"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1839 E., 2022/104 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/1407 E., 2018/587 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında düzenlenen sözleşmeler ile montaj işlerinin yapımının kararlaştırıldığını, düzenlenen faturalar kabul edildiği halde bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini, dava konusu bedelin teminat olarak tutulmasının mümkün olmadığı gibi davalı tarafından müvekkilinin borçlu, üçüncü şahsın alacaklı olduğu İstanbul 37. İcra Dairesi'nin 2016/31622 Esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen haciz ihbarnamesi gereği yedi gün içinde ödeme yapılmadığını, beyanda da bulunulmadığını ileri sürerek, takibe vaki itirazın 346.814,17 TL bakımından iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında düzenlenen sözleşmenin 7. maddesi uyarınca davacının hak ediş bedeline hak kazanabilmesi için işin dava dışı iş sahibi ve müşavir tarafından kabul edilmesi gerektiğinden bakiye iş bedelinin muaccel olmadığını, öte yandan dava dışı ... tarafından davacı aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle müvekkiline haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin davacı şirkete olan borcunu bu dosya alacaklısına ödediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 2016/1407 Esas ve 2018/587 Karar sayılı kararı ile; davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 346.814,17 TL alacağı bulunduğu, ancak davalının İstanbul 37. İcra Dairesi'nin 2016/31622 Esas sayılı takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesi uyarınca takip dosyasının alacaklısı 3. kişiye toplamda 340.754,48 TL ödeme yaptığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, takibin 6.059,69 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde taraflar vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2021 tarihli, 2018/2011 Esas, 2021/727 Karar sayılı kararı ile, davalının icra takibine, takip konusu borcun tamamına, işlemiş faize ve tüm fer'ilere itiraz ettiği, borcu kabul etmediği, davaya konu takibe ilişkin borcun tamamının takip tarihi itibariyle mevcut ve muaccel olduğu hususunun yargılama sırasında belirlendiği, davalının 3. kişiye ilk ödemesini takibe itiraz süresini geçirdikten sonra 20/12/2016 tarihinde, diğer 3 ödemesini ise dava tarihinden sonra yapmış olduğu, davacının 3. kişiye ödenen bedeller bakımından da işbu itirazın iptali davasını açmakta haklı olduğu, söz konusu ödemelerin davaya konu takipte tahsil ve infaz sırasında dikkate alınmaları gerektiği gerekçesi ile davalının istinaf talebinin reddine, davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile, takibe vaki itirazın kısmen iptali ile takibin 346.814,17 TL asıl alacak üzerinden devamına, hükmolunan asıl alacağın % 20'si oranında 69.362,83 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 14.04.2022 tarihli, 2021/4091 Esas, 2022/2132 Karar sayılı kararı ile; davalı yüklenicinin İstanbul 37. İcra Dairesi’nin 2016/31622 Esas sayılı takip dosyası kapsamında İİK'nın 89/1. maddesi gereğince 29.11.2016 tarihinde tebliğ edilen haciz ihbarnamesine itiraz etmediği, borcun uhdesinde kaldığı, davaya dayanak icra takip dosyasına sunduğu 12.12.2016 tarihli itiraz dilekçesinde tebliğ alınan haciz ihbarnamesi gereği ödeme yapacağını belirttiği, davalı ile dava dışı ... arasında 19.12.2016 tarihinde ödeme protokolü düzenlendiği ve 20.12.2016 tarihinde borcun ilk taksidinin ödendiği, davalının davaya konu takip konusu borcu İstanbul 37. İcra Müdürlüğü’nün 2016/31622 Esas sayılı takip dosyasına ödemeyi düzenlenen protokol ile kabul etmesi ve takibe itiraz dilekçesinde de bu durumu belirtmiş olmasına rağmen 29.12.2016 tarihinde işbu davanın açılmış olması karşısında davalı tarafça İİK'nın 89/1. maddesi gereğince yapılan tüm ödemelerin bakiye iş bedelinden düşülerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu takipte talep edilen bakiye iş bedeli borcu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, davalı vekilinin beyanları doğrultusunda davaya konu İstanbul 5. İcra Dairesi'nin 2016/25119 Esas sayılı takip dosyasına konu olup, işbu itirazın iptali davası ile sadece 346.814,17 TL asıl alacak bakımından itirazın iptali talep edilen borcun davalı tarafça ödenmiş olduğu, savunmasının sadece İstanbul 37. İcra Müdürlüğü'nün 2016/31622 Esas sayılı takip dosyasının alacaklısına İİK'nın 89/1 haciz ihbarnamesi kapsamında yapılmış olan ödemelerle ispatlanabileceği, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde de sadece bu ödemelerden bahsedilmiş olunduğu, bu ödemelerin ise, yukarıda açıklandığı üzere toplam 340.754,48 TL olduğu, davalı tarafça İİK'nın 89/1. maddesi gereğince yapılan bu ödeme miktarı, 346.814,17 TL bakiye iş bedelinden düşüldüğünde geriye 6.059,69 TL kaldığı, ilk derece mahkemesince de bu miktar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olduğu, buna göre verilen kararın Yargıtay bozma ilamı ile usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 16.05.2018 tarihli, 2016/1407 Esas, 2018/587 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraflar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ:
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı tarafından 3. kişiye yapılan ödemelerin geçersiz olduğunu, dava tarihinde ödeme mevcut olmadığından davalının yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkâr tazminatından sorumlu olduğunu, davalının iyiniyetli olmadığını, dava açıldığı tarihte icra dosyasına cevap vermediğini, dava dışı kişi ile davalı arasında düzenlenen sözleşmenin geçersiz olduğunu, ödemelerin dava konusu alacaktan düşülemeyeceğini belirterek, kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve devamı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369, 370 ve 371. maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 2021/4091 Esas, 2022/2132 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Bozmaya uyma veya direnme” başlıklı 373/2. maddesinde “Bölge adliye mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtayca tamamen veya kısmen bozulduğu takdirde dosya, kararı veren bölge adliye mahkemesi veya uygun görülen diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderilir” hükmü getirilmiştir.
Sözü edilen düzenleme gereğince Dairemiz bozma kararı sonrasında dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Bölge adliye mahkemesince bozma ilâmına uyulmuş, ancak davanın esası hakkında karar vermek yerine taraflar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda ulaşılacak sonuca uygun şekilde davanın esası hakkında karar vermekten ibaretttir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan yanlış değerlendirme sonucu karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
VII. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
“Değerlendirme” bölümünün “2” nci bendinde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacı vekilinin diğer temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.