"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2328 E., 2024/444 K.
KARAR : Ret/İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/594 E., 2019/1184 K.
1) İlk Derece Mahkemesinin kooperatif genel kurul kararının iptali istemli davada; genel kurulda davacı şirket adına oy kullanmasına müsaade edilmeyen Avukat ...'nun davacı şirket yönetim kurulunun 08/05/2018 tarihli kararıyla yetkilendirilmesine rağmen, yetkilendirilen şahsın kooperatif ortağı olmadığı, 1163 sayılı Yasa'nın 49. maddesi gereğince kooperatif adına oy kullanamayacağı, iptali istenen karar emredici hükümlere aykırı olmadığından yok hükmünde kabul edilemeyeceği, toplantıya katılan ve oy kullanmasına müsaade edilmeyen yetkilinin şirket ortağı olmadığı, bu sebeple davacının toplantıya katılarak red oyu vermiş ve muhalefetini tutanağı geçirmiş pay sahibi sayılamayacağından işbu davayı açamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
2) Bu kararın süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353.1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3) Bu karara karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Kamu düzenine aykırılık hallerinin re'sen gözetildiği, istinaf nedenleriyle sınırlı ve usulüne uygun olarak istinaf inceleme ve denetiminin yapıldığı; dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, temyiz harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.11.2024 tarihinde kesin olarak oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, kooperatif genel kurulu kararının iptaline ilişkindir.
Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, kooperatif üyesini genel kurulda vekili sıfatıyla avukatın temsil edip edemeyeceğine ilişkindir.
Bilindiği üzere Kooperatifler Kanunu “Madde 49 – Anasözleşmede açıklama bulunduğu takdirde, bir ortak yazı ile izin vermek suretiyle Genel Kurul toplantısında oyunu ancak başka bir ortağa kullandırabilir. Bir ortak Genel Kurulda birden fazla ortağı temsil edemez.
Üye sayısı 1000 in üstünde olan kooperatiflerde anasözleşme ile her ortağın en çok 9 olmak üzere birden fazla başka ortağı temsil edebileceği öngörülebilir. Eş ve birinci derecede akrabalar için temsilde ortaklık şartı aranmaz.” Şeklinde düzenlenirken,
Avukatlık Kanunu “: Madde 2 – (Değişik birinci fıkra: 2/5/2001 - 4667/2 md.) Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.”
Bu madde metninde de belirtildiği üzere avukatlar, müvekkillerini her ortamda temsil etme hakkına sahiptirler. Tartışma konusu, Kooperatifler Kanunu 49. maddesinin, bu genel kuralın istisnasını oluşturup oluşturmadığı noktasında düğümlenmektedir.
Kooperatif genel kurul toplantısına katılması mümkün olmayan bir ortak adi yazılı bir belge ile bir başka ortağı temsilci atayabilirken, hatta ortağın gelini dahi adi yazılı belge ile ortağı temsil edebilirken, noterden vekalet vermek suretiyle vekil olarak atanan, baroya kayıtlı avukatın, müvekkilini kooperatif genel kurulunda temsil edemeyeceğini kabul etmek mümkün olmayacaktır.
Kooperatifler Kanunu 49. maddesinin lafzi yorumundan böyle bir şey anlaşılmakta ise de, söz konusu kural vekalet sözleşmeleri ve Avukatlık Kanunu’nun amacı nazara alındığında, lafzi yorum yanında, gai yorum metoduna da başvurmanın zorunluluğu anlaşılacaktır.
Yasa Koyucunun, kooperatif üyesini bir başka kişinin temsil etmesi halinde bu kişinin de kooperatif üyesi olmasını düzenlerken amacının, kooperatif üyesi dışındaki kişilerin basit bir yetki belgesi ile genel kurula girmesini engellemek olduğu düşünülebilir. Diğer yandan kooperatif üyesinin ticaret şirketi olması halinde, bu şirketlerin organı olan gerçek şahıslar tarafından genel kurulda temsil edileceği, daha da ötesi şirket temsilcisinin gelini tarafından temsiline de engel bir durumun olmadığı anlaşılmaktadır. Şirket temsilcisinin gelinine dahi temsil yetkisi veren Yasa Koyucunun Avukatlık Kanunu kapsamında vekalet ilişkisi kurulan vekile temsil yetkisini vermeyeceğini kabul etmek mümkün olmayacaktır.
Genel kural, herkese açık olan ortamlara girmek bazı kişilere yasaklanmışsa, bu husus açıkça belirtilmedikçe oraya herkes girebilecektir. Avukatlık Kanununa göre avukatlar müvekkillerini her yerde temsil edebildiklerine göre 49.madde ile açıkça avukatların temsil yetkisine ilişkin bir sınırlama getirilmediğinden avukatın temsil yetkisinin kabulü gerekecektir.
Sonuç itibariyle müvekkilini her ortamda ve şartta temsil eden avukatın açık bir yasaklama olmadıkça kooperatif genel kurulunda da müvekkilini temsil edebileceği düşüncesiyle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyorum.