"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/361 E., 2023/628 K.
KARAR : Davacı Vekilinin İstinaf Başvurusunun Kabulü ile Davanın Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/1134 E., 2018/372 K.
1- İlk Derece Mahkemesince, davacının davalıya yaptığı çevrim istasyonun devri nedeniyle, emsal bedel üzerinden KDV hesaplanmasının yasal dayanağının bulunmadığı, devrin Katma Değer Vergisi Kanunu 27. maddesi kapsamında bir devir olmadığı, ticari mahiyette bir teslim olmayıp, davacının enerji piyasasında lisanslı aktör olması sebebiyle, çerçeve mevzuat, ihaleler, sözleşmeler ve düzenleyici kurul kararları doğrultusunda, teknik ve yasal neden ve gereklerden dolayı gerçekleşen bir devir olup, KDV uygulanmasının mümkün olmadığı, davacının davalıdan talepte bulunmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2- İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi tarafından, davacı tarafça özelge cevabına ve tahakkuk ettirilen KDV'ye ilişkin olarak İdare ve Vergi Mahkemelerinde bir dava açılmadığı, davaya konu Basınç Düşürme ve Ölçüm İstasyonu'nun devrine ilişkin 11.10.2012 tarihli protokolün 7. maddesinde; "Bu protokolün imzalanması nedeniyle doğacak vergi, resmi harçlar (Damga Vergisi dahil) RTG tarafından ödenecektir” düzenlemesinin yer aldığı, davaya konu Basınç Düşürme ve Ölçüm İstasyonu devrinin ticari mahiyette bir devir - teslim olmayıp, mevzuattan kaynaklanan zorunluluk nedeniyle yapılan bir devir olduğu, taraflar arasında bu devre ilişkin olarak belirlenmiş ve ödenmiş bir satış bedeli bulunmadığı, devrin Katma Değer Vergisi Kanunu 27. maddesi kapsamında bir devir olmadığı, davacının da bu yönde düşünerek Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan buna dair görüş sorduğu, ancak verilen olumsuz özelgeye ve tahakkuk ettirilen KDV'ye karşı yasal itiraz ve dava haklarını kullanmadığı, kaldı ki 11.10.2012 tarihli protokolün 7. maddesindeki açık düzenleme karşısında söz konusu KDV bedelini davacının ödemesi gerektiği, bu itibarla davacının davalıdan buna dair talepte bulunmasının yerinde olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
3-İstinaf Mahkemesinin bu kararına karşı davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2022/49 Esas ve 2023/166 Karar sayılı ilamıyla Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinde hata yapıldığının tespit edildiği, HMK'nın 353/1-b/2. bendi gereğince gerekçeyi düzelterek yeniden esas hakkında karar vermesi gerekirken, HMK'nın 353/1-b/1 bendine istinaden "başvurunun esastan reddine" karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, diğer temyiz istemleri incelenmeden kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
4- İstinaf Mahkemesince, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davaya konu Basınç Düşürme ve Ölçüm İstasyonu devrinin ticari mahiyette bir devir - teslim olmayıp, mevzuattan kaynaklanan zorunluluk nedeniyle yapılan bir devir olduğu, taraflar arasında bu devre ilişkin olarak belirlenmiş ve ödenmiş bir satış bedeli bulunmadığı, devrin Katma Değer Vergisi Kanunu 27. maddesi kapsamında bir devir olmadığı, davacının da bu yönde düşünerek Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan görüş sorduğu, ancak verilen olumsuz Özelge'ye ve tahakkuk ettirilen KDV'ye karşı yasal itiraz ve dava haklarını kullanmadığı, kaldı ki 11.10.2012 tarihli protokolün 7. maddesindeki açık düzenleme karşısında söz konusu KDV bedelini davacının ödemesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik ve hatalı gerekçeye dayalı olarak davanın reddine kararı verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı vekilinin istinaf talebinin gerekçe yönünden kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, kararın gerekçesi düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Kamu düzenine aykırılık hallerinin re'sen gözetildiği, bozma doğrultusunda karar verildiği ve istinaf nedenleriyle sınırlı, usulüne uygun olarak istinaf inceleme ve denetiminin yapıldığı; dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yine; taraflar arasında davaya konu Basınç Düşürme ve Ölçüm İstasyonu'nun devrine ilişkin 11.10.2012 tarihli protokolün 7. maddesinde; "Bu protokolün imzalanması nedeniyle doğacak vergi, resmi harçlar (Damga Vergisi dahil) RTG tarafından ödenecektir” açık düzenlemesi gereğince KDV bedelini davacının ödemesi gerektiği, anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesine gönderilmesine 14.01.2025 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.