Logo

6. Hukuk Dairesi2023/2766 E. 2025/109 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe yapılan itirazın iptali isteminin kabul edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı yüklenicinin, imar planının iptal edildiğini bilerek ek protokolü imzaladığı ve protokolde belirlenen tarihte iskân ruhsatı alamadığı için taahhüdünü yerine getiremediği gözetilerek, mahkemenin itirazın iptaline ve takibin devamına karar vermesi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/691 E., 2023/77 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul

1-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince tesis edilen ipotek hakkında başlatılan, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.

2-Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22.01.2013 tarihli ve 2004/493 Esas, 2013/13 Karar sayılı kararı ile; idare mahkemesinin imar planının iptaline yönelik kesinleşen kararı ile belediye meclisinin aldığı karar uyarınca dava konusu taşınmazda inşaat yapılmasının ve iskân ruhsatı alınmasının hukuken imkânsız hâle geldiği, taraflar arasında imzalanan 07.12.2001 tarihli ek protokolde düzenlenen ve davalının 31.12.2003 tarihine kadar iskân iznini alamaması hâlinde 40.000 USD ceza ödeyeceğine dair taahhüdün “garanti” niteliğinde olduğu, ifa imkânsızlığı doğduğu için davalının üstlendiği riskin gerçekleştirilemez bir risk olduğu ve ek protokol gereği dava konusu olarak istenen 40.000 USD'nin hukuken talep edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

3-Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

4-Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 31.10.2014 tarihli, 2014/6361 Esas, 2014/6807 Karar sayılı birinci bozma kararı ile;

“Taraflar arasında harici olarak imzalanan 07.12.2001 günlü ek protokolün; 1. maddesinde, “Müteahhit arsa ve inşaatla ilgili olarak Belediye, Valilik ve diğer merciler nezdinde arsa sahibi adına gerekli olan işlemler için başvurmayı inşaat plan ve tadilatlarını yaparak iskân ruhsatını almayı, iskân talebi reddedilirse yetkili idare mahkemesinde iskân ruhsatı temin için dava açmayı, inşaatların teslimi için her türlü işi takip etmeyi ve sonuçlandırmayı kabul ve taahhüt etmektedir. Müteahhit en geç 31.12.2003 tarihine kadar hangi nedenle olursa olsun iskân iznini alamadığı takdirde arsa sahibine 40.000 USD tazminat ödemekle yükümlü olacaktır” hükmü öngörülmüş, 3. maddesinde ise müteahhit tarafından iskân ruhsatının alınması amacı ile yükleniciye isabet eden bazı bağımsız bölümler üzerinde ipotek tesis edileceği düzenlenmiştir. Aydın 2. İdare Mahkemesi'nin 1997/1670 Esas sayılı dava dosyasında ise, imar planının iptaline ilişkin karar Danıştay'ca 13.02.2001 günü onanmıştır. Görülüyor ki, davalı yüklenici imar planının iptal edildiğini bilerek, yukarıda anılan ek protokolü imzalamıştır. Her ne kadar resmi şekilde yapılan sözleşmeleri değiştiren veya ek düzenlemeler getiren sözleşmelerin de resmi şekilde yapılması gerekir ise de, taraflarca ek protokol gereğince yüklenicinin bağımsız bölümlerine ipotek tesis edilerek, sözleşme uygulanmaya başlandığından artık geçersizliğinin ileri sürülmesi iyiniyet kurallarına uygun düşmeyecektir. O halde, mevcut durumu bilerek ek protokolü imzalayan davalı yüklenicinin taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle sorumlu olduğunun kabulü zorunludur. Bununla birlikte, mahkemece, ifa imkansızlığı nedeniyle dava reddedilmiş ise de, inşaata ilişkin iskân izinlerinin 03.04.2013 günü alındığı, yani ifanın imkansız olmadığı da açıktır.Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın kabulü yerine, yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi hatalı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir" gerekçesiyle karar bozulmuştur.

5-Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 02.02.2017 tarihli ve 2016/347 Esas, 2017/56 Karar sayılı kararı ile; uyulan bozma kararındaki gerekçe aynen tekrarlanarak davanın kabulüne, davalının takibe itirazının iptali ile 60.000,00 TL asıl alacağın %20’si olan 12.000,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

6-Mahkemenin ikinci kararına karşı süresinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

7-Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi'nin 20.06.2018 tarihli, 2018/818 Esas, 2018/2582 Karar sayılı ikinci bozma kararı ile; davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddedilerek, "... Davalı yüklenicinin imar planıyla ilgili araştırma yükümlülüğü işin uzmanı olması ve basiretli bir tacir gibi davranması ve bu konuda belediye kayıtlarını inceleyerek sözleşmeyi imzalaması gerekir ise de, davacı iş sahibi de, Aydın İdare Mahkemesi'ne başvuruda bulunduğu halde bu konudan yükleniciyi haberdar ettiğini kanıtlayamamış ve her iki sözleşmeyi ve ek protokolü imzalamıştır. Bu durumda ortak kusurdan söz etmek hakkaniyete uygun olup davacı arsa sahibinin kararlaştırılan cezayı istemesi iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz. Birinci bilirkişi raporunda da, yapılan ölçümde ikinci projeye uygun imalât yapıldığı, idare mahkemesine dava açılmamış ve imar uygulaması iptâl edilmemiş olsaydı imar uygulamasındaki ifraz söz konusu olacağından yapılan binalara yapı kullanma belgesinin verilebileceği görüşü bildirilmiştir. Bu haliyle yüklenicinin tamamen kusurlu olduğundan bahsedilemez. İş sahibi de açıklanan gerekçeyle kusurludur. Bu nedenlerle istemin reddi yerine kabulü yönündeki bozma ilâmının maddi hataya dayandığının kabulü gerekir...Maddi hataya dayalı bozma ilâmına uyulması halinde usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnası gerçekleşmiştir.Tüm bu nedenlerle mahkemece davanın reddi gerekirken kabulü hatalı olmuş, mahkeme kararının bozulması uygun bulunmuştur…” gerekçesiyle karar davalı yararına bozulmuştur.

8- Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16.01.2020 tarihli, 2019/361 Esas, 2020/29 Karar sayılı kararı ile; uyulan bozma kararı doğrultusunda tarafların ortak kusurlu olduğu ve davacı arsa sahibinin protokolde kararlaştırılan cezayı istemesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

9- Mahkemenin üçüncü kararına karşı süresinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

10-Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 26.05.2021 tarihli, 2020/2174 Esas, 2021/2278 Karar sayılı kararı ile; hükmün onanmasına karar verilmiş ise de, davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 20.09.2021 tarihli ve 2021/4672 Esas, 2021/216 Karar sayılı kararı ile; davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine mahkemece verilen kararın temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna ait olduğu gerekçesiyle dava dosyasının Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

11-Hukuk Genel Kurulunun 08.02.2022 tarihli, 2021/(15)6-843 Esas, 2022/80 Karar sayılı ilamı ile,"...devir sözleşmesi ve muvafakatnamenin düzenlendiği 16.08.2001 tarihinde ve tarafların ek protokolü imzaladığı 07.12.2001 tarihinde 3194 sayılı İmar Kanunu 18. madde uygulaması ve buna göre düzenlenen inşaat ruhsatı iptal edilmiş olup, basiretli bir tacir ve işinin ehli teknik adam gibi davranarak belediye kayıtlarını inceleyip sözleşmeyi imzalaması gereken davalı yüklenici, üzerine düşen gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek kusurlu davrandığı gibi belediyenin yaptığı imar uygulamasının da iptal edildiğini bilerek 07.12.2001 tarihli ek protokolü imzalamıştır. Bu protokol uyarınca davalı 31.12.2003 tarihine kadar “hangi nedenle olursa olsun” şeklinde güçlendirilmiş bir ifadeyle iskân iznini almayı, aksi takdirde 40.000USD tazminatı ödemeyi, bu tazminatın teminatı olarak inşaat sözleşmesine göre kendisine devredilecek olan bağımsız bölümler üzerine kesin borç (anapara) ipoteği tesisini kabul etmiştir. Ne var ki; davalı yüklenici protokolde kararlaştırılan 31.12.2003 tarihinde iskân ruhsatını alamadığından taahhüdünü yerine getirememiştir. O hâlde davacı arsa sahibinin yükleniciye isabet eden iki adet bağımsız bölüm üzerine teminat olarak konulan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatmasında hukukî yararının bulunduğu açıktır. Netice itibariyle mahkemece imar uygulaması ile ilgili mevcut durumu bilerek protokolü imzalayan davalı yüklenicinin üstlendiği edimlerini ifa etmediği nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, tarafların ortak kusurlu olduğu ve davacı arsa sahibinin protokolde kararlaştırılan cezayı isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Hâl böyle olunca, mahkemece verilen davanın reddine dair karar bozulmalıdır" gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

12-Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile, Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün 2004/... Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile, takibin aynen devamına, asıl alacak miktarı olan 60.000,00 TL'nin %20'si oranında icra inkâr tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Kamu düzenine aykırılık halleri ile kesin bozma doğrultusunda ve usuli kazanılmış hak ilkesinin re'sen gözetildiği; dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Hukuk Genel Kurulu kararının bu dava için bağlayıcı olduğu ve mahkemece Hukuk Genel Kurulu kararına uygun olarak karar verildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin davalı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle geldi.