"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında açılan hizmet sözleşmesinden dolayı alacaktan kaynaklanan itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı kurum arasında 19/08/2008 tarihinde 200/45 hiz 07-2008/69700 ihale ve dosya numaralı ... İşletme Müdürlüğü'ne ait el bilgisayarı/endeksör ile (...) Endeks okuma hizmet alımı sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme gereğince belirlenen tüm yükümlülüklerin tamamı yönünde anlaşmaya varıldığını, ancak davalının Eylül 2008-Eylül 2011 yıllarına ait ödemediği abone ve sayaç durum kod ve kaçak bildirimlerden olan alacağı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ve bu alacağa işletilen %18 Kdv alacağı nedeniyle ... 5. İcra Müdürlüğünün 2012/2756 Esas sayılı dosyasında 200.000.00.TL asıl alacak + 36.000.00.TL %18 KDV olmak üzere toplam 236.000.00.TL'nın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hakediş tarihleri dikkate alındığında davanın zamanaşımına uğramış olduğunun tespit edileceğini, davacının belirsiz alacak ve kısmi dava açmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından ödenmeyen kodlar olarak belirtilen 1.222.799 adet abone sayısının doğru olmadığını, yüklenici firmanın imzasının bulunduğu hak edişlerdeki toplam 302.841 adet abone ve sayaç durum kodlu abone bulunduğunu, davacının kodları yanlış anlamlandırdığını, sözleşmeye göre ödeme yapılmayacak durumlarda alacaklı olduğunu iddia ettiğini, mesela oku gel kodu ödenirse zaten mükerrer ödeme olacağını, ayrıca sözleşmeye göre zaten ödeme yapılmasının şartı abonenin okuyup tahakkuka bağlanması olduğunu, sayaç yok durum kodunun kaçak ihbarı olmadığını, bir çok anlama gelebileceğini, bu iddianın gerçeğe aykırı olduğunu, davacı vekilince emsal olarak sunulan bilirkişi raporları ve ilamların bu dosyaya emsal olamayacağını belirterek davanın reddine, davacının kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesinde özetle; davacının hak ediş evraklarını itirazi kayıt koymadan kabul ettiğini, hak ediş evraklarının taraflar arasında kesinlik arz ettiğini, davacının herhangi bir alacağının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında akdedilmiş olan hizmet alım sözleşmesinin 19.08.2008 tarihli olduğu, sözleşmeden kaynaklı alacağa ilişkin olduğundan 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olması nedeniyle zaman aşımı def'inin yerinde olmadığı, ... müzekkere yazıldığı ve hak ediş listesi ve kurumca abone durum kodları listesinin dosyaya gönderilmiş olduğu, dava konusu ihtilafın tahakkuk yok kodu ile tespiti yapılmış olan işlemlere ilişkin ödemelerin tam yapılıp yapılmadığı konusunda toplandığı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin ilamları gereğince, sisteme tahakkuk yok/tahakkuk faturalandırılamadı kodu ile aktarılan her bildirimin tek başına kaçak ihbarı olarak değerlendirilmesi mümkün olmayacağı, abonenin o esnada gerçekten izinsiz olarak elektrik enerjisi kullandığının tespit edilip edilmediği de belirlenmesi gerektiği, yani THK YOK kodu yalnızca kaçak elektrik kullanımında geçilmediği, bu hususun davacının da kabulünde olup davacı tarafça tüm bu bildirimlerin kaçak kullanım gibi hesabının yapılarak tahakkuka bağlanmış olsun ya da almasın ödemesinin yapılması gerektiği ileri sürüldüğü, yine Yargıtay ilamlarına göre, aynı abone için ihlali kullanımın devam etmesi halinde yüklenicinin sadece ilk kullanım için ücrete hak kazanacağı sonraki tespitleri için kendisine ödeme yapılmayacağı, bu itibarla THK YOK kodlarının içerisinde kaçak kullanıma ilişkin tespitlerin bulunup bulunmadığının incelenmesi gerektiği, hükme esas alınan, öğretim üyesi, mühendis ve hukukçu bilirkişiden oluşan heyetten bu ayrımın yapılarak hesaplama yapmaları istendiği, düzenlenen rapora göre davacı tarafça THK YOK kodu ile düzenlenen tutanakların kaçak kullanımı göstermediği, OKU GEL kodu ile bildirilen kalemlerin ödemesinin yapıldığı ve davacının ödemeleri ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin kabul ettiği, diğer kalemlerin tahakkuka bağlanmadığının belirlendiği, tüm bu nedenlerle taraflar arasında akdedilen teknik şartnamenin açık hükümleri gereğince; davacının ödemesinin yapılmasını talep ettiği kalemlerin kaçak kullanıma ilişkin olmadığı, kaçak kullanım dışındaki bir sebeple okuma yapılamamış olduğu ve tahakkuka da bağlanmadığı bu nedenle de davacının ücrete hak kazanmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihbarları yapılan “abone - sayaç durum kod ve kaçak ihbar” bildirimlerinin ödenebilmesi için teknik şartname 3.1.4, 3.1.6 ve sözleşme 13. maddesine istinaden sondaj usulü ile yapılacak denetlemelere ait tutanaklar tutup hak edişlere eklenmesi gerektiğini ancak davalıca sondajlara ait tutanakların tutulmayıp hak edişlere eklenmediğini, davanın dayanağının da bu husus olduğunu, davalı idarenin; sözleşmenin 17.maddesince, ihbar bildirimlerinin doğru olup olmadığını kontrol ederek; ihbarlar doğru değilse; ana hizmet bedelinin 20 ile 500 kat arasında ceza kesmesi; ihbarlar doğru ise, tahakkuka bağlayıp hak edişlere ekleyerek verilen hizmetin bedelini ödemesi gerektiğini, davalının sözleşmenin 17. maddesince, sondaj usulü ile yapılacak denetlemelere ait tutanak tutma yükümlülüğünü yerine getirmeyerek; davaya konu tahakkukların gerçekleştirilmeyip, tahakkuka bağlamayıp ödemesini de yapmadığını, mahkemenin; sözleşmenin 13-17. ve teknik şartnamenin 3 .1.4 - 5.3 maddelerini bir kenara bırakarak değerlendirme yaptığını, mahkemenin abone ziyaretlerindeki, mesai- işgücü - zaman – emek değerlerini göz ardı etmemesi gerektiğini, TEDAŞ’ın “Tahakkuk Yok” bir durum kodu değildir.” şeklindeki 16.07.2018 tarih ve E.56949 sayı nolu yazısının, önceki 31.10.2013-21.11.2013 tarihli yazılarıyla ve Yargıtay’ın kesin kararlarıyla çeliştiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesinin 9.1. bendinde ihale dokümanının bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olup idareyi ve yükleniciyi bağlayacağı, sözleşme hükümleri ile ihale dökümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki olduğu zaman ihale dokümanında yer alan hükümlerin esas alınacağının kararlaştırıldığı, maddenin 9.2. bendinde ihale dökümanını oluşturan belgeler arasında Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin yer aldığını, anılan şartnamenin 42. maddesinde "Yüklenicinin geçici hak edişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hak ediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hak ediş raporunun "İdareye verilen ......tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla" cümlesini yazarak ya da bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gerektiği, eğer yüklenicinin hak ediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar yetkililer tarafından hak ediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hak edişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorunda olduğu, ‘yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hak edişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır.’ düzenlemesinin yer aldığını, yani anılan maddede geçici hak edişlere itirazın ne şekilde yapılacağı açıkça düzenlenmiş olup, belirtilen usule uygun olarak itiraz edilmediği takdirde geçici hak edişlerin hizmet veren açısından kabul edilmiş sayılacağının belirtildiği, davacı tarafından kaçak kullanıma ilişkin bildirilen kaçak ihbarlarının kaçak tüketime ilişkin doğru bulguya sahip olmaması nedeniyle tutanağa bağlanmamasına ve tahakkuk yapılmamasına, sözleşme ve eki şartnameye göre davacının durum kod bildirimleri ve kaçak ihbarından doğan alacak talebinin yerinde olmamasına ayrıca dava konusu sözleşmelere ilişkin hak ediş raporlarına davacı hizmet verenin Hizmet İşleri Genel Şartnamesi'nin 42. maddesinde gösterilen şekilde yaptığı herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin hak ediş bedellerini almasına göre davacının hak edişleri olduğu gibi kabul etmiş sayılmasına göre davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebepleri ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hizmet sözleşmesinden dolayı alacaktan kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
2. İlgili Hukuk
Taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi 9.2 maddesi ve hizmet işleri genel şartnamesi 42. maddesi, Yargıtay 23. H.D. 2015-6358 E, 2016-4348 K sayılı ilamı ve benzer mahiyetteki ilamları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.