"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/870 E., 2022/1402 K.
HÜKÜM : Davacı Vekilinin İstinaf Başvurusunun Kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/688 E., 2022/20 K.-Birl. Dava 2021/75 E.
Taraflar arasındaki sözleşmenin geriye etkili feshi ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine, tazminat talebi atiye terk olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurunun kabulüne kararın kaldırılmasına asıl ve birleşen dosyada sözleşmenin geriye etkili feshine ilişkin talebin kabulüne, tazminat talebi atiye terk edildiğinden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, inşaatın en geç yapı ruhsatının alındığı tarihten itibaren 18 ay+6 ay içerisinde teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, inşaat ruhsatı başvurusunun 17/03/2016 tarihinde ön onay ile Belediyeye yapıldığını ancak 30/03/2016 tarihinde yapı denetim firması tarafından talebin geri çekildiğini, Ankara 1 numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün 12/05/2016 tarih ve 3355 sayılı kararı ile geri çekilen mimari projenin uygun olduğuna karar verildiğini, uygun görülen bu proje ile ruhsat başvurusunu yapmayan ve sürüncemede bırakan davalı şirketin inşaata başlamak için sürekli problem çıkardığını, davalı şirketin işi sürüncemede bıraktığını, ihtarname ile inşaata başlanılmasının istenildiğini, ancak aradan geçen 3 yılda müvekkilinin mağdur olduğunu, değişen ekonomik şartlar nedeniyle aynı şartlarda anlaşma yapabilmesinin mümkün olmadığını, belirtilen nedenlerle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine ve tapu kayıtlarına konulan şerhlerin terkinine, aynı şartlarda sözleşme yapılamayacağından dolayı oluşan menfi zarar nedeni ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen dosya dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesindeki hususlar tekrarlanarak esas dosyada tapu malikleri ve sözleşmenin diğer taraflarına karşı dava açmak ya da muvafakatlerini sağmak için verilen süre kapsamında dava açıldığı, sözleşmeyi imzalayanlardan ...'in muvafakat verdiği, diğerleri ise kendilerine gönderilen ihtarnameye rağmen bugüne kadar muvafakat vermediği, sözleşmenin feshi için birleştirme talepli olarak bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, belirtilen nedenlerle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine ve tapu kayıtlarına konulan şerhlerin terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının davasının reddine, dava masraflarının ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline, davanın kabulü ile sözleşmenin feshi yoluna gidilecek ise müvekkilinin yapılan işlemler nedeni ile oluşan zararının tespiti ile davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davalıları tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında sözleşmenin imzalanmasından sonra davacının talebi üzerine otopark muafiyeti olması nedeniyle otoparksız projenin hazırlandığı ve anıtlar kuruluna onaya sunulduğu, anılan projenin ... Mimarlıktan gelen müzekkere cevabı ekindeki belgeler itibari ile 13/05/2016 tarihinde onaylandığı, ancak bu süreçte otopark muafiyetinin iptal edilmesi nedeniyle projenin geri çekildiği ve davalı tarafça otoparklı ikinci bir projenin hayata geçirilmek istendiği, ancak davacı yanca otoparkı olmayan, otoparka ayrılmış bölümlerin depo olarak çizilmiş olduğu ve anıtlar kurulundan onay alan ilk projenin uygulanmasının istenmesi nedeniyle sözleşmenin hayata geçirilemediği, yine dosya kapsamında dinlenen tanık anlatımları ve bileşen dosyanın davalılarının beyanları itibari ile sözleşmenin tanziminden sonra davalı yüklenici tarafından inşaat alanına konteyner konulduğu, inşaatta kullanılacak bir kısım malzemelerin inşaat alanına getirildiği, ancak davacı tarafça ilk projede ısrar edilmesi ve ikinci projenin uygulanmasının istenmemesi nedeniyle inşaata başlanamadığı, bu durumun dosya arasında bulunan 3 ayrı proje olmasından da anlaşıldığı, kaldı ki taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesi uyarınca sözleşmeye konu yapıda otopark olacağının açıkça kararlaştırıldığı, otoparktan arta kalan kısıma depo yapılabileceğinin kayıt altına alındığı nazara alındığında davacının sözleşmeyi feshinin haklı nedene dayanmadığı kanaatine varılarak, asıl ve birleşen dosyada açılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine ilişkin talebin reddine, açılan tazminat talebi atiye terk edildiğinden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, verilen kararın hukukun genel ilkelerine ve hakkaniyete aykırı olmasından dolayı taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra hazırlanan projenin belediye tarafından ön onayının yapılması üzerine anıtlar kurulundan da 13.05.2016 tarihinde onaylanmasına rağmen bu projenin, proje anıtlar kurulundayken 30.03.2016 tarihinde yapı denetim firması tarafından geri çekilmesinin haklı bir gerekçesinin olmadığını, geri çekme işlemi davalı şirketin bilgisi ve talimatı doğrultusunda yapıldığının açık olduğunu, çünkü projeyi geri çekme dilekçesinde müvekkile atfen atılan imza müvekkile ait olmadığını, tacirin ağırlaşan şartları öne sürmesi mümkün olmadığını, bilirkişi raporuda aynı hususlara dikkat çektiğini, davalılar anlaşıldığı gibi iş yapmak zorunda olduğunu,
geriye etkili feshin tüm şartlarını oluştuğunu,
kararın gerekçeden yoksun olduğunu, bilirkişi raporunun dikkate alınmaması ve karar gerekçesinin belirtilmemesinin yasal olmadığını, tanık beyanlarına itibar edilmesinin yasal olmadığını, sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeni ile fesih hakkı doğduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, açıklanan nedenlerle kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mevcut duruma göre halen inşaat ruhsatı alınamadığı, davacı tarafça Koruma Kurulunca onaylanan ilk projenin onaylanmasında ısrar edildiği davalı tarafça da daha sonra hazırlanan projelere davacının onay vermesi istendiği, her ne kadar sözleşmede yapılacak inşaatta otopark yapımı kararlaştırılmışsa da Kurulca onaylanan ilk projede otopark bulunmadığı, esasen inşaat projesinin hazırlanması ve onay süreci hayatın olağan akışı gereği davalı yüklenicinin bilgisi ve kontrolünde olup davalının ilk projeyi otoparksız olarak çizdirip belediyeye ruhsat başvurusu yapıldıktan ve Kurulca onay alındıktan sonra bu projeye ilişkin belediyedeki ruhsat başvurusunun geri çekilmesi ve eldeki davada da projenin otoparksız olmasını bahane ederek sözleşmeye aykırı olduğunu savunmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, davalıdan beklenenin Kurulca onaylanan projeye göre ruhsat işlemlerini devam ettirmek olmakla, davalı tarafça sonraki projelerin uygulanması isteniyorsa davacının direngen davranması karşısında davacı yerine geçmek üzere proje onayının mahkemece verilmesini talep edilebileceği, dolayısıyla mevcut durum itibariyle inşaat akıbetinin belirsiz bir hal aldığı, taraflar arasındaki güven ilişkisinin bozulduğu, bu durumda taraflar için devamında yarar kalmayan sözleşmenin mahkemece geriye etkili olarak feshine karar verilmesi gerekirken aksi yönde gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleşen dosyada açılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine ilişkin talebin kabulüne, tazminat talebi atiye terk edildiğinden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı şirket vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; inşaattaki gecikmenin arsa sahibinin borcunu yerine getirmemesinden kaynaklandığında, sözleşmenin geriye dönük feshini istemesinin mümkün olmadığını, yapı ruhsatı alınmasının bir zorunluluk olup arsa sahibinin arsayı teslim etme borcu, arsanın imara uygun yapı ruhsatı ile birlikte yükleniciye teslimi olarak yorumlanması gerektiğini, davacıya bu konuda birden fazla ihtar çekilmesine rağmen davacı tarafından yüklenici davalıya vekaletname çıkartılmadığını, inşaat sözleşmesine konu gayrimenkulde taşınmazların tevhit işlemlerinini müvekkilince yapıldığı ve bütün masrafların müvekkilleri tarafından karşılandığını, belediyeden alınması gereken yerin de davacı adına alındığını, müvekkillerini sözleşmeyi fesih ve ya inşaatı bırakmak gibi bir düşünceleri olsa bu şekilde masraf yapmayacaklarını, kentsel dönüşüme giren taşınmazın üzerindeki eski yapıların yıkılması, zemin etüdünün yapılması işlerinin yapılıp, elektrik sözleşmesi, beton ve demir alımı gibi işlerin müvekkilince tamamlandığını ancak davacı yanca vekalet verilmediğinden proje onayı için yapılan çağrılara davacının gelmeyerek işleri zorlaştırdığını, davacının projede otopark alanı olarak görünen kısma kendi menfaatleri gereği depo dayatmasında bulunması nedeniyle taşınmazın kentsel dönüşüm muafiyetleri kapsamında otopark ve harç muafiyeti olduğundan süreci biran önce bitirmek amacıyla davacının istediği şekilde ilk projenin çizilip gönderildiğini, ancak 26.4.2016 da sözleşmeye konu inşaatta otopark ve tapu harç muafiyeti varken 26 Nisanda çıkan yasa ile kaldırıldığını, bu nedenle müvekkilinin inşaat maliyetlerinin arttığını ve davacının sözleşmenin 6. maddesinde yazıldığı gibi otopark yapmaya sözleşmeye uymaya davet edildiğini ancak davacının cevap vermediğini, davacı tarafından ilk projenin uygulanması talep edilmiş ise de bunun sözleşmeye uygun olarak hazırlanmadığı ve sözleşmeye göre hazırlanan projede de davacının imzadan imtina ettiğini, değişen durum nedeniyle hazırlanan projeye davacı tarafından belediyeye dilekçe verilmesi gerektiği ihtarnamelerle bildirilmiş olmasına rağmen davacı tarafından dilekçe verilmediği ve sürecin uzatıldığı, müvekkili tarafından tüm işlemlerin yapıldığı ancak davacı tarafından vekalet verilmemesi ve projenin imzalanmaması nedeniyle inşaata başlanamadığını , Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçesinde taraflar arasındaki güven ilişkisinin bozulduğuna dair gerekçe yönünden müvekkilinin kusuru bulunmadığını, kusurlu davacı yanın bundan yararlandırılamayacağını, projenin yerine getirilmesi için müvekkilinin mahkemeye başvurabileceği belirterek müvekkiline ek yükümlülük getirilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, belirtilen nedenlerle kararın boozulması talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmenin geriye etkili feshi ve tazminat tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre asıl davada davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 12. maddesinde, inşaatın otoparklı olarak yapılacağı kararlaştırılmıştır. Yüklenici tarafından arsa sahiplerinin de muvafakati ile yaptığı ilk projede otoparka yer verilmemiştir. Bu proje belediyeye sunulup geri çekildikten sonra otopark muafiyetinin kaldırıldığı anlaşılmıştır. Yüklenici otopark muafiyeti ile ilgili değişiklik sonrasında otoparklı olarak yeni proje çizdirmiş ve davacının belediyede bu projeye onay vermesi için ihtarname çekilmesine rağmen davacı arsa sahibi tarafından onay vermekten kaçınarak ilk proje için ruhsat alınması gerektiğini ileri sürülerek eldeki dava ile sözleşmenin feshi talep edilmiştir. Yüklenici, yapı ruhsatı aşamasındaki mevzuata göre yapıyı yapmak zorunda olduğundan ve sözleşmede otoparklı yapı yapılacağı kararlaştırıldığından, arsa sahibinin sözleşmeyi fesih talebinde haksız olduğu açıktır. Bu durumda, davacı sözleşmenin geriye etkili feshini talep edemeyeceğinden davanın reddi gerekirken, istinaf tarafından davanın reddi yerine yazılı gerekçelerle davanın kabulü doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
1.Yukarıda değerlendirme bölümünün 1 numaralı bendinde açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Değerlendirme bölümünün 2 nolu bendinde yer alan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 03.11.2022 tarih ve 2022/870 Esas 2022/1402 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının davalı şirket yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcın istek hâlinde asıl davada davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.