 70.482,37 USD lik çek bedelini iade etmeyi taahhüt ettiğini, davalı malzemeyi temin etmemesi nedeniyle iadesi gereken 70.482,37 USD bedelli çeki müvekkiline iade etmediğini, bu şekilde haksız kazanç temin etmeye çalıştığını, davalının 31.05/2017 tarihli çeki iade etmesinin gerektiğini, bu itibarla çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, Ayrıca davalının müvekkilini zarar uğrattığını müvekkilinin fazladan ödeme yaptığını davalının fazladan yapılan ödemeyi de iade etmesinin gerektiğini, ayrıca davalının sözleşmenin hükümsüz kalmasına neden olduğunu ve müvekkilinin davalı ile anlaşılan fiyattan daha yüksek fiyatla eksik işleri tamamlattığından, davalının fazladan para ödenmesine neden olduğunu bu nedenle davalının müvekkilinin fazladan ödediği bedelinin de tazmin etmesi gerektiğini, belirterek bedelsiz kalan 31/05/2017 tarihli 70.482,37 USD bedelli çekten müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve sözleşmenin feshedilmesinden doğan müvekkilinin zararlarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davacı vekili 08/07/2017 tarihli dilekçesi ile de, müvekkilinin dava konusu ettiği çeke ilişkin mahkemece sadece davalı yönünden tedbir kararı verilmesi üzerine, davalı şirket yetkilisinin çeki babası olan ...'a ciro ettiğini, ...'un da çeki kötü niyetli olarak tahsil etmeye çalıştığını, banka tarafından durumun bildirilmesi üzerine müvekkilinin ...'u arayarak çeki iade etmesi hususunu bildirdiğini, ...'unda 70.432 USD lik çekin ödenmemesi halinde karşılıksız kaşesi vurduracağını belirtmesi üzerine, müvekkilinin ... ile görüşerek çeki teslim aldığını ve yerine 70.000 TL lik çek vermek zorunda kaldığını ve çekin arkasına ciro edilemez yazıldığını, müvekkilinin ...'un kötüniyetli yaklaşımı nedeniyle mağdur olduğunu karşılıksız kaşesi tehtidi altında davalıya 70.000 TL bedelli çek vermek zorunda kaldığını, davaya konu 70.432,00 USD lik çekin iade edilerek yerine 70.000 TL bedelli çek verilmesi nedeniyle davanın bu bedel üzerinden devam edilmesini gerektiğini, HMK'nun 141 maddesi uyarınca davadaki çek miktarını değiştirdiklerini, belirterek 70.000 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve sözleşmenin feshi nedeniyle uğradıkları zararlarını davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında "taraflar arasındaki sözleşmenin fesih nedeniyle zarara uğradığından bahisle tazminat talep edilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşme tarafların karşılıklı iradeleri ile sona erdirildiğinden protokolde sözleşmenin fesihi nedeniyle zararlardan kaynaklanan tazminat hakları saklı tutulmadığından, davacının sözleşmenin feshi nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacının 70.482,37 USD lik çekin iadesi gerektiği halde iade edilmediğinden, davadan sonra çekin iadesi gerçekleşmiş ise de karşılığından 70.000,00 TL bedelli çek vererek sonrasında ödediğinden bahisle söz konusu çek ile yapılan ödemenin istirdatına ilişkin talebi yönünden ise, Davacının bu talebi yönünden ispatlanması gereken husus 70.482,37 USD lik çekin fesih protokolü kapsamında iadesi gereken bir çek olup bedelsiz kaldığı ve bedelsiz kalmasına rağmen 70.000 TL bedelli çeki vermek zorunda kaldığıdır. Yargılama sırasında davaya konu USD cinsinden verilen çek iade edilmiş olup bu talep yönünden dava konusu kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. 70.000 TL bedeli çek yönünden ise davalı söz konusu çeki taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının ödemesi gereken hak ediş bedellerine mahsuben aldığını beyan etmiş, taraflar arasında söz konusu çekin verilme sebebine ilişkin bir anlaşma bulunmamaktadır. Bu durumda davacı söz konusu 70.000 TL bedelli çekin USD cinsindeki çekin iadesini sağlamak için verdiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Her ne kadar davacı tarafından 70.000 TL bedelli çekin, USD cinsinden verilen çekin iadesi sırasında düzenlenerek verildiğini belirterek çeke ilişkin ödeme olduğunu iddia etmiş ise de, çeklerin aynı anda verilmesi, söz konusu 70.000,00 TL bedeli çekin USD cinindeki çeke karşılık verildiği şekilde yorumlanamaz. 