"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2019/311 E., 2022/130 K.
KARAR : Tapu iptali ve tescil yönünden davanın reddi, Alacak yönündendavanın kısmen kabulü
Davacı vekili dava dilekçesinde, 3665 Ada, 6, 7, 8, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların...adına kayıtlı olduğunu, müteveffa...ile davalılardan ... ve ... arasında 05/12/1995 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yüklenicilerin kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenmiş oldukları edimi ifa ederek inşaatları tamamladıklarını, davaya konu parsellerde üzerinde yer alan ve yapımcı davalılar üzerinde kalan dairelerden biri olan D blok 1. kat 2 nolu daire yapımcı davalılar tarafından müvekkiline satıldığı, müvekkilinin daireyi satın aldığı tarihten beri dairesinde ikamet ettiğini, dairesinin elektrik su gibi abonelerinin müvekkil adına kayıtlı olduğundan; ... Sitesi D blok 1. kat 2 no.lu daire isabet edecek arsa payı tapusunun iptali ile müvekkil adına tescilini olmadığı takdirde, tespit edilecek bedelin bütün olarak (Yapı ve zemin bedeli ile birlikte) müvekkiline ödenmesini (Kamulaştırma bedeli olan yapı ve zemin bedelinin ödenmesi) talep etmiştir.
Davalı arsa sahibi mirasçıları vekili cevap dilekçesinde; davaya konusu yerde belediyenin kentsel dönüşümden önce imara aykırılık nedeni ile yıkım kararı olduğunu, bu hususun göz önünde bulundurulmasını, davacı tarafından açılan mülkiyet tespiti davalarının reddedildiğini, arsa payının tesciline yönelik davanın şartları oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı yükleniciler, söz konusu daireyi davacıya sattıklarını kabul ederek davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir.
Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, karar Yargıtay (kapatılan) 14. Hukuk Dairesi’nin 03/04/2019 tarih 2016/9195 E., 2019/3044 K. sayılı ilamı ile görev yönünden bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilerek; davacının terditli taleplerinden alacak talebinin kabulü ile; davacıya ait dairenin arsa payına isabet eden kamulaştırma bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının tapu iptali ve tescil talebinin şartlar oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Kamu düzenine aykırılık halleri ile uyulan bozma ilamının içeriği ve usuli kazanılmış hak ilkesinin re'sen gözetildiği; kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ve yine özellikle dava konusu bağımsız bölümlerin bulunduğu yapı hakkında Kahramanmaraş Belediyesince 13.02.1012 tarihinde mühürleme zaptı düzenlenmiş ve Kahramanmaraş Belediye Encümeninin 03.04.2012 tarihli 2012/1013 numaralı kararı ile yıkım kararı verildiğinden yüklenicinin kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimini yerine getirmediği anlaşıldığından mahkemece tapu iptal ve tescil talebinin reddedilmesinin yerinde olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Somut olayda; tazminat talebi yönünden yapılan incelemede ise, dava konusu taşınmazın Bakanlar Kurulu tarafından 28.01.2013 tarihinde riskli alan olarak kararlaştırıldığı, 06.02.2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak riskli alan ilan edildiği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 25.06.2013 tarihli oluru ile de 27.06.2013 tarihinde Kahramanmaraş Belediye Başkanlığına verilen yetki ile acele kamulaştırma nedeniyle el koyma davaları açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece kamulaştırmaya ilişkin kayıtlar celp edilerek, davacıya kamulaştırma nedeniyle dava konusu taşınmazda bulunan taşınmaz için ödenen bedel tespit edilmiş, ve bilirkişi raporu alınarak taşınmazın (arz+yapı) rayiç bedeli belirlenmiş, ancak davacı davasını sadece arz bedeli yönünden ıslah ettiğinden taşınmazın yalnızca arz bedeli için belirlenen değerinden, davacıya kamulaştırma için yapılan ödeme düşülerek sonuca gidilmiştir. Oysa ki mahkemece taşınmazın (arz+yapı) için belirlenen rayiç bedelin tümünden, davacıya kamulaştırma için yapılan ödeme indirilerek, kalan kısmın yüklenicilerden tahsiline karar verilmesi gerekir.
Bu nedenle mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamında bulunan 08.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda; arz +yapı bedeli(arz:57.270,00 Türk Lirası +Yapı:21.420,00 Türk Lirası) olarak belirlenen toplam 78.690,00 Türk Lirası'ndan, davacıya kamulaştırma bedeli olarak ödenen 14.862,20 Türk Lirası düşülerek 63.827,8 Türk Lirası üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, ancak davacının 23.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 21.420,00 Türk Lirası'na artırdığı dikkate alınarak taleple bağlılık ilkesi gereğince davanın 21.420,00 Türk Lirası üzerinden kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin temyiz sebeplerinin kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, dosyanın kararı veren mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın ilgilisine iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2024 tarihinde karar verildi.