Logo

6. Hukuk Dairesi2024/3495 E. 2025/880 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıya ait iş makinesinin davalı tarafından taşınması sırasında oluşan hasarın tazminine ilişkin uyuşmazlıkta, tazminatın hangi para birimi üzerinden hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin ilk kararında Euro cinsinden hükmedilen tazminat miktarına davalı vekilinin temyiz dilekçesinde itirazda bulunmaması nedeniyle davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle Yargıtay'ın bu hususu gözden kaçırarak yerel mahkemenin TL üzerinden hükmettiği tazminat kararını onamasının hatalı olduğu gözetilerek, davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/71 E., 2022/596 K.

Taraf vekilleri tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin hizmet alımları tip sözleşmesi ve özel teknik şartname kapsamında Divriği – ..... istasyonları arası "yarma ve hendek temizliği işi" için davalı ile anlaştığını, şartnamenin 8. maddesinin karayolu ulaşımı olmadığı yerlerde nakliyenin demiryolu vasıtalarıyla temin edileceği hükmünü içerdiğini, 10.01.2008 tarihinde müvekkilinin, sözleşme ile yükümlendiği edimi yerine getirebilmek için kullanacak olduğu "ekskavatör" tabir edilen aracın, ... arası nakliyesinin sağlanması amacıyla şartnamenin anılan hükmü uyarınca ve şube şefinin talimatı ile davalıya ait taşıyıcı vagona yüklendiğini, nakliye esnasında aracın kumanda kabinine ait olan parça ve aksesuarların hasar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek 39.000,00 Euro'nun davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olayda müvekkilinin kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, şartnamenin 4. maddesinde iş makinesinin emniyet tedbirlerinin yüklenici tarafından yerine getirileceğinin belirtildiğini, davacının talebi üzerine iş makinesinin demiryolu ile nakliyesinin yapıldığını, sözleşme gereğince iş makinesinin demiryolu ile nakliyesinin yapılması halinde iş makinesinin vagona yüklenmesi ve vagondan indirilmesinin davacı tarafından yerine getirileceğini, iş makinesinin davacı tarafından vagona yüklendiğini, ancak bu yüklemede emniyet tedbirlerinin sözleşme gereğince davacı tarafından alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.07.2012 tarihli ve 2009/4 Esas, 2012/302 Karar sayılı kararı ile, sözleşme gereğince iş makinesinin demiryolu ile nakliyesinin yapılması halinde iş makinesinin vagona yüklenmesi ve vagondan indirilmesinin davacı tarafından yerine getirileceği, iş makinesinin davacı tarafından vagona yüklendiği, ancak bu yüklemede sözleşme gereğince davacı tarafından alınması gereken emniyet tedbirlerinin alınmadığı, yükleme güzel yapılmadığı için nakliye sırasında sabit durmayıp kayması neticesinde kazanın meydana geldiği, sözleşme ve şartname maddeleri uyarınca ekskavatörün nakli sırasında meydana gelen kazada davalının kusurunun bulunmadığı, davacının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. 1. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi'nin 03.03.2014 tarihli ve 2013/8839 Esas, 2014/1525 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olduğu kabul edilen Özel Teknik Şartname'nin 4. maddesinde, "Yarma hendek temizliği işinde çalıştırılan makinelerin ve işçilerin emniyeti yükleniciye ait olacaktır." hükmünü içerdiği, sözleşmede ve teknik şartnamede, hizmetin ifası sırasında kullanılacak makinelerin taşınması sırasında meydana gelecek zarar riskine kimin katlanacağı ve taşıma sırasındaki tedbirlerin kimin tarafından alınacağı düzenlenmemiş olup, sözleşmenin kurulmasına sebep olan yarma ve hendek temizliği işinin ifası sırasında kullanılan makinelerin emniyetinin yükleniciye ait olduğunun kararlaştırıldığı, somut olayda, davacıya ait iş makinesinin taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesindeki karayolu ulaşımı olmayan yerlerde nakliyenin demiryolu vasıtalarıyla temin edileceği hükmü uyarınca davalı tarafından taşınması sırasında hasar görmüş olup, uyuşmazlığın çözümünde davalının taşıyıcı sıfatıyla yaptığı bu taşımadaki sorumluluğunun belirlenmesinin gerektiği, dosya içerisinde davalının farklı görevlilerince farklı tarihlerde düzenlemiş iki ayrı tutanakta hasarın nedeni ve meydana geliş şekli ile ilgili farklı anlatımlara yer verilerek alınan bir kısım tedbirlerden söz edildiği, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 781. maddesinde taşıyıcının, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğradığı ziya ve hasardan sorumlu olduğu, ziya ve hasarın kendi kusurundan doğmayan bir sebepten ileri geldiğini kanıtlayarak sorumluluktan kurtulacağının hüküm altına alındığı, TTK'nın 20. maddesi uyarınca basiretli bir tacirin göstermesi gereken dikkat ve özeni yerine getirmediği takdirde taşıyıcının kusurlu sayılacağı, taşıyıcının genel olarak, gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlamasının yeterli olmadığı, ziya ve hasarın doğumuna neden olan olayın doğumunda kusurlu olmadığını da kanıtlaması gerekeceği, bu itibarla dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 96. maddesine göre borçlunun, gerekli tüm önlemleri aldığını kanıtladığı takdirde sorumluluktan kurtulduğu halde taşıyıcının sorumluluğunun bundan daha ağır olduğu ve mücbir sebebin varlığını kanıtladığı takdirde ancak sorumluluktan kurtulmasının mümkün olduğu, öte yandan yükleme ve istifleme gönderene ait olsa dahi yükün sağlıklı taşıyabilmesi için taşıyıcının yükleme ve istiflemeyi basiretli bir tacir gibi gözetmesi, hatalı bir yükleme varsa buna karşı çıkması ve yükün güvenli taşınabilmesi için gereken her türlü tedbiri alması gerektiği, buna uymayan ve sonuçta taşımayı üstlenen taşıyıcının, en azından müterafık kusurlu kabul edilmesi gerektiği, bu açıklamalar ve esaslar çerçevesinde uyuşmazlık ele alınıp, hasara ilişkin tutanaklar arasında hasarın nedeni ve meydana geliş şekline ilişkin farklılığın üzerinde de durularak, gerektiğinde görevlilerin tamamının dinlenilmesi, iş makinesinin vagona kimin tarafından yüklenmesi gerektiği ve yüklendiği konusundaki uyuşmazlığın tarafların delilleri çerçevesinde tespiti ile demiryolu taşımacılığı konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan hasarın sebebi ve hasarın oluşmasında varsa tarafların kusurlarının nev'i ve kusur oranları, taşıyıcı ve göndericinin taşıma sözleşmesi görüşmeleri sırasında kusurlu davranıştan doğan sorumluluğu (Culpa in Contrahendo Sorumluluğu) kapsamında taşınacak aracın ebatları ve geçilecek tünellerin boyutlarına ilişkin tarafların bilgilendirme yükümlülüğü ve alınması gereken tedbirlerin neler olduğu hususlarını ve davacı vekilinin rapora itirazlarını tartışan açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınıp oluşacak uygun sonuca göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle söz konusu kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 24.05.2016 tarihli ve 2015/107 Esas, 2016/288 Karar sayılı kararı ile davacıya ait iş makinasındaki hasarın yükleme hatasından değil yol güzergahındaki tünellerin darlığından kaynaklandığı, alınan bilirkişi raporunda TCDD görevlileri tarafından yol güzergahındaki tünel boyutları konusunda gerekli bilgilendirmenin yapılması gerektiği şeklinde görüş bildirilirken yükleyen kişiye bu konuda bilgi sahibi olmaması nedeniyle % 60 oranında kusur izafe dilmiş olup davacı tarafa izafe edilen kusur oranının olayın oluş şekline uygun düşmediği, davacının tünel genişliklerini bilme imkanının olmadığı, gerekli bilgilendirme yapılmadığından TCDD'nin hasarın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 36.969,59 Euro'nun hasar tarihi olan 03.12.2007 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi uyarınca belirlenecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

C. 2. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 28.11.2019 tarihli ve 2016/8600 Esas, 2019/5015 Karar sayılı kararıyla; mahkemece demiryolu taşımacılığı konusunda uzman bilirkişi kurulundan dosyadaki bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderildiği, davalı vekilinin rapora itirazlarının tartışıldığı ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesiyle söz konusu kararın bozulmasına, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, alınan bilirkişi raporu ve kusur değerlendirmesinin hakimin görev ve yetki alanında olduğu dikkate alınarak tarafların hasarın oluşumunda eşit derecede kusurlu olduklarının kanaatine varıldığı, her ne kadar davacı tarafça zarar bedeli Euro cinsinden talep edilmiş ise de davacının iş makinesinin tamirini yurt dışında yaptırdığına ve yaptıracağına dair herhangi bir bilgi ve belgenin dosya arasında bulunmadığı, bu itibarla delil tespiti dosyasında makine mühendisinin zararı Euro cinsinden belirlemesi üzerine davacının oluşan zararı Euro cinsinden istemesinde herhangi bir hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 25.729,28 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairemizin 10.09.2024 tarihli, 2023/1791 Esas, 2024/2588 Karar sayılı kararı ile kamu düzenine aykırılık halleri ile uyulan bozma ilamının içeriğinin re'sen gözetildiği; kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yine dava konusu iş makinesinin döviz cinsinden tadilatının yaptırıldığına dair davacı tarafça dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığından mahkemece TL üzerinden alacağa hükmedilmesi doğru olduğu gibi, kusur değerlendirmesi yapma görevi, mahkemenin görev ve yetki alanında olduğundan, mahkemece de yapılan kusur değerlendirmesinin dosya içeriğine uygun olduğu anlaşıldığından tarafların bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairemizin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

1. Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; Yargıtay bozma ilamıyla ilk kararda verilen 36.969,59 Euro bedelli hasar tutarının kesin olarak tespit edildiğinin ve bu haliyle Yargıtay tarafından onandığının kabulü gerektiğini, önceki kararda Euro cinsinden hüküm tesis edilmesinin bozma sebebi yapılmadığını, bu hususta müvekkili lehine usuli müktesep hak oluştuğunu, müvekkilin bu kazanımının korunması gereken mahkeme kararında TL cinsinden üstelik hasarın oluştuğu tarihteki kura göre tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, onama ilamının önceki Yargıtay kararları çeliştiğini, dava konusu kepçe yabancı menşeili olup ürünün yedek parçaları döviz para birimi üzerinden satıldığını, yine kepçenin satışında döviz para biriminin kullanıldığını, bu nedenle müvekkil nezdinde oluşan zararın Euro para birimi cinsinden meydana geldiğinin sabit olduğunu, 19.04.2010 tarihli raporda tespit edilen değerin kabul edilmesinin oluşa uygun düşmediğini, hangi gerekçe ile bu raporun üstün tutularak hükme esas alındığının gerekçeli kararda ifade edilmediğini, kusur oranına ilişkin değerlendirmenin de hatalı olduğunu, davalı kurumun olayın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu beyanla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; zararın meydana gelmesinde davalı kurumun herhangi bir kusuru ve sorumluluğunun olmadığını, emniyet tedbirlerinden yüklenicinin sorumlu olduğunu, bilirkişi raporunda müvekkile kusur 1/3 belirlenmişken mahkemece kendi inisiyatifi ile yükseltilerek 1/2 kusur verildiğini ve gerekçesinin kararda açıklanmadığını, müvekkil kurum yetkililerinin bütün uyarılarına rağmen yüklenici firmanın güvenlik tedbirlerini almaktan imtina ettiğini ve yaşanan kazaya sebebiyet verdiğini beyanla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi ifa edilirken davacıya ait iş makinasının taşınması sırasında oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK’un 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan diğer karar düzeltme itirazlarının reddine karar verilmiştir.

3. Davacı vekilinin alacağın Euro cinsinden hükmedilmesi gerektiğine ilişkin karar düzeltme istemine gelince;

3.a. Dosya kapsamından; davacı tarafın dava dilekçesinde uğradığı zararı Euro cinsinden talep ettiği, mahkemece ilk bozmaya uyarak yapılan yargılama sonucunda verilen 24.05.2016 tarihli ve 2015/107 Esas, 2016/288 Karar sayılı kararında davanın kısmen kabulü ile davacı alacağına Euro cinsinden (36.969,59 Euro) hükmedildiği, kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 28.11.2019 tarihli ve 2016/8600 Esas, 2019/5015 Karar sayılı kararıyla eksik incelemeye dayalı söz konusu kararın bozulduğu ve bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmediği, bozma ilamına uyularak Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davanın kısmen kabulü ile davacı alacağına TL cinsinden hükmedildiği, kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce verilen kararın onandığı anlaşılmaktadır.

3.b. Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'da (mülga 1086 sayılı HUMK) “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

3.c. Bu açıklamadan sonra somut olayda, mahkemenin 24.05.2016 tarihli kararında Euro cinsinden davacı alacağına hükmedildiği, bu karara karşı davalı tarafın 21.07.2016 tarihli temyiz dilekçesinde alacağın Euro cinsinden hükmedilmesine ilişkin temyiz itirazının bulunmadığı anlaşılmakla, bu durumun davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek mahkemece Euro cinsinden davacı alacağına hükmedilmesi gerekirken TL cinsinden hükmedilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce anılan husus gözden kaçırılarak kararın onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacının bu yöndeki karar düzeltme talebinin kabulü uygun görülmüştür.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer karar düzeltme istemlerinin reddine,

2. Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin KABULÜ ile Dairemizin 10.09.2024 tarihli 2023/1791 Esas, 2024/2588 Karar sayılı onama ilamı KALDIRILARAK yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA,

Temyiz harcı ile karar düzeltme harcın istek halinde davacıya iadesine,

Alınması gereken karar düzeltme harcı davalı tarafça peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, takdiren 3.000,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.