Logo

6. Hukuk Dairesi2023/2851 E. 2023/3350 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından haksız feshedilen eser sözleşmesi nedeniyle davacının kâr kaybı, teminat mektupları komisyon gideri ve kira bedeli alacaklarına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına uygun olarak davacının kâr kaybını hesaplatması, delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmaması ve bozma dışı kalan hususların kesinleşmiş olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

EK KARAR TARİHİ : 02.06.2023

SAYISI : 2019/303 E., 2023/244 K.

DAVA TARİHİ : 13.01.2011

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay(Kapatılan) 15.Hukuk Dairesi'nce İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kesinleşen kısımlar için karar verilmesine yer olmadığına, kâr kaybı alacağı için kabul kararı verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraflar vekilince tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında 23.09.2008 tarihinde “Afganistan Kabil İli İbni Sina Hastanesi Kompleksi Tadilat ve Yapım İşine Ait Anahtar Teslimi Götürü Bedel Sözleşmesi” imzalandığını; sözleşmenin, 5.1 maddesinde işin bedeli olarak 5.900.000,00 USD kararlaştırıldığını; 10.1.1 maddesinde de, 24.09.2008 tarihinde yer teslim tutanağının taraflarca imza altına alınarak yer tesliminin fiilen gerçekleştirildiğini; davacının, avans talebinde bulunduğunu ve 1.475.000,00 USD ödendiğini; hastane yönetimince, inşaat alanında bulunan konteyner depolarının kaldırılmaması sebebiyle işe fiilen başlanılamadığını; davalının, sözleşmenin 21.4 maddesine göre süre uzatımı yapılacağını kabul ettiğini; ancak, sonradan 03.11.2009 tarihli yazı ile hiçbir haklı neden göstermeden ve yer tesliminin yapılamadığından bahisle işe başlanılamadığını ve söz konusu ihalenin 28.maddesi gereğince feshine karar verildiğini ve bu nedenle avans olarak verilen 1.475.000,00 USD'nin iadesini istediğini; davacının, verilen avanstan 1.228.926,50 USD'nin yatırım harcamaları için kullanıldığını bildirdiğini; davalının kabul etmemesi sebebiyle 1.475.000,00 USD'nin 08.07.2010 tarihinde ödendiğini; Ankara 9. Noterliği'nin 27.07.2010 tarih ve 17150 yevmiye sayıl ihtarnamesi ile maddî manevi ve fazlaya ilişkin hak saklı tutularak şimdilik 2.703.926,50 USD'nin 3 gün içinde ödenmesinin istenildiğini; avansın 1.228.926,50 USD'sinin; şantiyenin kurulması için gerekli makine ve ekipmanın nakli, taahhüdün ifası için gerekli ihzarat malzemesinin temini, makine ekipman malzeme ve cihazların satın alınması ve siparişe bağlanması, personel giderleri ve genel giderler gibi işler için kullanıldığını; karşı tarafın fesih iradesiyle sözleşmenin ileriye etkili olarak sona erdiğini; bu nedenle, müvekkili şirketin fesih anına kadar bu iş nedeniyle yapmış olduğu 1.228.926,50 USD'yi “giderler karşılığı” olarak akdin fesih ve aynı zamanda zarar ve ziyanların ödenmesi gereken tarih olan 03.11.2009 tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak TL karşılığına mahsuben şimdilik 25.000,00 TL'sini, yine müvekkil şirketin eser bitmiş olsaydı sağlayabileceği (sözleşme bedeli olan 5.900.000,00 USDx%50)=2.950.000,00 USD'yi “kâr karşılığı” olarak akdin fesih ve aynı zamanda zarar ve ziyanların ödenmesi gereken tarih olan 03.11.2009 tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak TL karşılığına mahsuben şimdilik 25.000,00 TL'si, olmak üzere toplam 50.000,00 TL alacağın alacağın muaccel olduğu 03.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.

