"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/537 E., 2021/618 K.
KARAR : Davalı ... yönünden kısmen kabulüne
Davacı vekili, davalıların yönetimde oldukları dönemde BÇ Mühendislik Ltd. Şti. ile kooperatifin inşaatı konusunda sözleşme akdettiklerini, daha sonra söz konusu işteki eksik ve kusurların tespit edildiğini, sözleşme bedeli olan 90.000-Türk Lirası'nın tamamının ödendiğini, bu ödeme yapılırken 10.000-Türk Lirası bononun yüklenici şirketten geri alınmadığını, bedeli ödenmiş, ancak geri alınmamış bu bononun dava dışı şirket tarafından üçüncü kişilere ciro edildiğini, kooperatifin cebri icra tehdidi altında işbu bonoyu ödemek zorunda kaldığını, yöneticilerin bedeli ödenmiş bonoyu geri almamaları sebebiyle kooperatifin zarara uğradığını, bu sebeplerle cebri icra tehdidi altına ödenen 10.000-Türk Lirası ile eksik ve kusurlu işler bedeli olan 11.428,11-Türk Lirası'nın avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ...ve ... cevap dilekçesinde, genel kurul tarafından yönetimin ibra edildiğini, yönetime ..., ...ve ... isimli kişilerin geldiğini ve mükerrer ödemenin bu dönemde yapıldığını sonradan öğrendiklerini, kendilerinin bu ödeme ile ilgilerinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Davalı ... vekili, ödemeler sırasında verilen senetlerin alındığını fakat dava konusu senedin BÇ Mühendislik Ltd. Şti.'nde kaldığını, bu senet sebebiyle kooperatife zarar gelmemesi için üyelerin ısrarıyla müvekkilinin ödemeyi kendi cebinden yaptığını, davacı kooperatifin bu parayı daha sonra parça parça müvekkiline ödediğini, ödemenin yönetim kurulunun izni ve bilgisi dahilinde yapıldığını, daha sonra BÇ Mühendislik Ltd. Şti. aleyhine her türlü hukukî yola başvurulduğunu, müvekkilinin genel kurulda ibra edildiğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece ilk kararda, davalıların, eksik ve ayıplı iş zararında doğrudan bağları ve kusurları olmadığı ve bu kalem zararlardan sorumlu olmamaları gerektiği, mükerrer ödemenin davalı ... döneminde yapıldığının belli olduğu, bu zararın meydana geldiği tarihte hangi dönemde meydana geldiğinin tespit edilemediğinden bahisle tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olması gerektiği yönündeki bilirkişi görüşüne iştirak edilmediği, ...’ın ödediği senet bedeline rağmen senedi geri almayarak senet bedelinin üçüncü kişiye yeniden ödenmesinde kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın davalılardan ...ve ... yönünden reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulü ile 10.000-Türk Lirası'nın 10/05/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davalı ... vekili temyiz yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin (Kapatılan 23. Hukuk Dairesi) 08.05.2018 tarih 2016/12 E., 2018/2972 K. sayılı ilamıyla; müteselsil sorumluluk değerlendirilmeden oluşan zarardan davalı ... dışındaki davalıların sorumlu tutulamayacakları değerlendirilerek karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen ikinci kararda, her ne kadar üç davalının da kusur ve sorumluluğu var ise de, diğer davalılar yönünden kararın temyiz edilmediği gerekçesiyle, davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, davalılar ... ve ... yönünden ise yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkemenin ikinci kararına karşı davalı ... vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
2. Dava, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır.
Mahkemece verilen ilk karar, dava konusu 10.000,00 TL'lik bononun geri alınmaması ve mükerrer ödenmesine ilişkin zarar doğurucu eylemin hangi yönetim kurulu üyeleri görevde iken gerçekleştiğinin belirlenerek buna göre yönetim kurulu, üyelerinin sorumlu olup olmadığının araştırılması ve müteselsil sorumluluk ilkesi gereği tüm üyelerin sorumlu tutulması gerektiği, davalı ... dışındaki diğer davalıların dava konusu alacaktan sorumlu olup olmadıklarının araştırılmamasının yerinde olmadığı gerekçesiyle, bozulmuştur. İlk kararı davacı temyiz etmese de davalı ... temyiz ettiğinden, müteselsil sorumluluk hususunda müteselsil sorumluların iç ilişkilerindeki rücu ilişkisi yönünden davalı ...’ın hukuki yararı da bulunduğundan ilk kararı davacı temyiz etmese bile diğer davalılar yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmaz.
Bu durumda Mahkemece, usuli kazanılmış hak oluştuğundan bahisle diğer davalılar yönünden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin diğer temyiz istemlerinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz sebeplerinin kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın ilgilisine iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.