"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/363 E., 2022/1293 K.
Şti. vekili Avukat ...
Kontrol Sistemleri İthalat Pazarlama Turizm ve Ticaret Limited
Şirketi Adi Ortaklığı vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 11.10.2013
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/363 E., 2019/563 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekilleri Avukat ... ve Avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin akaryakıt istasyonu işlettiğini, üzerine akaryakıt istasyonu kurmak üzere ... parselde kain arsa vasfındaki taşınmazı satın aldığını, satın almadan sonra bayilik için gerekli ruhsatın alımı için çalışmalara başladığını, müvekkilinin işlemler devam ederken ... Petrol A.Ş. ile sözleşme imzaladığını, istinat duvarının yapımı için de davalı şirketle anlaşma yapıldığını, işe başlandıktan sonra eklemeler sebebiyle davalı şirkete 362.099,52 TL ödeme yapıldığını, istinat duvarı yapıldıktan ve iş bittikten sonra duvarda çatlamalar ve ayrılmaların meydana geldiğini, davalı şirketin oturmalar sebebiyle bunun normal olduğunu söylediğini, davalı şirketin duvarı sağlamlaştırmak için metal plakalar kullandığını, köşedeki açılmalardan dolayı istinat duvarının köşelerini sağlamlaştırmak için içten beton dökülerek destek yapılmaya çalışıldığını, bütün bunların yeterli olmayıp duvarın orta kısmında dış tarafa doğru yıkım ve tümüyle çatlamalar meydana geldiğini, bunun üzerine Turgutlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/18 Değişik iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını ve davalı şirketin projeye uygun imalat yapmaması sebebiyle yıkımın meydana geldiğinin tespit edildiğini, belediye tarafından istinat duvarı nedeniyle tadilat projesinin reddine ve bina ve tesislerinin yıkılmasına karar verildiğini, 4.000.000,00 TL harcanarak yapılan tesisin yıkımına başlandığını, ayrıca ... Petrol A.Ş. ile yapılan anlaşmanın feshedildiğini, davalının projeye aykırı imalatı sebebiyle işletmesini faaliyete geçiremediğini ve fahiş miktarda zarara uğradığı gibi yüksek bir kazançtan da mahrum kaldığını belirterek öncelikle müvekkili şirketin işletmesinde yıkım devam ettiğinden mevcut durumun delil olarak tespitinin yapılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yeniden duvar inşası için şimdilik 5.000,00 TL, akaryakıt tesisinin yeniden inşası için 5.000,00 TL, işletme ve istinat duvarının yıkım maliyeti olarak 5.000,00 TL, 01.07.2013 tarihinden tesisin yeniden işletmeye açılacağı tarihe kadar uğranılacak 5.000,00 TL kazanç kaybının işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yıkım sonrası taşınmazın korunması için yapılan tetkik, tespit ve tadilat projelerinin işlem maliyeti olarak şimdilik 5.000,00 TL ile yargılama sırasında ve yıkım sonuçlanınca ve yeniden inşa faaliyeti yapılırken oluşacak zararların da tespiti ile davalı şirketten işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili 1.01.2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 5.000,00 TL olan istinat duvarının yıkılması için gerekli maliyet değerini 26.560,71 TL'ye, 5.000,00 TL olan yeni bir istinat duvarı inşası için gerekli maliyet değerini 141.698,50 TL'ye, 5.000,00 TL olan tesisin yeniden yapılması için maliyet değerini 172.913,00 TL'ye yükselterek, 344.157,02 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirketin istinat duvarı yapımı için anlaştıklarını, duvar projesinin davacı şirket tarafından belediyeye onaylatıldığını, projenin davacı tarafça çizildiğini, yapımı için müvekkili şirkete verildiğini, proje aşamasında müvekkili şirketin müdahalesi bulunmadığını, duvar yapım aşamasında davacı tarafın kontrol mühendisi tarafından her gün duvarın yapım işi incelendiğini, müvekkili şirketin boş bir alana 3 tarafı çevirili duvar yapım işini üstlendiğini, duvar inşaatını yaptıktan sonra bu duvarın içerisinde nasıl bir inşaat yapılacağından bilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşmenin açık olduğunu, istinat duvarının projesinin davacı şirket tarafından müvekkili şirkete verildiğini, hazırlanan projenin hatalı olduğunu, fakat projenin belediye tarafından onaylandığını, ruhsat verildiği,projenin hatalı olduğunun davacı tarafa şifaen bildirildiğini, buna rağmen davacı tarafın ısrarla sözleşme hükümlerine göre projenin uygulanmasını istediğini, müvekkili şirketin davacı tarafça sunulan projeyi uygulamak zorunda kaldığını, proje kapsamındaki donatıların (demir teçhizat) hesap sonucu bulunan kullanılması gerekli miktarın %22,60'ının kullanıldığını, donatıların (demir teçhizat) kullanım miktarının projede yer aldığını, davacı tarafın yanlış ve hatalı projesi nedeniyle müvekkili şirketi sorumlu tutmaması gerektiğini, Turgutlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/13 D. İş sayılı dosyası ile tek bir bilirkişi ile yapılan tespiti ve içeriğini kabul etmediklerini, rapora itiraz edildiğini davacının benzin istasyonu projesi ile istinat duvarı projesinin mühendislik açısından herhangi bir uyumunun olmadığını, proje kapsamındaki istinat duvarının arkasında taşıyacağı dolgu ve bu dolgunun üzerinde sadece araç yükü olacak şekilde tasarlanılmaya çalışıldığını, nihai durumda istinat duvarının taşıyacağı dolgunun üzerinde yüklerine ek bir de benzin istasyonu inşa edildiğini, bu durumda istinat duvarı tasarım yüklerinin kat be kat arttığını, projeye göre yetersiz olan istinat duvarlarının ek yüklere dayanmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın kendi kusurunu müvekkili şirkete yüklemeye çalıştığını, müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının açmayı planladığı akaryakıt istasyonunun istinat duvarının davalı yüklenici tarafından inşası için davacı iş sahibi ile eser sözleşmesi imzalandığı, projenin davacı tarafından başka bir yükleniciye hazırlattırılarak belediyeden onay alındıktan sonra uygulama yapılmak üzere davalı yükleniciye teslim edildiği, istinat duvarının davalı tarafından inşa edildiği, ancak belli bir süre sonra çatlaklar meydana geldiği ve yıkıldığı, projenin hatalı olduğu gibi davalının da inşaatı projeye uygun olarak yapmadığı, ayrıca gerekli barbakanları koymadığı, davacının kullandığı dolgu malzemesinin inşaat tekniklerine uygun olmadığı, diğer taraftan davalı yüklenicinin projedeki hatalar ve uygulanması sonucu oluşabilecek sorunlar konusunda yükleniciye gereken bilgilendirmeyi yapmadığı, duvarın yıkılmasında her iki tarafın ve burada yapı denetim firmasının kusurlu olduğu, davalı yüklenicinin sorumluluk alanındaki ayıbın gizli nitelikte olduğu, süresinde ihbar edildiği, duvarın yıkım bedeli olan 53.121,42 TL, yeniden yapılması için gereken 283.397,00 TL, istinat duvarının yıkılmasına bağlı olarak tesisin yeniden yapılması için gereken 345.826,00 TL ve kâr kaybından dolayı 5.969,62 TL olmak üzere toplam 688.314,02 TL zarar oluştuğu, bunun davalının %50 oranındaki kusuruna isabet eden 344.157,02 TL'sinden davalının sorumlu olduğu anlaşıldığından, davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, kâr kaybından dolayı talep edilen 5.000,00 TL'den kalan 2.015,19 TL yönünden talebin reddine, ayrıca bilirkişi raporlarında dikkate alınarak hesaplanıp hüküm altına alınan (duvarın yıkılıp kaldırılması, yineden inşası, tesisin yeniden yapılması) masraflar dışında dava dilekçesinde istenen diğer masraflara ilişkin herhangi bir harcama makbuzu ve belgesi ibraz edilmediğinden bu kaleme ait 5.000,00 TL tutarındaki talebin de reddine karar verilerek davanın kısmen kabulü ile 344.157,02 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacının İstinafı
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; hüküm tesis edilirken esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda müvekkili şirkete %20 oranında kusur atfında bulunduğunu ve buna dayanak olarak da dolgu malzemesinin niteliği gösterildiğini ancak davalı şirketin projeye uygun imalat yapmadığına dair kesin tespit sebebiyle müvekkili davacının dolgu malzemesi seçiminde yanlışlık yaptığına dair eylemi ile yıkım arasında illiyet bağı kesildiğini, davalı şirket tarafından projeye uygun imalat yapılmadığından, köşelerde açılmalar başladığını, bu açılmaların davalı firmaya bildirilmesi üzerine davalı firma tarafından zeminin oturmasından kaynaklandığının belirtildiğini, sonrasında devam eden açılmaların engellenmesi için davalı firma tarafından köşelere saç levhalar yerleştirilildiğini, bunun da yeterli olmaması sebebiyle bu sefer istinat duvarına içten köşelere beton takviyesi yapıldığını, ancak projeye uygun olmayan istinat duvarının davalı firma tarafından sonradan alınmaya çalışılan tüm geçici önlemlere karşın yıkıldğını ve müvekkili şirketin dava konusu zararının oluşmasına sebebiyet vermediğini, yıkıma sebebiyet veren tek etkenin davalının projeye uygun imalat yapmaması olduğunu, her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından yapı denetim firmasına da kusur atfedilmiş ise de imalatın yapıldığı dönemde istinat duvarları yapı denetim kapsamında olmayıp, yapı denetime dair olarak da belediye tarafından talepte bulunulmadan ruhsat verildiğinden söz konusu imalat ile ilgili herhangi bir yapı denetimi yapılmadığını, dolayısıyla bilirkişi heyetinin davalı yana vermesi gerekli bulunan tam kusurun bir kısmını yapı denetim firmasına atfetmesinin hukuken kabul edilebilir bir durum olmadığını belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalının İstinafı
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyada mübrez olan Turgutlu Belediyesi Encümen Kararı ile Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün tespitinin nazara alınmadığını, Yapı Denetim Firmasına yüklenen kusur oranının hatalı ve eksik olduğunu, kaliteli dolgu malzemesi kullanmayan davacıya %20 oranında kusur yüklenmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, kusur atfına dair oranların hangi hesapla yapıldığına dair mahkemece hükme esas alınan raporda yeterli açıklama olmadığını, yeniden inşa edilen bir tesis olup olmadığı, yıkım için davacının ödediği bir bedel olup olmadığı ile yeniden istinat duvarı yapılıp yapılmadığının irdelenmediğini, toplam değeri 100.000 TL olan bir iş için hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, yetkisiz mahkeme tarafından yaptırılan tespit sonucu ibraz olunan 28.10.2013 havale tarihli heyet raporunda duvarın yıkım sebebinin bulunamadığı, müvekkiline herhangi bir kusur yüklenemediği ve inşaat alanının temizlenmesi sonrası yeniden keşif yapılması belirtilmesine rağmen davacı tarafın inşaat alanında hukuki tespit için gerekli koşulları sağlamadan inşaat alanını temizleyerek yeniden keşif yapılmasını imkansız hale getirdiğini, bu raporun inşaatın yıkılmasının ardından yapılan ve olay yerini gören son tespit olduğunu ve bu tespitte de müvekkiline herhangi bir kusur yüklenemediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinat duvarı davalı tarafından projesine uygun yapılmadığı gibi (projesinde gösterildiği gibi barbakan ve drenaj sisteminin yapılmadığı, istinat duvarı geometrik boyutlarına uygun yapılmayarak köşelere dilatasyon derzleri getirildiği, düzensiz aralıklı olduğu), davacı tarafından verilen ve davalıdan uygulaması istenen projede de hatalar olduğu ( perde ve ön ve arka ampatmana konulması gereken minimum donatı miktarından bile daha az donatı konulduğu, projesinde rötre ve sıcaklık donatıları ile dağıtma donatılarının bulunmadığı, sürşarj yükü -zemin üzerindeki yapılar vb. den kaynaklanan yatay ve düşey yükler- dikkate alınmadan dahi Zemin Gerilmelerinin aşıldığı), yine davacı tarafından projesinde ön görülen dolgu malzemesi yerine ön görülmeyen dolgu malzemesinin kullanıldığı ve yağışla birlikte duvar ve dolgu malzemesi üzerinde yer alan yapıda kısmi yıkım, çatlak ve kaymalar meydana geldiği hususu sabit olup, 20.03.2016 tarihli raporla, 01.11.2016 tarihli rapor arasında tarafların kusur tespiti açısından oluşan çelişkinin giderilmesi amacıyla aldırılan 02.10.2017 tarihli rapor ve 19.11.2017 tarihli ek raporda kusur dağılımınına göre %20 oranında -proje hatası ve uygun dolgu malzemesi kullanmaması nedeni ile- davacıda, %50 oranında- verilen projeyi kontrol ederek işvereni uyarmaması, projesine aykırı imalat yapması ve barbakan yapmaması nedeni ile- davalı yüklenicide, %30 oranında -hatalı projeyi onaylaması nedeni ile yapı denetim firmasında şeklinde olduğu, eldeki dosyada TBK 472/son maddesi uyarınca davalı yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğünü cevap dilekçesi içeriğinde iş sahibine projeye ilişkin eksiklikler şifahen iletilerek yerine getirildiği ileri sürülse de davacı iş sahibi tarafından bu husus kabul edilmediği gibi davalı tarafça da usulünce ispatlanamadığı, ayrıca projeye aykırı imalatı sabit olduğundan yüklenicinin sorumluluğuna gidilebileceği gözetildiğinde kusur tespitinin dosya kapsamın göre yerinde olduğu, bu kabule göre de ilk derece mahkemesince verilen kısmen kabul kararı yerinde olduğu, davacı vekilinin dolgu malzemesi ile yıkım arasında illiyet bulunmadığı, projeye aykırı imalat nedeniyle yıkımın gerçekleştiğine yönelik istinaf sebepleri ise proje hatası ve uygun dolgu malzemesi kullanmaması ile yıkım arasında illiyetin varlığını gösterir mevcut raporlar nedeniyle yerinde görülmediği, davalı vekilince istinaf sebepleri arasında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün yıkım öncesi resmi makam olarak yaptığı tespitte, dava konusu duvarın ardına dolgu malzemesi olarak killi toprak koyulması ve yeni tadilat projesi hesabı düzgün olmadığı için yıkım kararı verilmesi ile müvekkiline atfı kabil bir kusurdan bahsedilmemesine rağmen yerinde incelemeye dayalı söz konusu tespitin dikkate alınmadığı ileri sürülmüş ise de benzer tarihli tespit dosyasında istinat duvarının projeye uygun yapılmadığı yönündeki tespitin de yine yerinde incelemeye dayalı olduğu görüldüğünden yine davalı yüklenicinin, davacı ve dava dışı yapı denetim firması kusur oranlarının düşük tutulduğuna ilişkin itirazları da işinin uzmanı sayılan yüklenicinin verilen projeyi kontrol ederek işvereni uyarmaması, projesine aykırı imalat yapması ve barbakan yapmaması nedeni ile tespit edilen kusur oranına göre dosya kapsamıyla uyumlu olduğundan yerinde görülmediği belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 md.si gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf velilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacının Temyizi
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının usulüne uygun şekilde dolgu malzemesi seçmiş uygulamış olduğunu, dolgu malzemesinin yıkım üzerinde hiçbir etkisi bulunmadığını, projeye uygun imalat yapmadığına dair kesin tespit sebebiyle müvekkil davacının dolgu malzemesi seçiminde yanlışlık yaptığına dair eylemi ile yıkım arasında illiyet bağını kestiğini, bilirkişi heyeti tarafından teknik olarak da tespit edildiği üzere; davalı şirket tarafından projeye uygun imalat yapılmadığı, köşelerde açılmalar başladığı, bu açılmaların davalı firmaya bildirilmesi üzerine davalı firma zeminin oturmasından kaynaklandığı belirtildiği ve açılmaların engellenmesi için davalı firma tarafından köşelere sac levhalar yerleştirildiği, belirtilen tüm bu hususlar istinat duvarının yıkımına sebebiyet veren yegane sebepler olmasına rağmen bilirkişi heyetinin bu hususları yegane sebep olarak görmemeskusurun yayılmasına dair görüş bildirilmesi bu görüşün ilk derece mahkemesince daha sonrasında ise ikinci derece mahkemesince de kabulü hukuka aykırı olduğu, teknik olarak duvarın projeye uygun yapılmadığı tespit edilmesine rağmen davacının yıkımdan %20 oranında da olsa sorumlu tutmasının hukuken kabul edilebilir olmadığı, imalatın yapılması sırasımda istinat duvarının yapı denetim kapsamında olmadığı, herhangi bir yapı denetimi yapılmadığından yapı denetim firmasına kusur verilmesinin hatalı olduğu ve tüm zararlardan davalının sorumlu olduğu, davalı tam kusurlu olduğundan kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalının Temyizi
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 26.01.2022 tarihli dilekçe ile teknik rapor sunulmuş olmasına rağmen istinaf merci tarafından değerlendirme konusu yapılmadığı, 02.10.2017 tarihli bilirkişi raporunun çelişkilerin giderilmesi için aalınmasına rağmen çelişkiler giderilmediği gibi hatalı olarak tanzim edildiği, zararın projenin hatalı olmasından kaynaklandığı belirtilmesine rağmen kendilerine kusur atfedilmesinin hukuka aykırı olduğu, istinat duvarında oluşan hasar ile müvekkilin işi yapması arasında illiyet bağı bulunmadığını, duvarın arkasına konulacak dolgu malzemesinin sorumluluğunun sözleşme hükümleri uyarınca davacıya ait olduğu, dacalının duvarın arkasına konulacak dolgu malzemesinden ve arkaya yapılacak inşaatın ağırlık hesaplamalarını bilmeden boş bir alana 3 tarafı çevrili bir duvar yapım işinin üstlendiğini, bu nedenşe somut olayda hiçbir kusuru olmaması rağmen müvekkile kusur izafe edilmiş olmasının hatalı olduğu, hatanın yanlış zemin üzerine statik hesapları zemin kontrolleri yapmayan işveren ve yapı denetim kontrol firmasında olduğunu, gerek davacı tanıklarının beyanı gerekse davacı tarafın vermiş olduğu cevaba cevap dilekçesindeki tevil yolu ile ikrarı ile projedeki hataların davacı tarafa bildirildiği ve TBK'nın 472. maddesinin son fıkrası uyarınca üzerine düşen yükümlülüklerin yerine getirildiği, davacı tarafından ilgili madde uyarınca davalıya ayıp ihbarı gönderilmediğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri gereğince müvekkilin tek sorumluluğu istinat duvarının betonarme inşaatını yapma olduğu, duvarın arkasına konulacak dolgu malzemesi ve istinat duvarının ne amaçla kullanılacağı müvekkil tarafından bilinmediği, bu nedenle resmi makam tarafından yapılan tespitte belirtildiği üzere dava konusu duvarın ardına dolgu malzemesi olarak killi toprak koyması ve yeni yaptığı tadilat projesinin hesabı düzgün olmadığı için duvarın yıkımı karar alındığı, dava konusu istinat duvarını yıkılmadan önce gören ve tespit yapan tek kurum olan Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünün tespiti olduğu ve bu tespitte göre kusurlarının bulunmadığı, mahkemece yapılan tespitlere ve yıkımdan önce resmi makamlarca yapılan tespitlere itibar etmeyip olay yerini görmeyen ve dosya içerisinde evraklara göre karar veren bilirkişi raporlarını dikkate alarak hüküm kurması hakkaniyete aykırı olduğu, Yapı Denetim Firmasına yükletilen %30 oranındaki kusur hakkaniyet ile bağdaşmadığı, mahkemenin gerekçeli kararında taraflara yükletilen tüm kusurları denetlemesi gereken kurum da Yapı Denetim Firması olduğu bu nedenle davacının davasını yöneltebileceği tek taraf Yapı Denetim firması olduğu, mahkemece yapılan tespitlerin aksine Yapı Denetim Firması davacıya karşı %100 sorumlu bulunduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup ayıplı iş nedeni ile uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
TBK’nın 470 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve ileri sürülen temyiz sepeplerine göre usul ve kanuna uygun olup kusura yönelik çelişkilerin giderilmesi için mahkemece rapor alındığı, raporun Yargıtay denetimine elverişli olduğu, davacının projeyi hatalı yaptırması, projede eksik donatı bulunması ve toprak dolguyu usulüne uygun yaptırmaması, davalının ise projenin hatalı olduğunu davacıya bildirdiğini dosya kapsamında ispatlayamaması, projesine aykırı şekilde imalat yapması, yeterli barbakan koymadan ve birleşim yerleri hatalı yapılarak edimini ifa etmesi nedeni ile sorumlu olduğu, davalının kusurunun illiyet bağını kesen nitelikte olmadığı, tarafların ortak kusurlu oldukları anlaşıldığından taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
8.400,00 TL vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan taraflara verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden tarafalardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.