Logo

6. Hukuk Dairesi2023/351 E. 2023/1990 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasında, davalıların iyiniyetli üçüncü kişi olup olmadığı ve hak düşürücü süre ile ibra iddiasının davanın sonucuna etkisi.

Gerekçe ve Sonuç: Hükmen yapılan tescilin yolsuz tescil olması nedeniyle iyiniyet iddiasının korunamayacağı, açılmamış sayılma kararının kesinleşmemesinin ve yüklenicilerin arsa sahibini ibra etmiş olmasının davanın sonucuna etki etmediği değerlendirilerek yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

...

SAYISI : 2019/274 E., 2021/442 K.

...

...

HÜKÜM/KARAR : Kabul

...

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar ..., ... ve ... vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki bulunduğu ... parsel sayılı taşınmaz için davalılardan... ve ... ile Üsküdar 1. Noterliğinin 16.06.2000 tarih 14289 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imza ettiğini, davalılar ... ve ... işe başlamadıklarından sözleşmenin feshedildiğini, davacının daha sonra aynı taşınmaz için dava dışı ... ile Kadıköy 3. Noterliğinin 06.10.2000 tarih 18372 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, müteahhidin sözleşmeye göre binayı yaparak teslim ettiğini, 5 no.lu dairenin müvekkili adına tescil edildiğini ancak aynı taşınmazın Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/685 Esas sayılı dosyası ile davalılardan ... adına hükmen tescil edildiğini, daha sonra kararın Yargıtayca görev yönünden bozulduğunu, İstanbul 5. Tüketici Mahkemesinde 2006/870 Esas sayısı alan dosyanın takipsiz bırakıldığını, taşınmaz tapusunun davalı ... adına 21.03.2003 tarihinde hükmen tescil edildiğini, ...'in taşınmazı 06.05.2003 tarihinde davalı ...'e, ...'ün 20.01.2010 tarihinde davalı ...'ye, ...'nin 04.05.2011 tarihinde davalı ...'na sattığını, taşınmaz devir edilmesine rağmen kullanıcısının hiç değişmediğini, taşınmazın sık aralıklarla devir ve tescilinin kötüniyetli olduğunu, tapu devirleri yapılırken vekaleten iş görenlerin davalılardan ...'in akrabaları olduğunu, davalıların birbirine çok yakın oturduklarını, 2261 ada 2 parseldeki 5 no.lu bağımsız bölüm tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedeli kadar zarara uğradığından 280.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; taşınmazı satın aldığı tarihten bu yana 10 yıldan fazla süre geçtiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazı 7 yıl mülkiyetinde kaldıktan sonra 2010 yılında sattığını, art niyeti bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

