"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/63 E., 2023/392 K.
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2009/456 ESAS SAYILI DOSYASININ:
İlk Derece Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 11.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadığı anlaşılmakla incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya evrak üzerinde incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
I. DAVA
Asıl ve birleşen davada davacı kooperatif üyesi vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkiline kooperatif üyesi olarak A Blok 20 nolu dairenin tahsis edildiğini, ancak söz konusu bağımsız bölümün teslim edilmediğini belirterek, söz konusu bağımsız bölümün aidiyetin tespiti ile müdahalenin menine, bağımsız bölümün teslimine, şimdilik 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının fazla alınan üyelerden olduğunu, kendisine bağımsız bölüm tahsisi yapılmadığını, A Blok 20 no.lu dairenin davacıya değil diğer davalı ...'a tahsis edildiğini, davacının üyelik görevlerini yerine getirmediğini, kooperatife üye olup, yer tahsisi yapılan üyelerin dairelerini kaba inşaat halinde aldıklarını ve diğer işleri kendilerinin yaptırdığını, yer tahsisi yapılan üyelerin hala aidat ödediklerini, yer tahsisi yapılmayan üyelere geri ödemelerini yaptıklarını, yer tahsisi yapamamaları nedeninin 1999 depremi nedeniyle imar planında değişiklik yapılması ve kat sayısının azaltılması olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatif yükümlülüklerini yerine getirdiğini, söz konusu bağımsız bölümün tarafına tahsis edildiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 2009/149 Esas, 2015/374 Karar ve 03.11.2015 tarihli kararı ile özetle; davaya konu A blok 20 nolu dairenin davacıya ait olduğunun tespitine, davacının davalı kooperatife olan tüm borcunu ödenmesi durumunda A blok 20 nolu dairenin davacıya teslimine, bu şekilde birleşen dosyanın davalısı Yusuf Aslan'ın müdahalesinin men’ine, davacının kooperatife karşı edinimlerini tam olarak yerine getirmediğinden iş bu dava ve birleşen davada talep ettiği ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkeme kararı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi’nin 21.03.2019 tarihli, 2016/4300 Esas, 2019/1209 Karar sayılı ilamı ile birleşen davaların birlikte görülmekle birlikte ayrı dava olma özelliğini korumaya devam ettikleri, bu nedenle her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur
Bozma ilamına uyan mahkemenin 19.09.2019 tarih ve 2019/181 Esas, 2019/321 Karar sayılı kararı ile asıl dosya olan 2019/181 Esas ile birleşen İstanbul Anadolu 2009/456 Esas sayılı dosyaların görev bakımından farklı mahkemelerde görülmesi gerektiğinden birleşen dosyanın tefrikine, asıl dosya 2019/181 Esas nolu dosya yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi sonucunda Dairemizin 06.12.2021 tarih ve 2021/1635 Esas, 2021/2004 Karar sayılı ilamı ile mahkemece her ne kadar görevsizlik kararı verilmişse de, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/3. maddesinin yürürlükte olduğu dönemde 11.07.2008 tarihinde açılan ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99. maddesine göre münhasıran ticaret mahkemesinin görevli olmadığı bu davada, davalı tarafça iş bölümü itirazında bulunulmadığı ve Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişkinin iş bölümü ilişkisi olduğu göz önüne alındığında görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemenin 2022/63 Esas, 2023/392 Karar ve 20.06.2023 tarihli kararı ile özetle; davacının kooperatif üyeliğinden son olarak 02.02.2017 tarihinde ihraç edildiği, bu kararın iptali için davacının İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/47 Esas sayılı dosyası ile dava açtığı, davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, buna göre davacının davalı kooperatifte hak sahibi olacağı bir bağımsız bölümün bulunmadığı bu nedenle de aktif husumet ehliyetinin söz konusu olmadığı anlaşıldığından ana ve birleşen dosyada davacının dava konusu A Blok 20 nolu bağımsız bölümün davacıya ait olduğunun tespitine yönelik davasının aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine, ana dosyada ve birleşen dosyada davacının el atmanın önlenmesine yönelik davasının aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine, ana dosyada ve birleşen dosyada davacının ecrimisile yönelik davasının aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava tarihi itibariyle husumetin değerlendirilmesi gerektiğini, davalıya yapılan tahsisin yok hükmünde olduğunu belirtmektedir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kooperatif üyeliği nedeniyle bağımsız bölümün aidiyetinin tespiti, müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil taleplerine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 Sayılı Kanunun Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan Mülga 1086 Sayılı Kanunun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
1-Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin reddiyle asıl davanın onanması gerekmiştir.
2-Birleşen davaya ilişkin davacı vekilinin temyiz nedenlerine gelince;
Mahkemece birleşen 2009/456 Esas sayılı dava dosyasının 19.09.2019 tarihli duruşmasında asıl dava dosyasından tefrikine karar verilmiştir. Tefrik sonrası dosya aynı mahkemenin 2019/291 Esasına kaydedilmiş ve söz konusu dosya ile ilgili karar verilmiştir. Söz konusu dosya tefrik edilmesine rağmen tefrik kararı görmezlikten gelinerek bu dosya üzerinden de karar verilmesi doğru olmamış, kararın birleşen dosya bakımından bozulması uygun bulunmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1-Asıl davaya ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddi ile usul ve yasaya uygun kararın ONANMASINA,
2-Birleşen davaya ilişkin davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA,
Asıl ve birleşen davada davacı Dairemizdeki duruşmada vekille temsil edilmediğinden lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Aşağıda yazılı harcın asıl dava yönünden temyiz edenden alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
11.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.