"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/378 E., 2022/573 K.
EK KARAR TARİHİ : 23.09.2024
DAVA TARİHİ : 15.12.2015
HÜKÜM/KARAR : Kabul
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararın niteliğinin duruşma istenebilecek davalardan olmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı vekilinin duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1-İlk Derece Mahkemesince, sözleşmenin feshi ve teminat mektuplarının iadesi istemiyle açılan davada, taraflar arasında akdedilen sözleşmede yükleniciye verilecek süre uzatımı gibi her türlü ilave sürenin davacı taşerona da aynen yansıtılacağının düzenlendiği, davacının bölgedeki terör olayları sebebiyle edimini ifa edemediğine yönelik iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
2-İlk Derece Mahkemesi kararına karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
3-Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararına karşı taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 09.03.2022 gün ve 2022/1045 Esas, 2022/1268 Karar sayılı ilamıyla; taraflar arasında imzalanan 07.07.2011 tarihli sözleşme ile davacı taşeronun Erzurum-Hınıs Başköy Baraj inşaat işini üstlendiği, idarece kamulaştırması bitirilen kısmın imalatının yapıldığı, DSİ Genel Müdürlüğü’nün asıl yükleniciyi 16.04.2015 tarihli yazı ile kamulaştırılması bitmeyen arazilere müdahale edilmemesi hususunda uyardığı, taraflar arasındaki mevcut taşeronluk sözleşmesinde belirli bir süre öngörülmediği, idare ile asıl yüklenici arasındaki 13.01.1998 tarihli ana sözleşmede iş süresinin 1440 gün olarak kararlaştırıldığı, kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmaması nedeniyle süre uzatımları verilerek işin alt taşeronlara taşere edildiği, bu geçici imkânsızlığın tahammül süresi geçmiş olmasına rağmen ortadan kalkmadığı, sözleşmenin ifası için beklenmesi gereken tahammül süresinin aşılmış olup, davacının tek taraflı fesihte haklı olduğu, bu durumda sözleşme hükümleri ile 11.07.2011 tarihli zeyilnamenin “Teminatlar” başlıklı 9. maddesi hükümlerinin değerlendirilerek teminat mektubunun iadesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle söz konusu kararın bozulmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
4-İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile, sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğinin tespitine, teminat mektuplarının iadesine karar verilmiştir.
5-İlk Derece Mahkemesi kararını taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dairemizin 05.06.2024 gün ve 2022/5436 Esas, 2024/1983 Karar sayılı ilamı ile; temyiz incelemesi aşamasında ortaya çıkan sulh sözleşmesi hususunda mahkemece ek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir.
6-Gönderme kararı üzerine mahkemece, sözleşmenin feshi ve teminat mektuplarının hükümsüzlüğü talebi hususunda 06.02.2020 tarihli sulhen tasfiye ve ibra mutabakatı ile taraflar anlaştıklarından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
7-İlk Derece Mahkemesinin bu ek kararına karşı davalı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Kamu düzenine aykırılık halleri ile uyulan bozma ilamının içeriği ve usuli kazanılmış hak ilkesinin resen gözetildiği; kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ve yine davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği ve sulh sözleşmesinde yargılama giderlerinden sorumluluğun açıkça düzenlenmediği anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, fazla yatırılan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2025 tarihinde oybirliği ile karar verildi.