70.000 TL bedelli çekin, USD cinsinden alınan çeke karşılık mı yoksa taraflar arasındaki eser sözleşmesi ve fesih protokolleri çerçevesinde mevcut iş bedeline mahsuben mi verildiği hususunda bilirkişiden rapor alınmış, alınan bilirkişi raporuna, davacı tarafından sözleşmenin fesih sırasında yapılan iş miktarını tespit etmemiş olmasına ve işin de sonraki taşeron tarafından bitirilmiş olmasına göre davalının yapılan ödemeler sonrasında 4. Hak edişte hesap ediliğinden davalının 70.000,00 TL bedelli çekin verilmesinden önce 92.095,84 TL hak ediş alacağı ve nakti teminat alacağı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle verilen 70.000 TL bedelli çek ile yapılan ödemenin USD cinsinden verilen çekin iadesine karşılık değil, davalının alacağına mahsuben verildiğinin kabulüne karar verilerek istirdat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Konusuz kalan kısıma ilişkin yargılama giderleri yönünden ise, dava konu çek davalıya malzeme sağlanması sırasında verilmiş ve taraflarlar arasındaki protokol gereğince dava dışı firmaya aynı miktarda davacı tarafından çek verilmesi ile söz konusu çekin davacıya iadesi kararlaştırılmıştır. Söz konusu çek, taraflar arasındaki ödenmeyen iş bedeline yönelik olmadığından, davalı söz konusu çek bedelini alacağına mahsup edemez. Yerine yeni çekin verilmesi durumunda iade ile yükümlüdür. Davacı tarafından teslim tutanağı ile dava dışı şirkete aynı miktarda çeki teslim etmiş olmasına rağmen davalı tarafından çek iade edilmemiştir. Taraflar arasındaki protokol gereğince söz konusu çek bedelsiz kalmasına rağmen iade edilmediğinden dava açmakta davacı haklı olduğundan konusuz kalan kısım yönünden yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulmasına karar verilerek" davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvurusu dilekçesinde özetle; mahkemenin davayı değerlendirirken davalının dosyaya sunduğu delillere göre karar verdiğini, süresinde sunulmayan hiçbir delil ve beyanın HMK’nın 140 ve 141. maddelerine göre değerlendirilemeyeceğini, kendilerince sunulan beyanların ise irdelenmediğini, esasa ilişkin olarak ise; mahkemenin fesih protokolünü ibraname olarak algıladığını, oysa 17/11/2016 tarihli fesih protokolünün ileriye etkili olarak taraflar arasında devam eden işin sonlandırılmasına yönelik olduğunu, sadece davalının malzemeler konusunda müvekkilini gayrikabili rücu olarak ibra ettiğini, ancak müvekkilinin zararlarına ilişkin herhangi bir ibrası yada feragati bulunmadığını, kaldı ki davalının fesih protokolüne aykırı olarak USD bedelli çeki iade etmemesi nedeniyle fesih protokolünün geçersiz hale geldiğini, Mahkemenin, gerekçeli kararındaki tespite göre, tarafların ayrı ayrı düzenledikleri 4 no.lu hakedişe ilişkin iddia ve hesapların birbiri ile büyük ölçüde çelişkili olduğunun kabul edildiğini, o halde birbiri ile çelişen hesaplarda neden davalının ticari kayıtlarının esas aldığının gerekçeli kararda belirtmediğini, bilirkişi Kurulu'nun ticari defter incelemesi yapması neticesinde, müvekkilinin davalıya 549.100,00 TL ödeme yaptığını tespit ettiğini, ancak ek raporda yeni bir değerlendirme getirerek, fesih protokolünde yer alan davalıya yapılan 101.668,00 TL ödemeyi ticari defterlere göre kabul edilen toplam ödemeden minha ettiğini, sözleşmenin ve yapılan işin malzeme +işçilik sözleşmesi olup, fesih protokolündeki malzemelerin, davalının daha önceden proje için aldığı, fesih nedeniyle ödemesi yapılan ve teslim alınan malzemeler olup, bu bedelin de sözleşme bedeli içerisine dahil olduğundan yapılan bu minhanın hatalı olduğunu, yine bilirkişi kurulunun müvekkilinin yaptığı bu fazla ödemenin içerisine, davalının fatura düzenlememesi nedeniyle 70.000,00 TL lik çek ödemesini dahil etmeyi atladığını, söz konusu bedel de dahil edildiğinde müvekkilinin 82.355,00 TL + 70.000,00 TL = 152.355,00 TL fazla ödeme yaptığının açık olduğunu, davalının 4 numaralı hakedişin düzenlenmesini müteakip borçlu çıkacağını bildiğinden, 4 numaralı kesin hakedişi ısrarla imzalamadığını, bu hakedişe ilişkin fatura da düzenlemediğini, ticari defter kayıtlarında da yer almadığını, bu nedenle, davalıya karşı, fesih protokolünde iade etmesi gereken USD çeki iade etmeyerek, karşılıksız kaşesi vurdurma tehdidi altında müvekkilinden aldığı 70.000,00 TL lik çekin karşılığının bulunmadığını, Mahkemenin red kararı vermesinin doğru olmadığını belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını, müvekkilinin 31/01/2018 vadeli, E1-0407376 seri numaralı ve 70.000,00 TL lik çek bedelinden sorumlu olmadığının tespit edilmesini ve 31/01/2018 vadeli, E1-0407376 seri numaralı ve 70.000,00 TL lik çekin istirdadına karar verilmesini ve sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle uğranılan zararın şimdilik 5.000,00 TL’sinin sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde belirttiği istinaf sebeplerini temyiz dilekçesinde de ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri,

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ilâ 486 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacının USD cinsinden çeke karşılık TL cinsinden çek ödediğini iddia ettiğine göre bu iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğu, dosya kapsamından iddiasını ispatlayamadığı, fesihten dolayı uğranılan zararın da mevcut olmadığı anlaşıldığından davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.