2.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; taşınmazı satış vaadi sözleşmesi ile müteahhitlerden satın aldığını, açtığı davanın lehine sonuçlandığını ve taşınmazın adına tescil edildiğini, hakdüşürücü sürenin geçtiğini, davacının 5 no.lu daire üzerinde hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hakdüşürücü süre ve zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin taşınmazı kardeşi ...'na ailesi ile birlikte ikamet etmesi için emlakçı aracılığıyla iyiniyetle satın alındığını savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.02.2016 tarihli ve 2014/44 Esas, 2016/53 Karar sayılı kararı ile davalı ...'nun davalı taşınmazı tapu kaydına güvenerek ve iyiniyetle satın alan 3. kişi durumunda olduğundan tapu iptaline ilişkin davanın reddine, dava konusu taşınmazın elinden çıkması nedeniyle davacının zarara uğradığı, davalı yükleniciler ... ve ...'nin kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre ancak hak kazanmadıkları dava konusu daireyi satarak sebepsiz zenginleştikleri sabit olduğundan davalılar ... ve ... aleyhine açılan tazminat davasının kısmen kabulü ile 280.000,00 TL'nin dava tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ve davalıdır şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar ... ile ... vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 14.05.2018 tarihli ve 2018/915 Esas, 2018/1932 Karar sayılı kararıyla; davacı ile davalılardan ... ve ... ile Kadıköy 13. Noterliğinin 01.12.1999 tarih 27900 yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” başlıklı kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığı, bu sözleşmenin Kadıköy 3. Noterliğinin 06.10.2000 tarih 18371 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Fesihname" başlıklı fesihname ile feshedildiği, davacının daha sonra aynı taşınmaz için dava dışı ... ile Kadıköy 3. Noterliğinin 06.10.2000 tarih 18372 yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” başlıklı kat karşılığı inşaat sözleşmesini düzenlediği, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin feshine ilişkin Kadıköy 3. Noterliğinin 06.10.2000 tarih 18371 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Fesihname" başlıklı noter senedinde taraflar “...düzenleme şeklinde gayrımenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesini gördüğümüz lüzum üzerine anlaşarak feshettiğimizi, bundan böyle adı geçen akdin bir hükmünün kalmadığını, bu nedenle birbirimizi ibra ettiğimizi beyan ederiz...” demek suretiyle birbirlerini ibra ettiklerinden davanın reddine karar verilmesi gerekir iken davalı yüklenicinin daire bedelinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı gerekesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3.Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 14.05.2018 tarihli ve 2018/915 Esas, 2018/1932 Karar sayılı bozma ilamına karşı süresi içinde davacı vekilince karar düzletme isteminde bulunulmuştur.

4.Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarihli ve 2018/4348 Esas, 2019/2928 Karar sayılı kararıyla; davacı ile yükleniciler arasında düzenlenen 16.06.2000 tarihli sözleşme uyarınca yüklenicinin harici sözleşme ile (5) numaralı bağımsız bölümü ...’e sattığı ve bedelini aldığı, ne varki, tapu devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle ...'in İstanbul Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/685 Esas sayılı dosyası ile tescili dava açtığı, davalı olarak yükleniciler ve arsa sahibi ...'ün gösterildiği, mahkemece tescil kararı verildiği, kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 25.04.2005 tarihli ve 2005/872-3865 sayılı ilamıyla görev yönünden bozulduğu, Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul 5. Tüketici Mahkemesine gönderildiği, bu dava dosyasında davacı ... vekilinin dava konusu taşınmazı başkasına sattığı, bu davayı takip etmediklerini bildirdiklerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, ne var ki, Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesi tescil kararını usulsüz tebligata rağmen kesinleştirdiğinden ve Tapu Sicil Müdürlüğünce karar infaz edildiğinden, açıklanan devirlerin gerçekleştiği ve (5) no.lu bağımsız bölüm son malik ...’nda kaldığı, mahkemece kesinleşme işlemi usulsüz yapıldığına göre, yasaya uygun bir tescil kararından söz etmenin mümkün olmadığı, diğer bir deyişle yapılan tescil işlemi yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve bundan sonraki işlemlerin de yolsuz sayılması gerektiği, bu nedenle mahkemece davacının öncelikli talebi olan tapu iptâl ve tescil istemi değerlendirilip karara bağlanması gerekirken bu istemin reddinin doğru olmadığı bu kez yapılan incelemeyle anlaşıldığından Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 14.05.2018 gün ve 2018/915 Esas ve 2018/1932 Karar sayılı bozma kararı kaldırılarak hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 5 no.lu bağımsız bölüme ilişkin tescillerin yolsuz tescil niteliğinde olduğu, davacının dava dışı müteahhitle yaptığı sözleşme gereğince 5 no.lu bağımsız bölüm üzerinde hak sahibi olup olmadığının değerlendirilmesi için keşif yapıldığı ve bilirkişi raporu alındığı, davacının dava dışı müteahhit ile yaptığı sözleşme gereğince 5 no.lu bağımsız bölümün sahibi olduğu, numaralandırmadaki sorunun kat irtifakı kurulurken daire numaralarının değiştirilmesinden kaynakladığı, ancak mahkemece taraflar arasındaki sözleşme ve proje incelendiğinde 5 no.lu bağımsız bölüm sahibinin davacı olduğunun anlaşıldığı, 5 no.lu bağımsız bölüme ilişkin devirlerin yolsuz tescil hükmünde olduğundan ve 3. kişilerin iyiniyeti korunmayacağından, davanın kabulüne karar verilerek davanın kabulüne, ... ada, 2 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan 5 no.lu bağımsız bölümün tapusunun iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmiştir.

2.27.08.2021 tarihli ek karar ile de; davanın kabulüne, ... 80/1 pafta, 2261 ada, 2 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan 5 no.lu bağımsız bölümün tapusunun iptal edilerek davacılar ..., ..., ..., ..., ... adına hisseleri oranında tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ..., ... ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı ... Yüksek Vekilinin Temyizi

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalıya ait dairenin arsa sahibine ait olan daire olduğunu, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın kesinleşmediğini, sadece yolsuz tescil nedeniyle davacının davasının kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, kararın sadece son malik açısından hüküm ifade ettiğini, buna rağmen sanki tüm eski malikler davayı kaybetmiş gibi davalı olarak görülmeleri ve yargılama giderleri ve ücreti vekaletten sorumlu olmalarının hukuken mümkün olmadığını, davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... Vekilinin Temyizi

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 17.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda 5 no.lu dairenin müteahhide ait olduğunun açıkça yazıldığı, bu nedenlerle davacının bu daire ile ilgili olarak bir hak sahipliğinin olmasının mümkün olmadığı, bu nedenle toprak sahibi olan davacı açısından bu dairenin tesciline karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığı, yapılan keşifte daire numaralarının yanlış yazılmış olmasının tapu kayıtlarının gerçekliğini değiştirmeyeceğini, inşaatın tamamlanmasına müteakip projeye aykırı fiili bir durumun yaratılmış olmasının sorumluluğunun müvekkile değil son müteahhide ve davacı tarafa ait olduğunu, kapı numarasının yanlışlığının kendi lehlerine haksız menfaat sağlamak amaçlı kullanılmak istenmesini korumamasının gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

2.Davalı ... Vekilinin Temyizi

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; sözleşmenin imzalanmış olduğu tarih göz önüne alındığında bu sözleşmeden kaynaklı bir uyuşmazlığın 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olması sebebiyle, açılan davaya yönelik zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilimiz dava konusu bağımsız bölümü satın aldıktan hemen sonra taşınmazda tadilat ve dekorasyon yaptırdığı ve yaklaşık 25.000,00 TL tutarında bir masraf yaptığı, yapılan tadilat ve masraflara ilişkin belgelerin delil olarak ibraz edildiği, akabindedavalının kardeşi ...'nun ailesi ile birlikte taşınmaza taşındığı, davaya konu bağımsız bölüm satın alındığında tapu sicilinde mülkiyeti kısıtlayacak herhangi bir şerh, beyan ya da belirtme bulunmadığı, tapu sicilindeki kayıtlara güvenerek iyiniyetli bir şekilde davaya konu bağımsız bölümün satın alındığı, davaya konu bağımsız bölümü satın alan davalının iyiniyetli olmadığını gösteren herhangi bir delilin mevcut olmadığını, tarafların birbirini ibra etmiş olması karşısında, davanın dinlenebilirliği de bulunmadığı belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil mümkün olmadığı taktirde daire bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle hükmen yapılan tescilin yolsuz tescil olduğu, yolsuz tescil durumunda iyi niyetin korunmasının mümkün olmadığı, açılmamış sayılma kararının kesinleşmesinin iş bu dosyada verilen karara bir etkisinin bulunmadığı, arsa sahibi ile yükleniciler birbirini ibra ettiklerinden dava konusu bağımsız bölümün imalat bedeline karşılık yüklenicide olmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davalı ..., ... ve ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılar ..., ... ve ...'den alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme kanun yolu açık olmak üzere

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.