Logo

6. Hukuk Dairesi2024/3623 E. 2025/927 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İhtiyati hacizlerin kesinleşme tarihleri ve satış talep sürelerinin dolup dolmadığına bağlı olarak taşınmaz satış bedelinin paylaşılmasında sıra cetvelinin doğru düzenlenip düzenlenmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma kararına rağmen, şikayetçinin haczinin ayakta olup olmadığı hususunda, taraflarca sunulan yeni deliller de değerlendirilerek, uzman bilirkişi aracılığıyla ek inceleme yaptırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/129 E., 2023/533 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen kararı şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ŞİKAYET

Şikayetçi vekili şikayet dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından ...ve diğer borçlular hakkında kullandırılan kredilerden doğan alacak için icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin anılan borçluya 18.01.2007 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine 19.01.2007 tarihinde ihtiyati haciz konulduğunu, alacaklının icra dosyasından da aynı taşınmaz üzerine 18.01.2007 tarihinde ihtiyati haciz uygulandığını, taşınmazın 07.10.2011 tarihinde ihale edilip, 20.10.2011 tarihli sıra cetvelinin düzenlendiğini, müvekkilinin haciz tarihi 19.01.2007 iken, sıra cetvelinde hatalı olarak 09.10.2009 olarak yazıldığını, ilk kesin haczin müvekkiline ait haciz olması nedeniyle ilk ihtiyati haczi koyan dosya ile garameye girmesi gerekirken, satış bedelinin tamamının ilk ihtiyati haciz koyan icra dosyasına ödenmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Şikayet olunan vekili cevap dilekçesinde; sıra derece kararına esas olmak üzere şikâyetçinin alacaklı olduğu İstanbul 10. İcra Dairesinin 2007/1487 E. sayılı dosyasından İİK’nın 100. maddesine göre gerekli bilgilerin istendiği ve verilen cevaba göre sıra derece kararının tanzim edildiğini, şikâyetçinin 19.01.2007 tarihli haczinin İİK’nın 106 ve 110. maddelerine göre satış istenmediğinden düştüğünü, bunun üzerine 05.10.2009 tarihinde yeniden haciz koyduklarını savunarak şikâyetin reddini istemiştir.

III. MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 29.03.2012 tarihli, 2011/1234 E., 2012/342 K. sayılı kararı ile İstanbul 10. İcra Dairesi'nin 2007/1487 E. sayılı takip dosyasında ilk haczin 19.01.2007 tarihinde konulduğunun tapu kayıtları ile sabit olduğu gerekçesi ile şikâyetin kabulü ile şikâyete uğrayan 20.10.2011 tarihli sıra cetvelinin iptali ile alacak miktarı belirlenerek sıra cetvelinin şikâyetçinin haczinin önceliğinin dikkate alınarak yeniden hazırlanmasına ve yanlar arasındaki sıra cetvelinden kaynaklanan uyuşmazlığın bu şekilde çözüme kavuşturulmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin 29.03.2012 tarihli kararının süresi içinde şikayet olunan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. (Kapatılan) Hukuk Dairesi'nce, şikayetçiye ait İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2007/1487 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı şikayetçi vekili ile borçlular vekili tarafından borçların taksitlendirilmesine ilişkin 10.08.2007 tarihli protokol düzenlendiği, İİK'nın 111/4. maddesi uyarınca 10.08.2007 tarihli protokol hükümleri gereğince borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, taksit ödemelerinin zamanında yapılıp yapılmadığı hususlarında herhangi bir inceleme yapılmadığı, şikayetçi banka kayıtları üzerinde, bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılıp, 10.08.2007 tarihli protokol hükümleri de değerlendirilerek, borçlu tarafından takibe konu borca ilişkin protokol hükümlerine uygun biçimde anapara ve faiz ödemeleri yapılıp yapılmadığı, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, diğer anlatımla taksitlendirme sözleşmesinin ifa edilip edilmediği, buna göre satış isteme süresinin durup durmadığı, dolayısıyla şikayetçi haczinin ayakta olup olmadığı hususlarında rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle şikayet olunan vekilinin diğer temyiz itirazları reddedilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin 02.04.2015 tarihli 2014/1479 E., 2015/242 K. sayılı ilamı ile önceki kararda direnilmesi yönündeki kararının süresi içinde şikayet olunan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.03.2021 tarihli, 2017/(23)15-1912 E., 2021/320 K. sayılı kararıyla; şikâyetçi banka kayıtları üzerinde, bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılıp 10.08.2007 tarihli protokol hükümleri de değerlendirilerek, borçlular tarafından takibe konu borca ilişkin protokol hükümlerine uygun biçimde anapara ve faiz ödemeleri yapılıp yapılmadığı, borçluların temerrüde düşüp düşmediği, taksitlendirme sözleşmesinin ifa edilip edilmediği hususlarında rapor alınarak, buna göre satış isteme süresinin durup durmadığı, dolayısıyla şikâyetçi haczinin kalkıp kalkmadığının araştırılarak şikâyet hakkında bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şikayetin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Şikayetçi vekili temyiz dilekçesinde özetle; son celse öncesinde e-duruşma talebinde bulunulduğunu, mahkemece kabul edildiğini, bununla birlikte duruşma günü UYAP'tan vekil kaydı silindiğinden e-duruşma oturumuna katılmadıklarını, ara karardan yokluklarında dönülmesi ve banka tarafından verilen yetersiz cevap uyarınca hüküm verilmesinin hatalı olduğunu, protokole göre lider banka olan Yapı Kredi Bankası evrak saklama yükümlülüğünün olmadığından bahsetmekteyse de borçlular aynı zamanda şikayet dışı bankanın da borçlusu konumunda olduğundan yasal takip hesabı altında tahsilatlarının takip ediliyor olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu beyan etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, sıra cetveline şikayet istemine ilişkin olup, şikâyetçinin 28.01.2007 tarihli kesin haczinin ayakta olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Şikâyetçi, kendisinin alacaklı olduğu icra dosyasındaki ihtiyati haczin daha önce kesinleştiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayetçinin alacağına dayanak İstanbul 10. İcra Dairesi’nin 2007/1487 Esas sayılı dosyasında borçların taksitlendirilmesine ilişkin 10.08.2007 tarihli protokolün uygulanıp uygulanmadığının, taksit sözleşmesinin ihlal edilip edilmediğinin, dolayısıyla satış isteme sürelerinin durup durmadığının ve şikâyetçinin haczinin kalkıp kalmadığının re’sen incelenmesi gerektiği bozma ilamında belirtilmiştir.

Mahkemece bozma sonrası alınan 08.09.2022 tarihli bilirkişi raporunda; 30.03.2008 tarihinde ödenmesi gereken tutarın ödenmediği, bu ödemeye ilişkin belge ibraz edilmediği, 28.01.2007 tarihinde kesin hacze dönüşen ihtiyati haciz için iki yıllık satış isteme süresinin ödeme taahhüdünün ihlal edildiği 30.03.2008 tarihinden itibaren tekrar işlemeye başladığı, şikayetçinin 28.01.2007 tarihli haczinin 17.09.2009 tarihinde düştüğü yönündeki tespiti hükme esas alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır.

Hükme esas alınan bu rapordan sonra mahkemece şikayetçinin alacağını temlik aldığı müflis Bank Asya İflas İdaresinin 30.01.2023 tarihli yazısında borçlu tarafa ait hesap ekstresinin bulunduğu CD’yi mahkemeye ibraz etmiş olup mahkemece bilirkişiden bu hususta ek rapor alınmaksızın hüküm kurulmuştur.

Bu durumda mahkemece yapılacak iş; müflis Bank Asya iflas idaresinin 30.01.2023 tarihli yazısı ekinde gönderilen CD dikkate alınarak bu hususta bilirkişiden ek rapor alınarak şikayet konusu protokole ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığı dolayısıyla şikayetçinin 28.01.2007 tarihindeki haczinin ayakta olup olmadığının tespit edilmesi gerekirken, Mahkemenin izah edilen kurallara aykırı eksik inceleme sonucu verilen kararının bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgilisine iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

10.03.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi