Logo

6. Hukuk Dairesi2024/1939 E. 2024/2485 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İflas masasına geç kayıt ve kabul talebinin, iflas sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra yapılması nedeniyle nasıl değerlendirilmesi gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İflas masasına geç kayıt ve kabul davasında, davacıların alacaklarının iflas sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra talep edilmesi nedeniyle, İcra ve İflas Kanunu'nun 236. maddesi uyarınca geç başvuru olarak değerlendirilmesi ve kesinleşen cetvele göre dağıtım yapıldıktan sonra kalan tutardan alacaklılara ödeme yapılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/472 E., 2020/829 K.

DAVACILAR : 1- ... 2- ... vekilleri Avukat ...

...

DAVALI SIFATI KALDIRILAN

İLGİLİ KİŞİ/TARAF : Müflis T. İmar Bankası T.A.Ş.'ye İzafeten Tasarruf Mevduatı

Sigorta Fonu vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 19.09.2014

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki kayıt kabul davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Yerel Mahkemece usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi'nin 27.02.2017 tarih, 2015/12820 E., 2017/1093 K. sayılı kararı ile Yerel Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 14.12.2023 tarih, 2022/5249 E., 2023/4248 K. sayılı kararı ile Yerel Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin İmar Bankası A.Ş. nezdindeki müşterek off shore hesabında 31.305,00 TL ve müvekkili ...’a ait off shore hesabında ise 55.358,00 TL bulunduğunu, müvekkillerinin hesabındaki paraların bankaya el konulması nedeni ile ödenmediğini, Kıbrıs’da mukim Off Shore Ltd.’den paranın tahsilinin mümkün bulunmadığını, TMSF’nin 03/07/2003 tarihinden itibaren bankanın yönetimini ve denetimini uhdesine almasına rağmen müvekkilinin parasını ödemediğini, banka yöneticilerinin bankaya el konulmadan önce yaptıkları hukuka aykırı iş ve işlemler nedeni ile sorumlulukların bulunduğunu ileri sürerek toplam 86.663,00 TL’nin 03.07.2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı TMSF vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu işlemin idare tarafından ihdas edilen bir işlem olması sebebiyle bu tür davaların idari yargıda açılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı Müflis Türkiye İmar Bankası T.A.Ş. İflas İdaresi vekili cevap dilekçesinde; Müflis T. İmar Bankası T.A.Ş.'nin tüzel kişiliğinin İmar bank Off Shore Ltd.'nin tüzel kişiliğinden ayrı olduğu için müvekkili Müflis T. İmar Bankası T.A.Ş. İflas İdaresinden istenilen talebin kabul edilemeyeceğini, müflis bir banka aleyhine alacak davasının açılmasının mümkün olmadığını, Offshore hesapların, mevduat sigortası kapsamında ne müflis banka ne de TMSF tarafından ödenmesinin mümkün olduğunu, T. İmar Bankası T.A.Ş. ile İmar Bank T.A.Ş. ile İmar Bank Off-Shore Ltd.'nin iki farklı tüzel kişi olduğunu ve mudilerin bunu bilerek işlemler yaptığını savunarak, müflis banka hakkındaki davanın husumet yokluğu ve dava şartı noksanlığı sebepleriyle usulden reddini aksi halde davanın esastan reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Yerel Mahkemenin 15.12.2014 tarih ve2014/898-2014/493 Karar sayılı kararı ile TMSF tarafından İmar Bankası A.Ş. hakkında verilen kararın idari bir karar olduğu, idari kararlar aleyhine açılacak davalarda görevli mahkemenin idare mahkemeleri olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Yerel Mahkeme kararına karşı süresinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.02.2017 tarih, 2015/12820 E., 2017/1093 K. sayılı ilamı ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı TMSF'nin idari eylem ve işleminden kaynaklanmamakta olup, davalı İmar Bankası T.A.Ş'ye izafeten TMSF'ye karşı işbu davanın açıldığu, oysa, dosya kapsamından İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2004/132 Esas, 2005/361 karar sayılı ilamı ile İmar Bankası T.A.Ş'nin iflasına karar verildiği anlaşılmakta ve dolayısıyla davacının dava açarken davalı olarak İmar Bankası T.A.Ş.’ye izafeten TMSF’yi göstermesinin temsilcide yanılma niteliğinde olduğunun kabulünün gerektiği, bu durumda, mahkemece, dava dilekçesinin Müflis İmar Bankası T.A.Ş. İflas İdaresi’ne tebliği sağlanarak, davaya iflas masasına kayıt kabul davası olarak devam edilmesi ve davanın tüm hüküm ve sonuçlarının buna göre değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Yerel Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacıların T.İmar Bankası... Şb.sinde, 21.01.2003 tarihinde 46383385 no.lu 46.305,18 TL’lik ve davacı ...’ın T. İmar Bankası... Şubesinde, 18.11.2002 tarihinde 46378061 no.lu 52.112,-TL’lik hesap açtıkları, hesap açılırken davacılardan İmar Bankası Off Shore Limitet/Lefkoşe/Kıbrıs nezdinde hesap açılacağına dair dava dışı banka tarafından davacılardan yazılı talimat alındığı ve açılan hesap ile ilgili davacılara hesap cüzdanı düzenlendiği, ancak hesap bedellerini, İmar Bankası Off Shore Limitet/Lefkoşe/Kıbrıs’a gönderildiğine dair bir kayıt, belge, dekont ve mahsup belgesine dosya içerisinde rastlanmadığı, dava dışı bankanın böyle bir iradesinin olmadığı ve gerçekte işleme havale görüntüsü verilmek suretiyle Bankacılık Kanunu’nun getirdiği yasal sınırların dolanılarak bankanın hakim ortaklarına kaynak aktarılmak maksadıyla yurtdışına aktarılmadığı, davacılara ait davaya konu 84.543,00 TL’nin yurtdışına havale edilmeyerek dava dışı bankanın... Şubesi nezdinde bulunduğu, sonuç ve kanaatine varılarak, İİK. 195 ve yerleşik Yargıtay kararları gereği, takip tarihinde kadar işlemiş faiz hesaplanmak suretiyle asıl alacağa eklenerek masaya yazılması gerektiği karşısında, iflas tarihi itibariyle,davacıların davasının kabulü ile, tahsilde tekerrür olmamak üzere, davacı ... yönünden, 61.390,41 TL asıl alacak ve iflas tarihi 08.06.2005 tarihine kadar 56.300,89-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 117.691,3-TL’nin davacı ... alacağı olarak, davacı ... yönünden 23.152,59 TL asıl alacak ve iflas tarihi 08.06.2005 tarihine kadar 21.233,15-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 44.385,74-TL’nin davacı ... alacağı olarak, iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davalı iflas idaresi vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairemizin 14.12.2023 tarihli, 2022/5249 E., 2023/4248 K. sayılı kararı ile, kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı iflas idaresi vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili; talep bakımından 818 sayılı BK'nın 60. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresinin dolduğunu, müflis banka ile İmar Bank Off Shore Ltd.'nin ayrı tüzelkişiliklere haiz iki şarket olduğunu, müflisin mudilerin talimatları ile gerçekleştirilen işlemlere sadece aracılık ettiğini, off shore uygulamasını benimseyen davacıların doğabilecek riskleri göze aldıklarını ileri sürerek; Yerel Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iflas sıra cetveline kayıt kabul istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 235 ve 236 ncı maddeleri, 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. 2004 sayılı İİK’nın Geç Kalan Müracaatlar başlıklı 236.maddesi, “Vaktinde deftere kaydettirilmiyen alacaklar iflasın kapanmasına kadar kabul olunur. Geç kalmadan ileri gelen masraflar alacaklıya aittir. Alacaklı bu masrafları peşin vermeğe cebrolunabilir. Müracaattan evvel kararlaştırılmış paylaşmaya alacaklının iştirak hakkı yoktur. İflas idaresi alacağı kabul ederse alacaklılar sıra cetvelini düzeltir ve bunu ilan ile alacaklılara bildirir. 235 inci madde hükmü burada da caridir. “ hükmünü içermektedir.

Anılan madde uyarınca; hangi hallerde geç kalan müracaat oluşacağı açıklanarak, 235. maddeye göre masaya başvuruda geç kalan alacaklıların bu nedenle oluşan masraflara katlanacağı ve önceki sıra cetvelinde yapılan paylaşıma iştirak edemeyeceği, geç kalmanın yaptırımı olarak düzenlenmiştir.

Bu kapsamda, İcra ve İflâs Kanunu'nun 236 ncı maddesi uyarınca iflasın kapatılmasına kadar masaya alacak yazdırmak mümkündür. Öte yandan masaya geç başvuru talepli dava açılabilmesi için iflas idaresine başvuruda bulunmak bir ön şart da değildir.

Somut olayda; müflis banka İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 08.06.2005 tarih, 2005/361 Karar sayılı kararı ile iflas etmiş olup, iflas sıra cetveli 07.11.2006 ve 10.11.2006 tarihlerinde ilan edilmek suretiyle davacılar bakımından kesinleşmiştir. Davacıların masaya başvuruları olmadığına göre, İİK'nın 236 ncı maddesi uyarınca doğrudan dava açmalarında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Bu durumda mahkemece; talebin İİK'nın 236 ncı maddesi kapsamında geç başvuru olarak değerlendirilmesi ve davacıların tespit edilen alacaklarının önceki sıra cetvelinde yer alamayacağının kabulü ile iflas tasfiyesi kapsamında, kesinleşen cetvele uygun dağıtım yapıldıktan sonra kalan meblağ olur ise davacılar ve onlar gibi geç başvuru sahipleri arasında oluşturulacak sıraya göre dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davacıların alacağının iflas sıra cetveline kayıt ve kabulüne hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

4.Yukarıda açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken, kararın sehven onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşılmış olmakla, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1-Davalı iflas idaresi vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine,

2-Davalı iflas idaresi vekilinin karar düzeltme talebinin KABULÜNE,

3-Dairemizin 14.12.2023 tarihli, 2022/5249 E., 2023/4248 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının BOZULMASINA,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.