Logo

6. Hukuk Dairesi2023/159 E. 2024/2248 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile cezai şart taleplerinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yüklenicinin temerrüde düşürülmediği, dolayısıyla arsa sahibinin cezai şart talebinde bulunamayacağı ve kesinleşen mahkeme kararıyla yüklenicinin zararının olmadığının tespit edildiği gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1851 E., 2022/1644 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/306 E., 2022/121 K.

1- İlk Derece Mahkemesince; asıl dava olarak açılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası ve karşı dava olarak açılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart istemine ilişkin davada; işbu davaya dayanak yapılan Ümraniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kesinleşen kararı ile taraflar arasındaki anlaşmazlığın sözleşme hükümleri ve bağımsız bölümlerin değeri dikkate alınarak mahkemenin müdahalesi ile giderildiği ve ilgili dosyada yüklenicinin arsa sahibinden talep edebileceği bir zararının bulunmadığının kabul edildiği, yine manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği sonucuna ulaşıldığı, ilgili karar ile geç teslimden söz edilemeyeceği bu nedenle arsa sahibinin geç teslim nedeniyle talep edebileceği bir tazminat alacağının bulunmadığı sonucuna varıldığı ve bu dosyadaki kararın kesinleştiği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

2- İlk Derece Mahkemesi kararına karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince; mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin 19. maddesinde belirtildiği üzere; yapının temellerinin, kaba inşaatının, inşaatın tümünün tamamlanıp yapının teslimi, inşaatın fiilen teslimi ve iskan alım tarihleri ile söz konusu tarihler itibariyle arsa sahibinin temerrüde düşürülüp düşürülmediği, temerrüte düşürülmüş ise yüklenicinin tazminatı gerektirir bir zararının bulunup bulunmadığı hususunda bir araştırma yapılmadığı, bu kapsamda yüklenicinin sözleşmedeki teslim tarihine göre gecikme hususunun da değerlendirilmediği göz önüne alınarak belediyesinden sorulmak ve imar işlem dosyası da getirtilmek suretiyle gerekli araştırma yapılıp, bu hususlarda ek bilirkişi raporu alınıp, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

3- Kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucu; bilirkişi raporu dayanak alınarak sözleşmenin 19. maddesinde belirtilen kademeli devir çerçevesinde tarihler itibariyle arsa sahibinin temerrüde düşmediği, akdi yükümlülüklerine aykırı hareket eden yüklenicinin sözleşme gereği kendisine devri gereken mülkiyet paylarının geç devredilmiş olması iddiası kapsamında herhangi bir zararının olmadığı, kesinleşen mahkeme kararı ile yüklenicinin 18.04.2013 tarihinde mütemerrit olduğu, 31.05.2013 teslim tarihine göre sözleşmenin 15. maddesi uyarınca arsa sahibinin 2.866,67 USD karşılığı 5.419,15 TL'yi 01.06.2013 tarihinden itibaren talep edebileceği gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile, 5.419,15 TL'nin 01.06.2013 tarihinden itibaren yasal faiz ile beraber davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

4- İlk Derece Mahkemesi kararına karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince; mahkemece karşı dava yönünden davalı arsa sahibine kesinleşen mahkeme kararı ile verilmesi kararlaştırılan bağımsız bölümlerin karşı davanın açılış tarihi olan 19/04/2013 tarihinden sonra ve 31/05/2013 tarihinde teslim edildiği anlaşıldığından davalı arsa sahibi lehine hesaplanan cezai şart alacağının karşı dava tarihi olan 19/04/2013 tarihine kadar hesaplanması gerekirken talebi aşacak şekilde yapılan hesaplamaya itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının ikinci kez kaldırılmasına karar verilmiştir.

5-Kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucu; 08/04/2013 tarihli noter ihtarnamesinin tebliğ edilemediğinin görüldüğü, bu nedenle temerrüdün oluşmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine, istinaf kararında asıl dava yönünden bir bozma sebebi gösterilmemesi nedeniyle bozmadan önceki gerekçesinden ayrılmayı gerektiren bir durum tespit olmadığı gerekçesiyle aynı gerekçelerle asıl davanın da reddine karar verilmiştir.

6-İlk Derece Mahkemesi kararına karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince; asıl dava bakımından yapılan incelemede, mahkemece davalı arsa sahibine düşen dairelerin mahkeme kararı ile belirlendiği gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, karşı dava yönünden yapılan incelemede ise, davalı yüklenicinin temerrüde düşürülmediği gözetilerek davacı arsa sahibinin cezai şart alacağına hak kazanmadığı gerekçesiyle karşı davanın da reddine karar verilmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

7- Bu karara karşı süresinde taraf vekillerince temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Asıl dava davacısı-karşı dava davalısı Dekon İnş San Ve Tic A.Ş. tarafından kararın 14.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği, ancak 29.11.2022 tarihinde temyiz edildiği, kararın temyizi süresinde olmadığından bu taraf bakımından temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.

Asıl dava davalısı-karşı davada davacı ... mirasçılarının temyiz istemleri bakımından ise; kamu düzenine aykırılık hallerinin re'sen gözetildiği, istinaf nedenleriyle sınırlı ve usulüne uygun olarak istinaf inceleme ve denetiminin yapıldığı, dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edilemediği, bu halde davalı yüklenicinin temerrüde düşürülmediği, davacı arsa sahibinin ceza-i şart alacağına hak kazanmadığı anlaşıldığından temyiz sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı-karşı davada davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine, davalı-karşı davada davacılar vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, peşin harcın istek halinde davacı-karşı davada davalıya iadesine, aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalı- karşı davacılardan alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.06.2024 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.