Davacı vekili, 30.10.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 1.260.858,00 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin söz konusu depoların inşaat alanından kaldırılacağı inancıyla beklemesinin sebebinin, TİKA Afganistan Kabil Program Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen 01.12.2008 tarih ve KBL-TİK-08-934 sayılı yazı olduğunu; ilgili yazıda işe fiilen başlanamamış olması sebebiyle meydana gelen kayıp zamanın verilen sürenin sonuna ekleneceğinin bildirildiğini; sözleşmenin 14.maddesinin birinci fıkrasında, “yer teslimi yapıldıktan sonra ve iş programı onaylandıktan sonra yüklenicinin yazılı isteği üzerine avans teminat mektubu karşılığında; şantiyenin kurulması, lüzumlu makine ve ekipmanın nakli; taahhüdün ifası için gerekli ihzarat malzemesinin temini; makine, ekipman, malzeme ve cihazların satın alınması ve siparişe bağlanması, gibi işleri için gerekli giderleri karşılamak üzere sözleşme bedelinin %25'ine kadar avans verilebileceği”nin belirtilerek avansın nasıl kullanılacağının açıklandığını; avansın verilme amacının belli olduğunu; idarenin avansı müvekkili şirkete vermekle, kullanma hususunda da yetkili kılmış olduğunu; sözleşmenin 26.maddesinin gereğinin yerine getirilerek müvekkil şirkete ait personele ilişkin listenin müvekkil şirketin “Ayba-inşaat 2008 Afg-1467” sayılı ve 14.10.2008 tarihli yazısı ve eki 6 adet diploma örneğiyle birlikte davalı idareye sunulduğunu; “...İdare bu elemanlar hakkında gerekli incelemeyi yaptıktan sonra kabul edip etmediğini 20 gün içinde yükleniciye tebliğ eder. İdarece bu tebliğ yapılmadığı takdirde, bildirilen teknik elemanlar kabul edilmiş sayılır” denildiğini; davalı idarenin, müvekkil şirketin göndermiş olduğu eleman listesini zımni olarak kabul ettiğini; bu sebeple ilgili personele ilişkin olarak yapılan harcamalar hukuka ve usule uygun olduğunu, ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01/03/2016 tarihli ve 2011/36 Esas, 2016/130 Karar sayılı kararıyla; sözleşme giderleri, ödenen kira bedeli ve teminat komisyonu giderleri açısından kabul, kâr kaybı talebi açısından ise ret kararı verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay(Kapatılan) 15.Hukuk Dairesi 26.04.2018 tarih 2016/5951 Esas ve 2018/1756 karar sayılı ilamında "Mahkemece toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucu davalı iş sahibinin sözleşmeyi haksız olarak fesih ettiği anlaşılmış olup, mahkemenin bu yöndeki kabulüne rağmen kâr kaybı isteyemeyeceği yönündeki tespitinde isabet yoktur. Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre eser sözleşmesinin karşı tarafın kusuru ile feshi halinde kâr kaybının hesabında sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 356. maddesinin yollamasıyla aynı Yasa’nın 325. maddesi hükmünde öngörülen yöntemin uygulanması gerekir. Sözü edilen bu yöntem “kesinti yöntemi”dir. Kesinti yöntemine göre davacı yüklenicinin yapılmayan sözleşme konusu işlerden ötürü mahrum kaldığı kârın hesaplanabilmesi için; yapılmayan işin sözleşmesinin feshi tarihindeki bedeli saptandıktan sonra, bu bedelden yüklenicinin işi tamamlamaması nedeniyle tasarruf ettiği malzeme ve işçilik bedelleri ile genel giderleri, bu süre içinde başka bir iş bulup çalışmışsa elde ettiği kâr, başka bir iş bulmaktan kasten kaçınmışsa elde etmekten kaçındığı kâr tespit ettirilip, yapılmayan iş bedelinden çıkarmak suretiyle bulunan miktarın kâr kaybı olduğunun kabulüyle davalı yüklenici şirketten tahsiline karar vermek gerekir.

O nedenle mahkemece yapılacak iş; yeni bir bilirkişi kurulundan yukarıda belirtildiği şekilde davacı yüklenicinin kâr kaybı alacağı hesaplattırılıp sonucuna göre karar vermek olmalıdır.

Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu verilen karar doğru olmamış," gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma ilamı içeriği dikkate alındığında, taraflar arasında mevcut 23/09/2008 tarihli eser sözleşmesinin davalı tarafından haksız fesih olunması nedeniyle davada, istek kalemlerinden olan ve menfi zarar kapsamında talep edilen sözleşme nedeniyle davacı yüklenici tarafından sözleşmenin fesih tarihine kadar yapılan giderlere ilişkin Mahkememizce davanın kısmen kabulüne ilişkin 01/03/2016 tarihinde verilen karar kesinleşmiş olmakla, yeniden hüküm kurulurken önceki hükme atıf yapılarak yeniden karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verildiği, uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davalı iş sahibinin sözleşmeyi haksız fesih etmesi nedeniyle davacı yüklenicinin talep edebileceği kâr kaybının yine bozma ilamında açıklanan ilkeler çerçevesinde belirlenmesi için, inşaat mühendisi Ali Rıza Yücel ve mali müşavir ... 29/05/2020 tarihli rapor ve 15/06/2021 tarihli ek rapor aldırılmış, söz konusu rapor ve ek raporun hüküm için elverişli olmaması nedeniyle, inşaat mühendisi Selahhattin Likoğlu ve mali müşavir Melek Bolat'tan 15/08/2022 tarihli rapor ve itirazları karşılar şekilde 24/01/2023 tarihli ek rapor aldırıldığı, davacı tarafça 30/10/2014 tarihli ıslah dilekçesinde sözleşmenin haksız olarak fesih olunduğu iddiasına dayalı olarak mahrum kalınan kâr payı bedeli olarak 356.068,56 USD karşılığı 534.993,01 TL talep edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 16.maddesinde, işin tamamının tek bir yükleniciye kesinlikle verilemeyeceği, kısmen alt yükleniciye iş yaptırılmasının düşünülmesi halinde alt yükleniciyle sözleşme imzalanmadan, idarenin onayına sunulması zorunluluğu bulunmakta olup, ikinci bilirkişi kurulu kök raporunda, alt yüklenici görevlendirilmesi hususunda idarenin olumsuz görüş bildirdiği anlaşıldığı, bozma sonrası, davacı yüklenici şirketin haksız fesih nedeniyle talep edebileceği mahrum kalınan kâr tutarının belirlenmesi için gerekli olduğu ifade edilen belgeler taraflarca sunulmuş ve yazılan müzekkereler ile temin edildiği, bozma sonrası ikinci kez teknik bilirkişi ve mali müşavirden oluşturulan bilirkişi kurulundan aldırılan 15/08/2022 tarihli rapora her iki yan vekilince itiraz edilmesi sonrasında aldırılan 24/01/2023 tarihli ek raporda, tarafların kök rapora yönelik itirazları karşılanmak sureti ile uyulan bozma ilamındaki hesaplama yöntemi dikkate alınarak, gerekçeli ve denetime elverişli olarak ve yapılan hesaplama tablo halinde gösterilmek sureti ile davacının taşeron çalıştırmadan sadece kendi imkanlarıyla taahhüdünü yerine getirmesi durumunda kâr kaybının 968.568,84 USD olduğu belirlendiği, ek rapora yönelik itirazlar, raporun gerekçeli ve denetime elverişli özellikle bozma ilamındaki usule uygun olarak düzenlenmiş olması nedeniyle haklı görülmeyerek, davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki istemi, mahkememizce uyulan bozma ilamı kapsamında verilen ilk karar ile taraflar yararına kazanılmış olan haklar dikkate alınarak, 24/01/2023 tarihli ek bilirkişi raporundaki hesaplamaya itibar edilerek, haksız fesih nedeniyle mahrum kalınan kâr kaybı istek kalemiyle ilgili davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kesinleşen hususlar yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesinin doğru olmadığı, bu hususlar için yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiğini, bilirkişi raporundaki hesaplamada personel giderlerinin düşülmediğini ancak düşülmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kesinleşen hususlar yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesinin doğru olmadığı, bu hususlar için yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiğini, sözleşmenin haksız olarak feshedilmediğini, rapordaki hesaplamanın doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshinden kaynaklanan kâr kaybı, teminat mektupları için ödenen komisyon gideri ve ödenen kira bedeline alacağına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (1086 sayılı Kanun) 428 nci maddesi, 438 nci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrası,

818 sayılı Kanununun 355 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin 2 nci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre usul ve kanuna uygun olup, bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan belirleme ve hesaplamaların bozma ilamına uygun olduğu, hükme elverişli ve denetlenebilir olduğu anlaşıldığından taraflar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ve davalı vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davacıdan alınmasına,

Temyiz harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına,

kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.