Logo

6. Hukuk Dairesi2023/228 E. 2023/1594 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İpotekli bir taşınmazın satış bedelinin dağıtımında düzenlenen sıra cetveline itirazın kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının ipotekli alacağı temlik yoluyla devralmasının ve takip alacaklısı bankanın icra takibini geç başlatmasının hukuki bir sakınca oluşturmadığı, satış bedelinin davalı alacağına yetmediği ve davacıya pay kalmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1784 E., 2022/1466 K.

DAVA TARİHİ : 02.02.2018

HÜKÜM/KARAR : Esastan Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/62 E., 2018/653 K.

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı borçlulara ait taşınmazların satıldığını, düzenlenen sıra cetvelinde tüm paranın davalının ipotek alacağına ödendiğini, davalının ipotek alacağını dava dışı Halk Bankasından temlik aldığını, dava dışı Halk Bankasının dava dışı borçlular aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaparak ipotekli 3 taşınmazın satışını talep ettiğini, bu taşınmazlardan birinin davalıya ait olduğunu, davalının kendi taşınmazını satıştan kurtarmak için dava dışı bankanın ipotek alacağını temlik alarak alacaklıların alacağını almasına engel olduğunu, ayrıca dava dışı bankanın zamanında takip başlatmayarak faizin artmasına sebebiyet verdiğini, dava dışı bankanın kendi gecikmesinden kaynaklanan bu artışın satış bedelinden ödenmesinin hukuka uygun olmadığını, 1. sıradaki davalı alacağına itirazlarının da gözetilerek ana para dışında kalan miktarın müvekkil şirketin alacaklı olduğu dosyaya yeniden bir sıra cetveli düzenlenmeksizin ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ipotekli dosya alacağını temlik aldığı tarihte satış işlemlerinin gerçekleşmiş olduğunu, taşınmazların banka tarafından satıldığını, temlik işlemlerinin yasaya uygun şekilde yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, takip alacaklısı bankadan yasaya uygun şekilde alacağı temlik aldığı, davalının kendi taşınmazının satışını istemeye zorunlu kılan yasa hükmünün bulunmadığı, davacının dava dışı bankanın icra takibine geç girişmesi nedeniyle fazladan faiz tahsil ettiği yönünde bir itirazının olamayacağı, taşınmazların satışından elde edilen nema getirisi dahil satış bedelinin davalı alacaklının ipotek alacağını dahi karşılamadığı, dava konusu satış bedelinden davacıya ayrılacak herhangi bir payın bulunmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının takibine konu 3 taşınmazın birlikte borcun teminatını teşkil ettiğini, bu nedenle 3 taşınmazın birlikte satışa çıkarılarak 3 taşınmazın satışından elde edilen miktarın usulüne uygun düzenlenen sıra cetveli uyarınca alacaklılar arasında paylaşılması gerektiğini, ancak davalının sadece iki taşınmazı satışa çıkardığını üçüncü taşınmazın satışını engelleyerek alacaklıların alacaklarına ulaşmalarını engel olduğunu, takip alacaklısı bankanın icra takibini derhal başlatmadığını, kendi kusuruyla zararın artmasına neden olduğunu, mevcut borcun neredeyse üçte birini faiz alacağının oluşturduğunu, bilirkişi raporunda dava konusu hususlara ilişkin ileri sürülen iddialar konusunda inceleme yapılmadığını, müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; rehinli alacak temlik edildiğinde temlik alanın, temlik edenin haklarına halef olacağı, davalının ipotekli alacağını temlik aldıktan sonra üçüncü taşınmazın satışından vazgeçebileceği, temlik eden bankanın zaman aşımı süresi içerisinde alacağını tahsil için yasal yollara müracaat etme hakkına sahip olduğu, bu nedenle bankanın, icra takibini geç başlattığı nedeniyle yüksek miktarda faiz alacağı doğmasına sebep verdiğine yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı, bilirkişi raporunda değerlendirilmediği ileri sürülen hususların hukuki bilgiyle çözümlenebileceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, İİK 142, 148 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.