Logo

6. Hukuk Dairesi2023/2292 E. 2024/3924 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan alacakların tahsili için yükleniciye ait bağımsız bölümlerin satışına izin verilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılarca davalı yüklenicinin edimlerini eksik ifa etmesi nedeniyle doğan alacaklar ile yüklenicinin sorumluluğunda olan SGK ve vergi borçları hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ve bu hususlardaki miktar tespiti yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olması gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/54 E., 2022/166 K.

KARAR : Davanın Reddi

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davacılarla davalı yüklenici arasında düzenleme şeklinde 14.03.2001 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, inşaatın süresinde bitirilmemesi ve plan projesine uygun yapılmaması nedeniyle alacak davası açıldığını ve ilgili mahkemece davalarının kabul edildiğini, 37.903,95 Türk Lirası'nın dava tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilip kararın kesinleştiğini, alacağın tahsili için icra takibine geçildiğini, ancak borcu tahsil edemediklerini, apartman sakinleri ve davacıların iskan ruhsatını aldıklarını, yüklenicinin vergi dairesi ve SGK nezdindeki borçlarını da ödemediğini, tüm bu alacaklarının tahsili için sözleşmeye göre her ne kadar tapuda davacılar adına kayıtlıysa da yükleniciye ait olan iki dairenin satışına izin verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

İlk Derece Mahkemesince; dava açıldığı tarihte davalı şirketin ticaret sicil kaydından silindiği gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Bu karara karşı, davacılar vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairemizin (Kapatılan 15. Hukuk Dairesi) 04.12.2019 tarih ve 2019/1713 E., 2019/4988 K. sayılı ilamıyla temyiz işlemleri sırasında mahkeme ilamı ile şirketin ihyasına karar verildiği ve bu kararın 26.01.2018 tarihinde kesinleştiği, davalı şirketin bu şekilde ihya edildiği ve yeniden sicile kayıt edilerek tüzel kişilik kazandığı, mahkemece, davalı şirketin ihya edilmesi için davacıya süre verilerek ihyasından sonra davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, tamamlanabilir dava şartı yönünden davacıya süre verilmeksizin davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davalının 12.07.2010 günü taraflar arasındaki sözleşme gereğince iskan raporunu da alarak edimini yerine getirdiği, davacıların TBK 474. madde kapsamında bir itirazlarının olmadığı, böylece davalının eser sözleşmesi kapsamında iskan raporunu da alarak eseri tamamladığı, davacının da itiraz etmeyerek bunu kabul ettiği, bu halde davacıların artık sözleşme kapsamında davalıdan talep edebilecekleri nama ifa haklarının kalmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Bu karara karşı davacılar vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Dava; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı nama ifaya ve satışa izin verilmesine ilişkindir.

Sözleşmeden kaynaklanan edimlerini süresi içerisinde ifa etmeyerek temerrüde düşen yüklenicinin işi tamamlama olasılığı zayıf ise, iş sahibi, aynen ifayı değil; nama ifa yolunu seçebilir. Eksik kalan işin yüklenicinin nam ve hesabına, iş sahibinin bizzat veya başka yükleniciye tamamlattırılmasına “nama ifa” denir. İş sahibi nama ifa yolunu seçtiğinde, ifada ısrar ettiği anlamı çıkar. Nama ifada yüklenicinin inşaatı tamamlama ediminin bir kısmı, belirlenecek miktarda paraya dönüşmekte, iş sahibi açısından ise, ifa beklentisi aynı kalmaktadır. TBK’nın 113. maddesinde, yapma borcu borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklı, masrafı borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini isteyebilir; her türlü giderim hakkı saklıdır denilmek suretiyle nama ifa ve ifaya izin verilmesi düzenlemiştir.

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yükleniciye verilmesi gerekip de hâlen arsa sahibi adına kayıtlı bağımsız bölümler varsa nama ifaya izin davası ile birlikte eksik ve kusurların giderilmesi için gerekli masraflara harcanmak üzere yükleniciye ait olan bağımsız bölümlerin satışına izin verilmesi de talep edilmektedir. Bu durumda mahkemece; satışına izin talep edilen yükleniciye ait bağımsız bölümlerin değeri ile eksik - kusurlu işler bedelinin hükme en yakın tarihteki piyasa rayiçleri esas alınarak tespit ettirilmesi, yapı kullanma ruhsatı masraflarının da yine hükme en yakın tarih itibariyle belirlenmesi ve bu giderlerin satış bedelinden karşılanmasına karar verilmesi gerekmektedir.

Somut olayda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamaların aksine, davacılarca davalı yüklenicinin edimlerini eksik ifa etmesi nedeniyle doğan alacakları, sözleşmeye göre yüklenicinin sorumluluğunda olan SGK ve vergi borçları hususlarında araştırılma yapılmadan ve bilirkişi raporu ile bu miktarlar tespit edilmeden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz istemlerinin kabulüyle kararın davacılar lehine BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, temyiz peşin harcın istek halinde ilgilisine, iş bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere , 11.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.