Logo

6. Hukuk Dairesi2023/3276 E. 2025/374 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesi kapsamında yapılan fazla ödeme ve bakiye iş bedelinin tahsili istemleri.

Gerekçe ve Sonuç: Birleşen davada davacının alacaklı olduğu kısmın asıl davada mahsup edilerek birleşen davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmaması, her iki davanın ayrı ayrı açıldığı ve hükümlerinin ayrı ayrı kurulması gerektiği gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/830 E., 2023/612 K.

...

BİRLEŞEN ANKARA 1. ATM'NİN 2013/862E. - 818 K. SAYILI DAVADA:

...

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/627 E., 2019/1231 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; ihalesi müvekkili şirkette kalan İstanbul’daki bir kısım okulların güçlendirilmesi işinin yapımı hususunda taraflar arasında tedarikçi ve uygulamacı sözleşmesi imzalandığını, davalı taşeronun sözleşme gereğince yapması gereken işleri eksik ve ayıplı yaptığını, işi zamanında bitirmediğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini ve davacı adına kalan işlerin tamamlandığını, davalının fazladan hak edişler düzenleyerek müvekkilinden alması gerekenden çok fazla para aldığını, 550.000,00 TL'den fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik hakediş fazlası ödenen 200.000,00 TL'nın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemenin kısmi dava açılamayacağına dair ara kararı üzerine 550.000,00 TL dava değeri üzerinden eksik harç tamamlanmıştır.

Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında yapılan imalatlara karşılık kesilen faturaların bedelleri hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, tarafların birlikte düzenleyip imzaladıkları hakediş faturaları esas alınarak müvekkili şirketin faturalarını kestiğini ve faturaların usulüne uygun olarak her iki şirketin kayıtlarına işlendiğini, müvekkili şirketin yapılan işler bedelinden tahsil edilemeyen bakiye 1.900.106,71 TL alacağının bulunduğunu ve bu alacağın tahsili için icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, haksız itiraz nedeni ile %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Asıl davada davalı taşeron vekili cevap dilekçesinde; hakedişlerin tamamının karşılıklı mutabakatla alındığını, her iki tarafın imzasının olduğunu, yapılan hak edişlere ilişkin olarak faturaların kesildiğini, kesilen faturaların şirket kayıtlarına geçtiğini, davacı tarafından faturalara bu güne kadar herhangi bir itirazda bulunulmadığını, fazla hak ediş yapıldığı iddiasının kötü niyetli olduğunu, işlerin zamanında ve tam olarak yapıldığını, geciken bir kısım işlerin ise davacı şirketin sözleşmenin 13. maddesinde belirtilen hakedişlerin ödeme sürelerine uyulmamasından kaynaklandığını, son yapılan mutabakat hak edişlerinde fiziki gerçekleşme oranlarının %100 olduğunu, müvekkilinin 1.900.106,71 TL alacağı kaldığının davacının bunu ödememek için gerçeğe aykırı fatura düzenleyerek borcunu ödemekten imtina ettiğini, müvekkilinin sözkonusu faturaya süresinde itiraz ettiğini, müvekkilince iş tamamen bitirildikten sonra davacının kötü niyetle sözleşmeyi feshettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Birleşen davada davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/513 esas sayılı dosyada açılan davanın reddedildiğini ve bu nedenle kesin hüküm bulunduğunu, müvekkilinin dava konusu alacağa ilişkin karşı tarafla herhangi bir mutabakatının bulunmadığını, hakedişlerden yapılan kesintilerin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini ve davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında alınan 2. bilirkişi ek raporuna göre asıl davada davacı yüklenici tarafından davalı taşeron firmaya 349.363,35 TL fazla ödeme yapıldığı, asıl davada davalı birleşen davada davacı taşeron şirket SSK primleri, muhtasar vergiler ile kendisine fatura edilen demir, beton ve laboratuvar ödeme ve giderlerin kendisi tarafından karşılandığını ispat edemediği, sözleşmeler kapsamında yapılan işler nedeniyle 88.193,22 TL alacağının bulunduğu, sonuç olarak fazla ödeme nedeniyle yüklenicinin 349.363,35 TL taşeron şirket ...Yapı Müh. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin bakiye hakediş nedeniyle 88.193,22 TL alacağının bulunduğu, aynı sözleşme kapsamındaki alacakların mahsubu sonucunda yüklenicinin fazla ödemesinin 261.170,13 TL olduğu ve bu alacağını talebinde haklı olduğu, taşeron ...Yapı Müh. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin alacağının kalmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile 261.170,13 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, asıl davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, birleşen davanın ve kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına ve özellikle asıl ve birleşen davanın, dava açıldığı tarihteki şartlar itibariyle değerlendirilmiş bulunmasına ve taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yapılan iş ve ödemelerin fazla ödeme iddiasıyla açılan asıl davada mahsupla belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1-Asıl davada davacı-birleşen davada davalı yüklenici vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde; birleşen davanın reddine dair verilen kararın sonucu itibariyle isabetli olduğunu ancak hiç alacağı bulunmadığı halde davalı-birleşen dosya davacısı lehine alacak hesaplanarak asıl davada davacı müvekkili şirketin alacağından düşülmesinin hatalı olduğunu, asıl dava açısından davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin fazladan ödeme yapmış olduğunun tespit edildiğini, bunun doğal sonucu olarak davalı taşeron şirketin davacı müvekkilinden alacağı olamayacağını, aynı hukuki ilişki dolayısı ile bir kimsenin aynı zamanda hem alacaklı hem borçlu olmasının mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi kurulu 2. ek raporu’nda, 357.956,84 TL tutarlı faturanın ve makbuzla ödendiği iddia edilen 18.850,00 TL tutarlı ödemelerin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacı müvekkilinin hesabından indirilmesinin hatalı olduğunu, hakedişlerde yer alan tüm kesintilerin hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini asıl davanın kabulü gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan etmektedir.

2-Asıl davada davalı-birleşen davada davacı taşeron firma vekili temyiz dilekçesinde; yerel mahkeme kararına karşı sunulan haklı istinaf sebeplerinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesince esasa ilişkin inceleme ve gerekçeli şekilde denetleme yapmaksızın esastan reddine dair hüküm kurulduğunu, müvekkili taşeron firmanın işi sözleşmelere uygun olarak %100 bitirerek teslim ettiğini, dosyaya sunulan çok kapsamlı özel inceleme raporuna gerekçeli kararda hiç değinilmediğini, özel inceleme raporunun tarafların ortak iradesiyle seçilmiş bilirkişi tarafından hazırlandığını, müvekkili ...Yapı Müh. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti'nin defterlerinde olmayan ödemelerin dahi kabul edilmesi halinde 901.605,69 TL alacaklı olduklarını, müvekkili şirketin kabul etmediği ve resmi defterlerinde olmayan ve noter ihtarnamesi ile iade edilmiş faturaların karşılığının ödenmediğinin kabulü halinde ise 1.912.367,38 TL alacaklı olduklarını, yerel mahkemece uzman raporu göz ardı edilerek, hatalı ve çelişkilerle dolu bilirkişi raporlarına göre karar verildiğini, müvekkili şirket ticari defterlerinde açılış ve kapanış tasdikleri bulunduğunu, defteri kebir ve envanter defteri yevmiye defterinin kapanış tasdikine gerek olmadığını, işin tamamlanmasından sonra müvekkiline ödenmesi gereken 164.801,76 TL ödenmemesine rağmen hak ediş miktarlarından düşüldüğünü, evraklar üzerinde yapılacak incelemede ödemeler ve hesaplamalarda sahtelikler olduğunu, Gaziosmanpaşa 12. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında yapılan yargılamada müvekkili hakkında beraat kararı verildiğini açıklanan nedenler ve yüksek mahkemece resen tespit edilecek nedenlerle Bölge Adliye mahkemesi kararının bozulması gerektiğini beyan etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, asıl davada eser sözleşmesi kapsamında yapılan fazla ödeminin tahsili, birleşen davada bakiye iş bedelinin tahsili nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre asıl davada davacı vekilinin tüm birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Birleşen davada davacının alacaklı olduğu belirlenen kısmın asıl davada davacı alacağına mahsup edilerek birleşen davanın reddine karar verilmiş ise de her iki dava ayrı ayrı açıldığına göre hükümlerinin ayrı ayrı kurularak haklılık durumlarına göre yargılama gideri ve ücreti vekaletin her dava için ayrı takdir edilmesi gerekirken birleşen davada tespit edilen davacı alacağının asıl davada mahsup edilerek birleşen davada davacı tamamen haksız çıkmış gibi yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi