"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/73 E., 2022/322 K.
HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/229 E., 2019/682 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflar vekillerince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekilleri Avukat ..., Avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
1-İlk derece mahkemesince, yabancı mahkeme kararının tanınması istemiyle açılan davada, tanınması talep edilen Bükreş Mahkemesi Hukuk Mahkemeleri 6. Hukuk Dairesi 9344/3/2009 no.lu dosyadan verilen 17232 sayılı 05/10/2011 tarihli kararda, davacı Rathenraw Limited lehine hüküm tesis edildiği, iş bu davanın açılmasının esas nedeninin davalı Biat A.Ş. tarafından bu dosya davacısı şirket ve Türk Ekonomi Bankası A.Ş. aleyhine İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açılan davada 18.09.2007 tarihli Performans Garanti Sözleşmesi uyarınca verilen teminat mektuplarının hükümsüzlüğünün tespiti ve muarazanın giderilmesi davası olduğu, o davaya ilişkin verilen kararın, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 02.11.2017 tarihli 2017/1211 Esas, 2017/3766 Karar sayılı kararı ile, Romanya'daki mahkeme kararının tanınmasının sağlanması için dava açmak üzere uygun süre ve imkan verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu ve bozma sonrasında İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesince bozma kararına uyularak davacıya kararın tanınmasına ilişkin dava açmak üzere süre verdiği, bunun üzerine iş bu davanın açıldığı, tanımaya konu yabancı mahkeme kararında "... Bükreş Şubesi" tarafından açılan dava taraf ehliyeti bakımından reddedilmiş ise de, bu dosyayı bekletici mesele yapan İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/52 Esas numarasında görülen davada aynı sözleşme kapsamında teminat mektubunun hükümsüzlüğü ile ilgili davanın tarafı olduğu dikkate alındığında herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın yabancı mahkeme kararının tanınmasında “hukuki yararı” bulunduğu, davacı yönünden Romanya mahkemelerinde verilen kararın delil değerlendirilmesi, kesinleşen tespitler ve sözleşmenin feshinde hangi tarafın kusurlu olduğu gibi hususlar yönünden teminat mektuplarının hükümsüzlüğü talebini doğrudan etkileyeceği, bu nedenle davacının iş bu yabancı mahkeme kararının tanımasını talep etmede hukuki yararının söz konusu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
2-İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun kabulü ile; davacı "...Limited - ... Bükreş Şubesi" tarafından açılan iş bu davada davanın açılmasına dayanak olarak gösterilen, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 02.11.2017 tarihli 2017/1211 Esas 2017/3766 Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/52 Esası üzerinden, davaya konu Romanya'daki kararın tanınmasının sağlanması için dava açmak üzere süre ve imkan verilen davalı tarafın "...Limited" şirketi olduğu, işbu davayı açan "...Limited - ... Bükreş Şubesi'nin" o dosyada taraf olmadığı, gerekçeli kararda bunun aksine yapılan değerlendirmenin yerinde olmadığı, tanıma talebine konu Bükreş Mahkemesi Hukuk Mahkemeleri 6.Hukuk Dairesi'nin 9344/3/2009 no.lu dosyasından verilen 17232 sayılı 05.10.2011 tarihli kararıyla da davacı "...Limited - ... Bükreş Şubesi'nin" davasının, tüzel kişiliğe haiz olmayan bir şubenin ana şirkete ilişkin yargılama bakımından dava ehliyeti olmadığından reddedildiği, şubenin bir merkeze bağlı olduğu halde müstakil sermayesi ve müstakil muhasebesi bulunan veya muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi olmadığı halde kendi başına ticari muamele yapan yer olup, kendi başına işlem yapabilirse de bu işlemden doğan hak ve borçların merkeze ait olduğu, şubelerin (bağlı oldukları merkezden ayrı) tüzel kişiliklerinin ve bu nedenle taraf ve dava ehliyetinin de bulunmadığı, fakat tüzel kişiliğin tüzüğünde şubelerin de organ olduğu (tüzel kişiyi temsil edebileceği) kabul edilmiş ise ancak bu durumda şubenin tüzükte açıkça yazılı olması halinde bağlı olduğu tüzel kişi adına dava açabileceği, şayet bağlı olduğu tüzel kişinin tüzüğünde şubenin tüzel kişiyi temsil edebileceği yazılı değil ise tüzel kişi adına dava açmasının da mümkün olmadığı, şubenin tüzel kişiyi bu şekilde temsil yetkisi olsa bile davanın şube tarafından tüzel kişi (merkez) adına açılması gerektiği (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02.06.2010 tarih, 2010/19-250 Esas, 2010/300 Karar), somut uyuşmazlıkta "...Limited - ... Bükreş Şubesi'nin" kendi adına dava açtığı, buna göre davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
3-Bu karara karşı taraflar vekillerince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Kamu düzenine aykırılık hallerinin resen gözetildiği, istinaf nedenleriyle sınırlı ve usulüne uygun olarak istinaf inceleme ve denetiminin yapıldığı; dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yine teminat mektubunun hükümsüzlüğüne ilişkin davada davalı tarafın şirket merkezi “...Limited” olduğu, iş bu davanın davacısının ise ““...Limited – ... Bükreş Şubesi” olduğu, her iki davanın taraflarının aynı olmadığı, şubenin merkez adına dava açma ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığından taraf vekillerinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi kararına ilişkin taraflar vekillerinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan taraflara verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden taraflardan alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.05.2024 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.