"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/694 E., 2023/309 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/644 E., 2021/472 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili; taraflar arasında düzenlenerek onaylanmış mutabakatnameye ve cari hesaba göre davalının müvekkili firmaya 31.12.2017 tarihi itibariyle 239.513,46 TL borçlu olduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2019/10403 Esas sayılı dosyası üzerinden takip talebinde bulunulduğunu ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, taraflar arasında düzenlen sözleşme kapsamında davacının edimini ifa ettiğini belirterek itirazın iptaline, davalı yanın % 20 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 02.06.2014 tarihli (175.000,00 TL + 65.000,00 Euro) + KDV tutarlı ve “Kristalizatör ve Kurutucu Saha Boru Kanal İmalât ve Montajı konulu sözleşme ile 13.06.2013 tarihli 3 TL / Kg + KDV Birim fiyatlı “Kristalizasyon Ünitesi Çelik İşleri (Platform Yapı Çelikleri) İmalat ve Montajı" konulu iki sözleşme imzalandığını, davacının müvekkili firmaya borçlu olduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 4.7.11 maddesi kapsamında davacı bünyesinde çalışan işçilerin maaş ve SGK ödemelerinin davacı namına firmaları tarafından yapıldığını, iddia edilen alacak zamanaşımına uğradığından zamanaşımı def'inde bulunduklarını belirterek davanın reddine, davacı yanın % 20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında 13.06.2013 tarihli “Kristalizasyon Ünitesi Çelik İşleri (Platform Yapı Çelikleri) İmalât ve Montajı" konulu ve 02.06.2014 tarihli Kristalizatör ve Kurutucu Saha Boru Kanal İmalat ve Montajı konulu sözleşme olmak üzere iki ayrı eser sözleşmesi imzalandığı, davacının sözleşmelerden kaynaklı edimlerini ifa ettiği, taraf ticari defter ve kayıtları uyarınca davacının davalıdan 239.513,46 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça davacı bünyesinde çalışan işçilerin maaş ve SGK ödemelerinin davacı namına yapıldığı ve davalının davacıdan alacaklı olduğu iddia edilmiş ise de taraf ticari defter ve kayıtları uyarınca davalı tarafça davacı namına yapılan işçi maaş ödemeleri ve SGK ödemelerinin mahsup edildiği, bakiye mahsup edilecek alacak bulunmadığı, bu konuda davalı tarafça belge ibraz edilemediği, bilirkişi raporu, taraf ticari defter ve kayıtları ile taraflar arasındaki sözleşmeler, 12.12.2018 tarihli borç mutabakat sözleşmesi ve tüm dosya içeriği ile anlaşıldığı, Kristalizatör ve Kurutucu Saha Boru Kanal İmalât ve Montajı sözleşme tarihi olan 02.06.2014 tarihi dikkate alındığında bu tarihten sonra davalı tarafça davacıya yapılan ödemeler ile 12.12.2018 tarihli borç mutabakat sözleşmesi ve icra takip talebi ile BK'nın 154. maddesi gereği zamanaşımın kesildiği, dava tarihi itibariyle zamanaşımının dolmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili şirketin davacı şirkete borcu bulunmadığını, hükme esas alınan eksik ve hatalı hesaplamalarla değerlendirme yapılan bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen yerel mahkemece ek rapor alınmadığını ve yanlış hesaplamalar doğrultusunda hüküm kurulduğunu, bilirkişi tarafından davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı tespit edilmiş olmasına rağmen, mevzuata aykırı olarak tutulan davacı defterleri inceleme konusu edilerek hesaplamalarda kullanıldığı, bilirkişi raporundaki davacı defter kayıtlarının kabul edilmemesi gerekmekteyken davacı defterlerinin esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, alacağın likit olmadığını, koşulları oluşmayan icra inkâr tazimatı talebinin reddi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesince esasa ilişkin itirazlarının reddedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olup davacı yan açısından sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını beyan etmektedir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurulları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.