Logo

6. Hukuk Dairesi2023/325 E. 2024/615 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatif üyesinin aidat borcunu ödemediği iddiasıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Alacağın likit niteliği gözetilerek icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesi ve bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayanması, ayrıca kooperatifin mali durumunun ve davalının yaptığı ödemelerin kapsamlı bir şekilde incelenmemesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten

sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kooperatif üyesi olduğunu, kooperatif genel kurulunun açık kararlarına rağmen borcunu ödemediğini ileri sürerek, kooperatif alacağı nedeniyle yapılan takibe yönelik itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin bu ... yerini kocasından devraldığını, üye olmadığını, dava konusu ... yeri ile ilgili olacak davacı hesap tetkik komisyonunun raporuna dayanıldığını, bu raporda ancak bu işyeri ile ilgili yönetim kurulunun 22.02.2012 tarihli kararında kooperatiften alacaklarına karşılık kendisinin elinde 223.163,68 TL tutarlı kooperatif senedi bulunduğundan bahisle bu alacaklarına karşılık senetleri iade etmek koşulu ile bu işyeri için ortak olunduğuna ilişkin bir kararın mevcut olduğunu, tasfiye kurulunun görev sınırlarının belli olduğunu, tasfiyeyi sağlamak yerine temeli olmayan davalar açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... ... 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.05.2018 tarihli 2016/462 Esas 2018/459 Karar sayılı kararıyla; davalının pasif husumeti olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 17.01.2019 tarihli ve 2018/2153 Esas 2019/38 Karar sayılı kararıyla; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 17.01.2019 tarihli ve 2018/2153 Esas 2019/38 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi 24.03.2021 tarih ve 2021/641 Esas, 2021/1149 Karar sayılı kararı ile davalının kooperatif üyesi kabul edilerek işin esasına girilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kooperatifin ticari defter ve kayıtlarında, protokol ve yönetim kurul kararlarda belirtilen senetlerin kooperatif tarafından ...'a bir ... veya hizmet karşılığında verildiği ve bu senetlerin ...'dan iade alındığı hususunda herhangi bir kayda rastlanmadığı, senetlerin kooperatif kasasında olmadığı, davalı ...'un, ...'dan devraldığı 1.blok, 18 nolu işyeri için devraldığı borçları ile birlikte sorumlu olduğu ancak davalınn işyeri için aidat ödemelerini yapmış olduğu hususunun ispatlanamadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre kooperatif genel kurullarında belirlenen aidat bedelleri üzerinden davalının aidat borcundan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 261.271,40-TL asıl alacak, 146.635,52-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 407.906,92-TL alacak üzerinden devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; genel kurul kararları uyarınca hesaplanan aidat alacağının likit olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin reddi kararının bozulması gerektiğini temyiz sebepleri olarak ileri sürmüştür.

2.Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; sadece borcun doğumuna değil, ödemeye ilişkin ve kooperatif gelirlerinin tahsilinde kullanılan banka kayıtlarının tutulduğu defterlerin de incelenmesi gerektiği, müvekkilin kendi taşınmazı üzerine konulan ipotekle alınan ... Bankası kredisinden başka üçüncü kişilerden de finansman temini yoluna gidildiği, üçüncü kişi tarafından davacı kooperatif hesabına ödemeler yapıldığı, bilirkişi tarafından, karar defterinde yazılı senetlerin "... muhasebe kayıtlarında yer almadığına, örneklerinin bulunmadığına vs..." ilişkin değerlendirmesinin yerinde olmayıp banka kayıtları ile sabit olduğunu, muhtelif taşınmazların kooperatif borcu için satıldığını, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye yer verilen bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, kararın bozulması gerektiğini temyiz sebepleri olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kooperatifin aidat alacağının tahsili istemiyle başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra İflas Kanununun 67 nci maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 ıncı ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;

Dava konusu aidat alacağı genel kurul kararlarına dayanmakta olup, miktarı bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliğine göre, davacı yararına İİK 67/2. maddesi uyarınca icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle icra inkar tazminat isteminin reddi usul ve yasaya aykırı olmuş bozmayı gerektirmiştir.

2. Dahili davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;

2.1. Dava, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı ortak aleyhine, davacı kooperatifçe girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece daha önce verilen hüküm Dairemizce bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemiş, özellikle de, denetime elverişli olmayan kök ve ek bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuştur.

2.2. Bu durumda, mahkemece, kooperatifler konusunda uzman bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyeti seçilerek, özel kişilerden borç para alınmasına icazet verildiği anlamına gelecek bir işlem bulunup bulunmadığı genel kurul kararları da değerlendirilerek belirlenmeli, uyuşmazlık konusu borcun verildiği iddia edilen tarihlerdeki kooperatifin mali yapısı incelenmeli, borç para verildiği tarihler ayrı ayrı dikkate alınarak davalı kooperatifin borç almasına gerek olup olmadığı, kooperatif banka hesabında para bulunup bulunmadığı, kooperatif inşaatlarının hangi finansman kaynağıyla yapıldığı da göz önüne alınarak saptanmalı, dahili davalı ... tarafından kooperatif yerine ödeme yapıldığı belirtilen kalemlerin kooperatifle ilgili olup olmadığı da tespit edilmeli ve önceki kök ve ek rapora itirazları da denetime elverişli şekilde karşılanmalı ve böylece itirazların ret ve kabul sebeplerinin gösterilmesi suretiyle hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

2. Temyiz eden dahili davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Temyiz peşin harcın istek halinde iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.