Logo

6. Hukuk Dairesi2023/284 E. 2023/3973 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı kooperatife noter aracılığıyla yaptığı istifa bildiriminin geçerliliği ve davacının kooperatif üyeliğinden ayrılıp ayrılmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kooperatifler Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca, ortağın istifa bildiriminin yenilik doğurucu nitelikte olduğu ve kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurduğu gözetilerek, davacının noter ihtarnamesiyle istifasını bildirdiği ve ihtarname kooperatife ulaştığı için davacının istifa tarihinden itibaren kooperatif üyeliğinden ayrıldığı kabul edilerek, yerel mahkeme kararının bozulması suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/726 E., 2022/1719 K.

DAVA TARİHİ : 31.07.2019

HÜKÜM/KARAR : Esas hakkında yeniden hüküm / Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2019/398 E., 2021/54 K.

Taraflar arasında kooperatif ortağı olmadığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının noter kanalıyla davalı kooperatife istifa bildiriminde bulunmasına rağmen davalının bu istifayı kabul etmediğini, ayrıca olağan genel kurul toplantısı hazirun listesinde müvekkilinin adına yer verdiğini ileri sürerek müvekkilinin davalı kooperatife ortak olmadığının ve istifa tarihinden sonraki kooperatif borçlarından sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatif ortağı olan davacının dairesinin tapusunu aldığını, sonrasında dava dışı kişiye sattığını, kooperatife olan aidat borçlarını ödemediğini, yönetim kurulunun istifayı kabul etmediğini davacıya bildirdiğini, davacının halen davalıya borçlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ferdileşme sonrası kendi adına tapuya kayıtlı olan konutunu kooperatif ortağı olmayan dava dışı 3. kişiye sattığı, bu satış sonrasında davalı kooperatife gönderdiği ihtarname ile istifasını kooperatife bildirdiği, kooperatif yönetim kurulunca davacının ortaklıktan ayrılma isteminin kabul edilmediği, davacı her ne kadar konutunu dava dışı 3. kişiye satmış ise de kooperatif üyeliğinin devredilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin istifa ettiği tarihe kadar olan kooperatif borçlarının kabullerinde olduğunu, ancak bilirkişinin incelediği 27.900,00 TL kooperatif borcunun Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/441 E. sayılı dosyasında hüküm altına alındığını, Yargıtay içtihatlarına göre istifa iradesinin usulüne göre karşı tarafa ulaştığı anda sonuç doğurduğunu, ortağın istifa bildiriminin yenilik doğurucu nitelikte olduğunu, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğuracağını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 13 ncü maddesinde ortağın anasözleşmeye uygun olarak istifa etmesine rağmen kooperatifin istifayı kabulden kaçınması halinde ortağın çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirmesi halinde çıkmanın gerçekleşeceğinin düzenlendiği, ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup kooperatife ulaştığı anda sonuç doğuracağı, davacının noter ihtarnamesi ile istifasını kooperatife bildirdiği, ihtarnamenin 21.11.2018 tarihinde davalı kooperatife ulaştığı anlaşıldığından davacının bu tarih itibariyle istifasının gerçekleştiğinin kabulünün gerektiği, davalı kooperatifçe istifa hususunda muaraza yaratıldığı anlaşıldığından davacının üye olmadığının tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının müvekkil kooperatiften aldığı daireyi 3. kişiye satmasına karşın kooperatife olan aidat borçlarını ödemediğini, müvekkil tarafından davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, açılan itirazın iptali davasının kabulüne karar verildiğini, davacının haksız ve kötü niyetli olarak daireyi almasına karşın bedelini ödemek istemediğini, davacının kooperatife usulüne uygun bir başvuruda bulunmadığını, öncelikle yazılı olarak müvekkil kooperatife üyeliğini sonlandırmak için başvuruda bulunmadan noter kanalı ile istifa bildiriminde bulunduğunu, davacının kendi dairesine ait aidat bedelini ödememesi üzerine diğer üyelerin haksız yere para ödemek zorunda kalacaklarını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının davalı kooperatife istifa bildiriminin tebliğ tarihi itibarıyla üye olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 13 ncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.11.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Davacı, davalı ... kooperatifine üye iken kendisine tahsis edilen 7 no.lu bağımsız bölümü 23.2.2015 tarihinde Soner Sunay’a sattıktan sonra kooperatiften istifa için müracaatının reddedilmesi üzerine 20.11.2018 tarihinde noter aracılığıyla istifa istemini kooperatife bildirmiştir. Kooperatif yönetim kurulu, davacının borçları bulunduğunu belirterek istifa istemini kabul etmemiştir. Davacı, 31.07.2019 tarihinde “üye olmadığının tespiti ve istifa tarihi itibariyle borçlu olmadığının tespiti için bu davayı açmıştır.

İlk derece mahkemesi, davacının kooperatife borçlarının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bu kararın istinaf edilmesi üzerine, İstinaf Mahkemesi, istifanın tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir hak olduğunu belirterek davacının “üye olmadığının tespitine” karar vermiş, borçlu olmadığının tespitiyle ilgili bir karar vermemiştir. Davalı taraf, davacının kendisine tahsis edilen daireyi aldıktan sonra, borçlarını ödemediğini hatta aleyhine takip başlatıldığını, bu takibe itiraz edilmesi üzerine açtıkları itirazın iptali davasının lehlerine neticelendiğini; davacının kooperatife olan borçlarını ödemediği için istifasının kabul edilmediğini belirterek istinaf mahkemesi kararının bozulması istemiyle kararı temyiz etmiştir. Dairemizin Sayın çoğunluğu, İstinaf Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Onama kararına katılmamız mümkün değildir. Şöyle ki;

Kural olarak kooperatiflerde açık kapı ilkesi geçerlidir. Bu ilke gereği bir kişi şartları varsa kooperatife her zaman üye olabilir veya istifa edebilir. Ancak bu ilkenin kooperatiften çıkma konusunda istisnalarından biri de; çıkmak isteyen ortağın, “çıkma iradesiyle birlikte ortaklık payı dahil, ortaklıktan kaynaklanan tüm haklarının kooperatife iade etmesidir” (11.HD.27.3.2000.T.1537/2369). Anılan haklar iade edilmeden çıkma iradesi hüküm ifade etmez. Çıkan ortak, çıkma tarihinde kendisine tahsis edilen konutun tapusunu kooperatife iade edemeyecek durumda ise, istifasının hukuki netice doğurabilmesi için tahsis edilen konutun çıkma tarihindeki rayiç değerini ödenmeye hazır olduğunu kooperatife belirtmesi gerekir.

Somut olayda, çıkma iradesinin (istifanın) kooperatife ulaştığı tarihte kooperatif amacına ulaşarak henüz tasfiye aşamasına geçmemiştir. Davacı istifa dilekçesiyle birlikte tahsis edilen konutun tapusunu iade veya rayiç değerini ödemeyi de teklif etmediğine göre “açık kapı ilkesinin” uygulanması mümkün olmayacaktır. Bu nedenle tek taraflı bozucu yenilik doğuran hakkın hukuken netice doğurması da mümkün olmayacaktır. Tamamen kooperatife karşı yükümlülüklerden kurtulmaya yönelik çıkma isteminin reddine dair kooperatif yönetim kurulunun kararı ile Yerel Mahkeme kararının doğru olmasına rağmen aksi yönde oluşan İstinaf Mahkemesi kararının bozulması gerekirken onanmasına dair çoğunluk kararına muhalifim.