"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/656 E., 2024/693 K.
KARAR : Davanın Kısmen Kabulü
1- Mahkemece, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak davasında verilen ilk kararda, ; dava konusu taşınmaz üzerinde mısır ekili olduğu, ekimden sonra hiç bir bakım işleminin yapılmadığı, bu nedenle arazideki mahsülün sadece sulama yapılmaması nedeniyle zarar gördüğünün kabul edilmeyeceğini, davacının sulama borcu olduğunu ve sulama borcu olan kooperatif üyelerine ayrım yapılmaksızın su verilmeyeceğini bilmesine rağmen tarım arazisine mısır ekimi yaptığı, daha sonra da kendi kusurundan kaynaklanan zararın tazminini istemesinin TMK'nın 2. maddesindeki hakkaniyet ilkesine aykırı olduğu, yine davacının kendi arazisi haricinde babasına ait taşınmazlara yapmış olduğu ekimle ilgili bu yerleri kiralamış olarak gösterdiği halde bu yerlerle ilgili herhangi bir kira sözleşmesini dosyaya ibraz etmediği gibi bu yerlere ilişkin Kooperatif'e herhangi bir müracaatının da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
2- Mahkeme kararına karşı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi'nin 27.10.2014 tarih ve 2014/2809 Esas, 2014/6757 Karar sayılı ilamıyla, kooperatif uygulamaları konusunda uzman bir bilirkişi ile ziraatçi bilirkişinin de içinde bulunduğu bilirkişi heyeti oluşturularak, kooperatif genel kurul ve yönetim kurulu kararları, tüm defter, kayıt ve belgeleri celp edilmek suretiyle incelenerek, tarafların iddia, savunma, itirazlarını da karşılayacak şekilde, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik ilkesi gözönünde bulundurularak kooperatif üyelerinden sulama borcu olduğu halde davalıdan sulama suyu alan üyenin bulunup bulunmadığı ile bu konuda davalı kooperatif uygulamalarının ne olduğunun araştırılması, yine davacının taşınmazı dışında babasına ait taşınmaza da mısır ektiği ileri sürüldüğünden bu hususun da araştırılmak suretiyle, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3- Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen ikinci kararda; 2008 yılı sezonuna ait borcun yüzde 50 si alınmadan borcu bulunan ortaklara su verilemeyeceği yönünde karar alındığı, bununla ilgili duyuru ve ilanların beldede yapıldığı, ancak davacıya herhangi bir borç tebliğine dair bildirime rastlanmadığı, alınan kararlar dışında borçlu üyelerin usulüne göre temerrüde düşürülmediği, bilirkişi raporunda davacının mısır üretimi için yoksun kaldığı kâr miktarı (zarar) olarak 26.671,22 Türk Lirası hesaplandığı bu nedenle taleple bağlı kalarak 14.887,00 Türk Lirası üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4- Mahkemenin ikinci kararına karşı, davalı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 14.06.2023 tarih ve 2022/1945 Esas, 2023/2363 Karar sayılı ilamıyla, delil tespiti raporu ilk bozmadan önce alındığından ve ilk bozmada davacının babasının tarlalarını ekip ekmediğinin araştırılması gerektiği belirtildiğinden mahkemece bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmeden davacının babasının tarlalarını ekip ekmediği hususundaki çelişki giderilmeden eksik araştırma ile karar verildiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
5- Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen üçüncü kararda; 2008 yılı sezonuna ait borcun yüzde 50 si alınmadan borcu bulunan ortaklara su verilemeyeceği yönünde karar alındığı, bununla ilgili duyuru ve ilanların beldede yapıldığı, ancak davacıya herhangi bir borç tebliğine dair bildirime rastlanmadığı, alınan kararlar dışında borçlu üyeleri usulüne göre temerrüde düşürmediği, davacının babasının tarlalarını da ektiğinin tespit edildiği, bilirkişi raporunda davacının mısır üretimi için yoksun kaldığı kâr miktarı (zarar) olarak 26.671,22 Türk Lirası hesaplandığı, bu nedenle taleple bağlı kalarak 14.887,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6- Karara karşı davalı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Kamu düzenine aykırılık hallerinin re'sen gözetildiği, uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olduğu, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yine; dosya kapsamına göre davacının babasının tarlalarını da ektiğinin tespit edildiği ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlarda tekrar inceleme yapılamayacağı da gözetildiğinde davalı vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.