"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/53 E., 2022/555 K.
HÜKÜM : Davanın reddi
Taraflar arasında görülen rücuen tazminat isteminde verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın bir kısım davalılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, bir kısım davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalı tarafından çalıştırılan dava dışı işçinin müvekkili aleyhine açtığı ilave tediye alacağı ile ilgili davanın işçi lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçiye ödeme yaptığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek, 7.374,71 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslahla talebini 8.329,93 TL’ye artırmıştır.
II. CEVAP
Davalılar ... Tem. ve Güv. Sis. Ltd.Şti. ve ..., cevap dilekçesi sunmamış, diğer davalılar, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.04.2015 tarihli ve 2013/200 E., 2015/133 K. sayılı kararı ile; bir kısım davalılar ... Sosyal Hizmetler İnş. Yat. Taş. Dağ. San. ve Tic. Ltd. Şti., ... Servis Otomasyon Tem. Gıda Sağ. Hiz. Dağ. İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... Tem. Gıda Yemek Üretimi San.ve Tic. Ltd. Şti. yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve aleyhine kabul kararı verilen bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 23.01.2018 tarihli, 2015/32023 E., 2018/527 K. sayılı ilamı ile; husumetten ret kararı verilen davalılar açısından husumetin değerlendirilebilmesi için dosyada mevcut olmayan, dava dışı işçinin çalıştığı döneme ait davacı ile davalı arasındaki hizmet sözleşmeleri ve şartnameler dosyaya eklenerek ayrı ayrı değerlendirildikten sonra karar verilmesi, davanın kabulüne yönelik hüküm kurulan davalı şirketler 6772 sayılı Kanun kapsamında sayılan kamu tüzel kişilerinden olmadıkları, bu nedenle ilave tediye ücretinden sorumlulukları bulunmadığından talebin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 04.11.2019 tarihli ve 2018/135 E., 2019/506 K. sayılı kararı ile; dava dışı işçinin çalışması bulunmayan bir kısım davalılar ... Temizlik ve Güvenlik Sistemleri Dağıtım San.ve Tic.Ltd.Şti., ... Sosyal Hizmetler İnşaat, Sanayi ve Ticaret (...), ... Sosyal Hizmetler Kurye Dağıtım Taşımacılık İnşaat Yatırım San.ve Tic. Ltd. Şti. yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, dava dışı işçinin çalıştığı bir kısım davalılar ... Servis Otomosyon Tem. Gıda Sağ. Hiz. Dağ. İnş. ve Tic. Ltd. Şti. ile ... Tem. Gıda Yem. Ür. San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... Sosyal Hizmetler İnş. Yat. Taş. Dağ. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 06.12.2021 tarihli, 2021/1701 E., 2021/2001 K. sayılı ilâmı ile; mahkemece husumetten red kararı verilen davalılar ile esastan red kararı verilen davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmakla haklarında husumetten red kararı verilen bir kısım davalılar yönünden de mahkemece işin esasına girilerek araştırma ve inceleme yapıldığına göre tüm davalılar yönünden verilen red kararı için davacı aleyhine tek nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğu, diğer yandan davalı olarak gösterilen ... Sosyal Hizmetler İnş. Yat. Taş. Dağ. San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden olumlu veya olumsuz hüküm kurulmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dışı işçinin çalışmasının bulunmadığı davalılar yönelik davanın husumet yokluğundan reddi gerektiği, iş yerlerinde çalıştığı tespit edilen davalılar açısından ise; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davanın reddi gerektiği, husumetten red kararı verilen davalılar yönünden de mahkemece işin esasına girilerek araştırma ve inceleme yapılması dikkate alınarak Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda tüm davalılar yönünden verilen red kararları için hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 13/2 nci maddesi dikkate alınarak davacı aleyhine tek vekalet ücretine hükmedildiği gerekçesiyle bir kısım davalılar yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle (dava şartı yokluğu nedeniyle) usulden reddine, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dışı işçinin husumet yokluğu nedeniyle red kararı verilen davalılar nezdinde de çalıştığını, sözleşmelerde işçi alacaklarının davalılarca ödenmesine ilişkin açık düzenleme olduğunu, serbest iradeleri ile düzenlendikleri sözleşme hükümlerinin tarafları bağladığını beyanla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca dava dışı işçilere ödenen ilave tediye alacağının rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 ıncı ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
3.1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 nci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.3. Davada sıfat, davanın tarafı ile dava konusu arasında "hak ilişkisine dayalı bağ"dır. Genel bir anlatımla, davada sıfat, maddi hukuktaki (borçlar hukukundaki) alacaklı sıfatı ve borçlu sıfatı ile özdeştir. Maddi hukuka göre alacaklı sıfatı bulunan kişinin davalı sıfatı vardır (Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. Baskı, Ankara, 2013, s. 543). Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti; davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Aktif sıfat Türk Hukuk Lûgatı'nda aktif husumetin karşılığı olarak "Bir öznel hakkı dava etme yetkisi, davacı olma durumudur. Bu nitelik kural olarak o hakkın sahibine aittir" şeklinde ifade edilmiştir (Türk Hukuk Kurumu, Türk Hukuk Lûgatı, Cilt I, Ankara, 2021, s. 39). Hemen belirtmek gerekir ki, gerek davacı gerekse davalı sıfatı tamamen maddi hukuka göre belirlendiğinden sıfat konusu usul hukuku sorunu değildir ve bu sebepledir ki sıfat yokluğundan verilecek bir karar yine işin esasına yönelik bir karardır.
3.4. Öte yandan, sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Başka bir anlatımla, dava şartları işin esasının incelenmesine engel teşkil eder mahiyetteyken, bir davada taraflardan birinin davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne girilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Bu karar, davanın dinlenemeyeceğine ilişkin bir karar olmayıp, yine davanın esasına ilişkin bir karardır. Sıfat, ileri sürülme zamanı kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’i de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde resen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.I., İstanbul 2001, s. 1157 vd.).
3.5. Bu bilgiler ışığında somut olayda mahkemece; bir kısım davalılar yönünden işin esasına yönelik olarak husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup doğru olmamıştır.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2. Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1 nci paragrafının dördüncü satırında yer alan "(Dava Şartı Yokluğu Nedeniyle) usulden" ibaresinin re'sen hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.