Logo

6. Hukuk Dairesi2023/173 E. 2024/2232 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tespiti ve ödenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma ilamına uygun olarak asansörün ruhsat alınmasına uygun olduğunu tespit etmesi ve buna göre iş bedelini hesaplaması usul ve yasaya uygun görüldüğünden, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/4 E., 2022/642 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

1- Mahkemenin ilk kararında, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli davasında, davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, asansör ruhsatının ödeme yapıldıktan sonra talep edilebileceği, asıl alacak likit olduğundan icra inkâr tazminatı talebinin haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2- Mahkeme kararına karşı, davalı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine, Dairemizce 15.12.2011 tarihli geçici teslim tutanağında belirlenen eksik ve kusurlar ile, yüklenicinin ruhsat ve diğer izinler ile resmi onayların alınması yükümlülüğünü yerine getirmediği gözönünde tutularak gerçekleştirilen imalâtın sözleşmeye göre işin tamamına göre fiziki gerçekleşme oranını tespit ve bu oranın götürü bedele uygulanmak suretiyle hak edilen iş bedeli hesaplattırılıp ihtilaf konusu olmayan ödemeler mahsup edildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği ve koşulları oluşmayan icra inkâr tazminat istemi de reddedilmesi gerektiği belirtilerek, mahkeme kararı bozulmuştur.

3- Mahkemece, önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir. Direnme kararına karşı davalı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine, Hukuk Genel Kurulu'nca sözleşme konusu asansörün ruhsata elverişli olup olmadığının tespit ettirilmesi ve varılacak sonuca göre hüküm kurulması, icra inkar tazminatı yönünden isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

4-Mahkemece, asansörün ruhsat alınmasına uygun durumda olduğu, gerçekleşen imalat ve montajın, sözleşme kapsamındaki işin tamamına göre fiziki oranının %100 olarak tespit edildiği, bu durumda talep edilebilecek miktarın KDV dahil 17.510,40 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

5- Bu karara karşı davalı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Kamu düzenine aykırılık hallerinin re'sen gözetildiği; mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verildiği, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.06.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Temyize konu dava hakkında daha önce temyiz incelemesi yapılmış olduğundan HUMK’nın Geçici 2. maddesi gereğince, kanun yolu incelemesinde karar kesinleşinceye kadar artık Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 ncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam edilmesi gerekmektedir.

HUMK’nın Ek 4,. maddesinde, “….her takvim yılı başından geçerli olmak üzere uygulanan parasal sınırların artışı, artışın yürürlüğe girdiği tarihten önce ilk derece mahkemelerince nihaî olarak karara bağlanmış davalar ile bölge adliye mahkemesi kararı üzerine yeniden bakılan davalarda ve Yargıtayın bozma kararı üzerine kararı bozulan mahkemece yeniden bakılan davalarda uygulanmaz” hükmü bulunmaktadır.

Bu hükme göre, dosya daha önce temyiz incelemesinden geçtiğinden mahkemece verilecek yeni kararların kanun yolu incelemesinde artık parasal sınırların artışı dikkate alınamaz. Maddede parasal sınırların artışı yeniden bakılan davalarda uygulanmayacağı belirtilmiş olup, temyiz ve karar düzeltme ayrımı bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak da yeniden bakılan davalarda verilen kararların temyiz ve karar düzeltme istemlerinde artık parasal sınırların dikkate alınmaması gerekir. Bu nedenle karar düzeltme talebinde de parasal sınırlardaki artış dikkate alınmaksızın karar düzeltme talebinin incelenmesi gerektiği düşüncemle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayım.