Logo

6. Hukuk Dairesi2023/432 E. 2024/24 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan işçilerin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını ödeyen davacı kurumun, davalı alt işverene rücu edip edemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Hizmet alım sözleşmesi akdedildikten sonra yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesi hükümlerinden kaynaklanan alacakların, sözleşme imzalandığı tarihte mevcut olmayan bir yükümlülük getirdiği ve davalı alt işverenin bu alacaklardan sorumlu tutulamayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki rücuan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun kabulüne ve kararın kaldırılarak davacı ...'nın davasının kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan davalı yüklenicinin işçilerinden 24 kişi tarafından Toplu ... Sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsili için aleyhlerinde ... Mahkemeleri nezdinde davalar açıldığını ve icra takipleri neticesinde 193.007,18 TL ödediğini ileri sürerek, 193.007,18 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında alt işveren üst işveren durumunun söz konusu olmadığını, işçilerin davacı ...'nın işçileri olduğunu, müvekkilinin davaların dayanağı toplu ... sözleşmesinin tarafı olmadığını, talebe konu edilen dönemlerde müvekkilinin ... imzalamadığını ve ... sürecine katılmadığını, davacı kurumun ihaleye çıkarken toplu ... sözleşmesinin varlığından davalı şirketi haberdar etmediğini, davalı şirketin toplu ... sözleşmesinin varlığından haberi olmadığını ve hak edişlere de bununla ilgili ekleme yapılmadığını, talep edilen rakamların yaklaşık maliyeti aştığını ve sözleşmenin temelden çöktüğünü, bu sebeple söz konusu alacaklardan sorumluluklarının olmadığını belirterek , davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, söz konusu işyerinde uygulanan toplu ... sözleşmesinin, Yüksek Hakem Kurulu kararları gereği uygulanmakta olduğu, 01.01.2013-31.12.2014 arası dönem için dava dışı .....Ltd.Şti. nin taraf olduğu 19.04.2013 tarih E:2013/31, K:2013/33 sayılı karar ve 15.03.2015-31.07.2016 arası dönem için davalının taraf olduğu 05.10.2015 tarih E:2015/92, K:2015/113 sayılı kararı gereği yapılan toplu ... sözleşmelerinin uygulanmakta olduğu, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin ise 01.11.2013-01.08.2016 arası döneme ilişkin olduğu anlaşıldığı, eldeki davada da taraflar arasındaki 2013 yılında yapılan sözleşmeden sonra YHK kararı ile 2015 yılında uygulanmasına karar verilen ...'e göre davalıdan bir talepte bulunulamayacağı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişi raporuna binaen hatalı karar verildiği, ... ödemelerinin 2013-2014 yıllarına ait olduğuna dair değerlendirmenin kabul edilemeyeceğini, toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkının ödenmesine dair yönetmeliğin 11/09/2014 tarih öncesine uygulanacağından dava dışı işçilerin denk gelen yıllara ait olup kurum ile alt işveren olan davalının sorumlu olduğu, hizmet alım tip sözleşmelerinin 22., 23..maddeleri 32. ve 38. maddelerinde yüklenici firmaların sorumluluklarının açık bir şekilde belirtildiği, sözleşmede rücu ve sorumluluğa ilişkin hüküm bulunmamasının davalı şirkettin sorumluluğunu kaldırmayacağı, dava dışı işçilerin davalı şirket personeli oldukları, davalı yönünden verilen ret kararının hukuka aykırı olduğu, yine faiz başlangıcı olarak dava tarihi değil ödeme tarihinin esas alınması gerektiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

Davalı taraf istinaf dil" başvurusunun kabulüne, kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, temyiz dilekçesinde davanın kabul kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşme ve şartnamelerde işçi alacaklarınn ve ... alacaklarının sorumluluğunun alt işverende olduğuna dair herhangi bir açık hüküm olmadığını ve bu nedenle müvekkil şirketin sorumluluğuna kesinlikle gidilemeyeceğini, ... şartlarının, yasada düzenlenen ve herkesçe malum olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, hafta tatil ücreti, yıllık izin ve sair diğer işçilik alacakları gibi bilinen ve öngörülebilen, işçinin kıdemine, ücretine göre hesapanabilen alacaklar olmayıp, müvekkil firmadan önce davacı kurumda mevcut olan ... sözleşmesinin ihale şartnamesi ile duyurulmadığını, bir işyerinde ...'in olmasının olağandışı bir durum olup bu durumunun varlığının ihale sözleşmesi imzalanmadan önce taraf bilgisine sunulması gerektiğini, davacının sözleşme öncesi sorumluluklara aykırı hareket ettiğini, Taraflar arasındaki sözleşmenin bir özel hukuk sözleşmesi olup sözleşmenin kurulmadan önceki yükümlülüklerden tasfiye sürecine kadar Türk Borçlar Hukuku ilkelerinin uygulanması gerektiğini ve davacının Türk Borçlar Hukuku'na göre kusurlu hareket etmiş olması nedeniyle kendi kusuruna dayalı olarak da hak iddiasında bulunamayacağını, talebe konu edilen dönemlerde müvekkil şirketin işçi sendikası ile hiçbir şekilde toplu ... sözleşmesi imzalamadığını, talep edilen rakamın da yaklaşık maliyetin çok üzerinde olduğunu, davacı tarafından ihale ile müvekkil şirkete verilen işler davacı kurumun asıl işlerinden olup bu nedenle müvekkil şirketin alt işverenliği muvazaalı olduğunu ve davacı Kurumun en başından itibaren asıl işveren olduğunu, davalı açısından bağlayıcı bir ...'den söz edebilmek için söz konusu ihale kapsamında işyeri düzeyinde yetki belgesi verilmesi gerektiğini, davacı ile imzalanan ihale sözleşmesi kapsamında alınmış yetki belgesi bulunmadığını, açıklanan sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin davanın kabulüne dair kararının BOZULMASI talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunun 36. 38 ve 39 ncu maddeleri

3.Değerlendirme

Uyuşmazlık, toplu ... sözleşmesinden kaynaklı işçilik alacaklarını dava dışı işçilere ödeyen davacı Bakanlığın bu tutarlardan münhasıran sorumlu olup olmadığı ve alt işverenlere rücu edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Davacı ile davalı ... arasında 270 kişilik tıbbi kayıt elemanı hizmet alımına dair 09.10.2013 tarihli sözleşme, 08.11.2013 - 01.08.2016 dönemi için imzalanmıştır.

Davalıların istihdam ettiği işçilerinin Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasına üye oldukları, toplu ... sözleşmesinin Yüksek Hakem Kurulu'nun 05.10.2015 tarihli kararı ile 15.03.2015 - 31.07.2015 dönemi için bağıtlandığı, toplu ... sözleşmesinin taraflarının davalı alt işveren ... ile Türkiye Sağlık ... Sendikası olduğu, dava dışı 24 işçinin davacı aleyhine ... mahkemelerinde açtığı toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin davaların davacı aleyhine sonuçlandığı ve davacının davalılardan alamadığı toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarını işçilere ödediği anlaşılmaktadır.

Anayasal bir hak olan toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme yapma hakkı, hukuki kaynağını Anayasadan alan ve sosyal taraflara yasa gücünde düzenleme yapma yetkisini veren sosyal bir haktır.

Toplu ... sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe ... sözleşmeleri toplu ... sözleşmesine aykırı olamaz. ... sözleşmelerinin toplu ... sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu ... sözleşmesindeki hükümler alır. Toplu ... sözleşmesinde ... sözleşmelerine aykırı hükümlerin bulunması hâlinde ise ... sözleşmesinin işçi yararına olan hükümleri geçerlidir. (6356 sayılı Sendikalar ve toplu ... sözleşmesi Kanunu m. 36)

Toplu ... Sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır. Toplu ... sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır. Toplu ... sözleşmesinin imza tarihi ile yürürlük tarihi arasında ... sözleşmesi sona eren üyeler de, ... sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar toplu ... sözleşmesinden yararlanır (6356 sayılı Kanun m. 39).

Toplu ... sözleşmesi kapsamında olan ya da toplu ... sözleşmesi bulunan bir işyeri veya işyerinin bir bölümünün devrinde, devralan işverenin aynı işkoluna giren işyeri veya işyerlerinde yürürlükte bir toplu ... sözleşmesi var ise; devralınan işyeri veya işyerlerinde uygulanan toplu ... sözleşmesinden doğan hak ve borçlar, ... sözleşmesi hükmü olarak devam eder. Devralan işverenin işyeri ya da işyerlerinde uygulanan bir toplu ... sözleşmesi yok ise; devralınan işyerinde yürürlükteki toplu ... sözleşmesinden doğan hak ve borçlar, yeni bir toplu ... sözleşmesi yapılıncaya kadar toplu ... sözleşmesi hükmü olarak devam eder (6356 sayılı Kanun m. 38).

Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere toplu ... sözleşmesi niteliği gereği kamu düzeninden olup, bireysel ... sözleşmelerinden farklı olarak sözleşmeye taraf olmayanları da bağlar. Zira 6356 sayılı Kanun'un m. 38/1 inci maddesinde, işyeri devri halinde devralınan işyerinde yürürlükteki toplu ... sözleşmesinden doğan hak ve borçların, yeni bir toplu ... sözleşmesi yapılıncaya kadar toplu ... sözleşmesi hükmü olarak devam edeceği düzenlenmiştir.

Davacı kurum ile davalı arasında yapılan hizmet sözleşmesi ile davalı yüklenici bir işi kendi işçileri ile yapmayı üstlenmiştir. Çalışan işçiler davalı işçileridir. İşçinin davacı işveren ile bir ilişkisi bulunmadığından sözleşmede aksine bir hüküm bulunmaması halinde yüklenici işçinin tüm sosyal ve maddi haklarından sorumludur.

Bununla beraber toplu ... sözleşmelerinin yukarıda anlatılan kamu düzeni gereği sözleşmede aksine hüküm olsa dahi sözleşme tarihinden sonra yapılan toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre işveren toplu ... sözleşmesi uyarınca işçiye ödediği bedeli talep edemeyecektir. Ancak işçinin sözleşme imzalanırken var olan toplu ... sözleşmesi uyarınca talep ettiği sosyal hakların yüklenici tarafından karşılanması gerekir. Çünkü sözleşme toplu ... şartları bilinerek imzalanmıştır.

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; işveren davacı ile davalı yükleniciler arasında hizmet sözleşmesinin akdedildiği tarihten sonra 05.10.2015 tarihli kararı ile yürürlüğe giren ve 15.03.2015-31.07.2016 dönemini kapsayan toplu ... sözleşmesi gereğince ödenecek bedellerden davalı yüklenicinin sorumlu olmadığı sonucuna varılmalıdır.

Bu bağlamda işçilere ödeme yapan işveren (kurum) bu bedelleri yüklenici ... Turizm Taşımacılık ... Gıda Ürünleri Temizlik Hizmetleri İletişim Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti,'den talep edemeyeceğinden, davalı bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararının bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.