"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/730 E., 2023/839 K.
İFLAS İDARE MEMURLARI : 1-Av. ... 2-Av. ...
3-Av. ...
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı iflas idaresi vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararın niteliğinin duruşma istenebilecek davalardan olmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 27.03.2004 tarihinde davalı şirkete ait ... Turizm Kompleksinin bazı bölümlerin yapılması konusunda sözleşme imzalandığını, 4 nolu hakediş bedelinin davalı iş sahibi şirket tarafından ödenmediğini, ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, Kemer Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2004/110 D.İş dosyasıyla tespit yaptırdıklarını, alacaklarının 2.240.069,79 TL olarak hesaplandığını, munzam zarar isteme haklarının da doğduğunu belirterek, fazla hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000.000,00 TL iş bedeli, 1.000,00 TL munzam zararın ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 4 no'lu (kesin) hakedişin hazırlanıp, davacı yüklenici şirkete gönderildiğini, davacı şirketin hakediş alacağının 702.599,56 TL olduğunu, davacının verdiği temlikler nedeniyle 534.097,84 TL ödeme yapıldığını, Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/159 D.İş dosyasıyla yaptırılan tespit sonucu 116.800,00 TL nefaset kesilmesinin gerekli olduğunun belirlendiğini, gecikme cezası miktarının 230.000,00 TL olduğunu, bunlar düşüldüğünde davacı yüklenici şirketin alacağının kalmadığını, müvekkili iş sahibi şirketin alacaklı olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 24.06.2010 tarihli ve 2005/124 Esas, 2010/340 Karar sayılı kararı ile yargılama sırasında iki ayrı bilirkişi kurulundan dosya üzerinde rapor ve ek raporlar alınmış, ikinci bilirkişi kurulunun 12.04.2010 tarihli ek raporu dikkate alınarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. İlk Derece Mahkemesinin 24.06.2010 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi'nin 15.03.2012 tarihli ve 2010/7208 Esas, 2012/1647 Karar sayılı kararıyla, mahkeme tarafından ilk bilirkişi kurulu raporuna yetersiz olduğu belirtilerek değer verilmediği, ikinci bilirkişi kurulunun ek raporuna göre dava sonuçlandırılmışsa da, raporlar arasındaki aşırı fark üzerinde durulmadığı, yerinde yapılacak keşif sonucu konunun uzmanı bilirkişi kurulundan rapor alınmadan, bilirkişi kurulu raporları arasındaki çelişkiler giderilmeden yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, gerekçesiyle bozulmuştur.
2. İlk Derece Mahkemesinin 19.10.2022 tarihli ve 2014/795 E., 2022/797 K. sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak bozma gerekleri doğrultusunda bilirkişi raporu alındığı, ancak taraf vekillerinin bilirkişi raporuna yönelik itirazları üzerine ek rapor alınması zorunluluğu doğduğu, yine davanın alacak davası olarak açılmasına rağmen yargılama sürecinde davalı şirketin iflasına karar verilmesi üzerine davanın İİK'nın 235.m. gereğince sıra cetveline kayıt ve kabul davasına dönüştüğü, davacı alacağının müflis şirketin iflas masasına kayıt ve kabulü için bilirkişi raporu alınarak alacak miktarının tespiti gerektiği, davacının bilirkişi incelemesi delili için zorunlu gider avansını ihtaratlı kesin süre içerisinde yatırmadığı, bu nedenle de davasının haklılığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin 19.10.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 06.07.2023 tarihli ve 2023/136 Esas, 2023/2614 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece Yargıtay bozma ilamı gereğince dosyada mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilebilmesi ve taraflar arasındaki sözleşme konusu işin kesin hesabının çıkartılarak rapor tanzimi için farklı bir bilirkişi heyetinden rapor temin edildiği ve bilirkişi heyeti raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, alınan bilirkişi raporuna göre temliklerin kabulü halinde dahi davacı şirketin 223.583,00 TL alacaklı olduğunun sabit hale geldiği, davacı taraf bu aşamadan sonra ara kararı gereğince yatırması gereken avansı yatırmadığına göre artık mahkemece yapılacak işin, davacının bilirkişi raporunda belirlenen bedel kadar alacaklı olduğunun kabulü ile dava tarihinden davalının iflas tarihine kadar işleyecek faizi de belirleyip iflas masasına kayıt kabul kararı verilmesinden ibaret olduğu, bu hususlara uyulmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
4. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyada mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilebilmesi ve taraflar arasındaki sözleşme konusu işin kesin hesabının çıkarılması için bilirkişi raporu alındığı, raporun taraf vekillerine tebliğ edildiği, alınan bilirkişi raporuna göre; temliklerin kabulü halinde dahi davacı şirketin davalıdan sözleşme kapsamında 223.583,00 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, davalının iflası nedeni ile davanın kayıt ve kabul davasına dönüştüğü, davacının 223.583,00 TL asıl alacak ile asıl alacağın dava tarihinden iflas tarihine kadar işlemiş 846.430,11 TL faizi ile birlikte toplam 1.070.013,11 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile toplam 1.070.013,11 TL davacı alacağının müflis davalı şirketin iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı iflas idaresi vekili temyiz dilekçesinde; yargılama devam ederken, davalı şirketin iflasına karar verilmesi üzerine, müflis şirketin davada taraf ehliyeti ve davalı vekilinin de vekillik görevinin sona erdiğini, iflas idare memuruna tebligat yapıldığını, iflas kararından sonra davayı takip eden iflas idare memurları adına dosyaya iflas idaresini temsilen vekaletname sunulmadığını, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2023/136 Esas ve 2023/2614 Karar sayılı bozma kararından sonra bozma ilamının ve bozma sonrası tensip zaptının iflas idaresi yerine vekillik görevi sona eren vekile tebliğ edildiğini, iflas idaresine tebligat yapılmadığını, iflas idaresinin duruşmaya usulüne uygun davet edilmediğini, iflas masasının dahil edilmediği yargılamada hüküm tesis edilmesinin, usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, bozma sonrası davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın hüküm fıkrasında müflis davalı şirket lehine vekalet ücreti takdir edildiğini, ancak iflas idaresi vekili olarak vekaletnamenin hükmün verilmesinden sonra dosyaya sunulduğunu, iflasın açılmasıyla müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından dava takip yetkisinin ve taraf sıfatının artık müflise değil, iflas idaresine ait olduğunu, usulüne uygun olarak iflas idaresinin davaya dahil edilmeksizin yapılan yargılama neticesinde verilen hükümün bozulması gerektiğini beyan etmektedir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine. Bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkin olup yargılama aşamasında davalı şirketin iflası üzerine kayıt kabul davasına dönüşmüştür.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı iflas idaresi vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı iflas idaresi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının davalıdan alınmasına,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi