Logo

6. Hukuk Dairesi2023/569 E. 2023/456 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalı ile arasında imzalanan sistem kullanım anlaşması ve iletim sistemi kullanım anlaşmasından kaynaklı ceza faturalarından dolayı borçlu olmadığının tespiti için açılan menfi tespit davasının yargı yolunun caiz olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin yaptırım uyuşmazlıklarının idari yargıda görüleceği hükmünün getirilmesi ve bu hükmün usul hükmü niteliğinde olup derhal uygulanması gerektiği, bu nedenle de davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/415 E., 2022/672 K.

DAVA TARİHİ : 01.10.2013

HÜKÜM : Usulden Red

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen menfi tespit (ticari satımdan kaynaklanan) davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraflar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile aralarında sistem kullanım anlaşması ve iletim sistemi kullanım anlaşması imzalandığını, davalı tarafından kendisine ceza tahakkuk edileceğinin bildirildiğini, bu ceza faturalarından dolayı borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ceza faturalarının sözleşmeye uygun olarak düzenlendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21/01/2021 tarihli ve 2020/237 Esas, 2021/53 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 16.03.2022 tarih 2021/2923 Esas, 2022/1412 Karar sayılı ilamında belirtilen 02/12/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 8'nci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” ...’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun'a Ek madde 3 ile “8'nci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür” hükmünün eklendiği, 46. madde ile de Kanun'un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğinin düzenlendiği,

Bu bağlamda, 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin yaptırım uyuşmazlıklarının idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilmesinin doğru olmadığı gerekçe ile karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; oniki yıldır devam eden yargılamada gelinen aşama itibariyle yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle ret kararının verilmesinin tabi hakim ilkesine aykırı olduğunu, sözleşmenin kararlaştırıldığı tarihteki hukukun uygulanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; lehlerine vekalet ücreti hükmedilmemesinden kaynaklı olarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri,

6100 sayılı Kanunun 114/1-b maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davaya konu uyuşmazlığın görüleceği yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından ve karar tarihinde yürürlükte olan HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkemece, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi halinde, HMK'nın 20. maddesi uyarınca, belirtilen sürede dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi ile HMK'nın 332/2. maddesi uyarınca, görevsizlik kararından sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınması gerektiği gerekçesi ile temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraflar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıdan alınmasına,

Yatırılması gereken temyiz harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına,

Karar karşı karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.