Logo

6. Hukuk Dairesi2025/363 E. 2025/940 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Covid-19 salgını nedeniyle hizmet sözleşmesini fesheden davacının, feshin haklı olup olmadığı, teminatlarının iadesi ve cezai şartın iptali talepleri.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, Covid-19 salgınını mücbir sebep olarak ileri sürerek sözleşmeyi feshetmesinin haklı olmadığı, zira salgının davacının edimini ifa etmesine engel teşkil etmediği ve davacının aşırı ifa güçlüğü iddiasında bulunarak sözleşmenin uyarlanmasını da talep etmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2492 E., 2024/1649 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/269 E., 2021/577 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında ihale kapsamında Bölge Komutanlığı'nda (İzmir-Urla) 16.05.2019 tarihli hazır yemek hizmeti alım sözleşmesi imzalandığını, 13.05.2019 tarihli 2.106.132,48 TL tutarında teminat mektubu ile 3.000.000,00 TL tutarında teminat mektubu verildiğini, gelinen aşamaya kadar üzerine düşeni yerine getirdiğini, ancak Covid - 19 salgını nedeniyle ifa imkansızlığı ile karşılaşıldığından sözleşmeyi feshetmek durumunda kaldığını, sözleşmenin 23. maddesine göre teminatlarının iadesi gerektiğini, sözleşmeyi 28. madde kapsamında haklı olarak feshettiklerini, cezai şart da talep edilemeyeceğini, mücbir sebebin meydana geldiği tarihten itibaren 20 gün içerisinde bildirim şartına da uyarak 25.03.2020 tarihinde sözleşmenin 01.04.2020 tarihinde tek taraflı feshedildiğini bildirdiklerini, davalının 26.03.2020 tarihli cevabi yazı ile Covid 19'un hazır yemek hizmetinin yürütülmesine engel teşkil etmediğini bildirdiğini, 31.03.2020 tarihli dilekçe ile tekrar aynı bildirimi yaptıklarını, davalının açıkça kanuna aykırı olarak teminatlarını iade etmediğini, feshi görmezden geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere feshin haklı olduğunun tespitine, davalı kuruma verilen Anadolubank'tan alınan 13.05.2019 tarihli ve A1166842 seri no'lu 2.106132,48 TL tutarındaki teminat mektubu ile 13.05.2019 tarihli ve Al166843 seri no'lu 3.000.000,00 TL tutarındaki teminat mektubunun iadesine, varsa fesih tarihinden sonra kesilmiş olabilecek haksız cezaların iptali ile şimdilik 10.000,00 TL alacağın davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; fesih tarihinde davacının borcunu ifasına engel bir durumun bulunmadığını, sözleşmeye uymaları için tüm kolaylıkları sağladıklarını, buna rağmen davacının mücbir sebep gerekçesi ile sözleşmeyi feshettiğini, TBK'nın 138. maddesinde yer alan şartların oluşmadığını, davacının mücbir sebebi KİSK ve 2020/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında belgelendirmediğini, diğer 56 yüklenici ile sözleşmelerin devam ettiğini, davacının iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı yüklenicinin mücbir sebep nedeni ile sözleşmeyi feshi işleminin 4735 sayılı Kanun'un 10. maddesinin son fıkrasında istenilen tüm koşulları taşıdığı, davacının sözleşmeyi salgın hastalıktan dolayı mücbir sebep gerekçesi ile tek taraflı feshinin, mevzuata, sözleşmeye, Yargıtay kararlarına, Kamu İhale Tebliği'ne uygun ve hukuken haklı fesih olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile taraflar arasında yapılan 16.05.2019 tarihli Hazır Yemek Hizmet Alım Sözleşmesi'nin davacı tarafından mücbir sebeple haklı olarak feshedildiğinin tespitine, davalı tarafından yargılama aşamasında nakde çevrilen Anadolu Bank'tan alınan toplam 5.106.132,48 TL teminat mektubu bedelinin nakde çevrildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı tarafından davacıya kesilen 8.776,15 TL ceza-i şartın iptali ile 8.776,15 TL'nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 4735 sayılı Kanun'un 10. maddesinin (e) bendine göre süre uzatımı verilmesi, sözleşmenin feshi gibi durumlar da dahil olmak üzere, idare tarafından mücbir sebep olarak kabul edilmesi için belirli şartların bulunması gerektiğini, Covid - 19 salgınının önlenmesi ve etkilerinin azaltılması amacıyla çıkarılan 2020/5 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde Covid - 19 salgını nedeniyle sözleşme konusu işin yerine getirilmesinin geçici veya sürekli olarak kısmen veya tamamen imkansız hale geldiğine ilişkin başvurular yükleniciler tarafından bu durumun belgelendirilmesi suretiyle sözleşmenin tarafı olan idareye yapılacağı, bu başvurular hakkında karar alınmadan önce idarelerce Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın değerlendirilmesinin alınması gerektiği, somut olayda davacının koronavirüs salgınının mücbir sebep olduğunu belirterek sözleşmeyi 01.04.2020 tarihi itibariyle feshettiğini davalı idareye bildirdiği, davalının Covid 19'un hazır yemek hizmetinin yürütülmesine engel teşkil etmediğini bildirdiğinin anlaşıldığı, taraflar arasındaki sözleşmede salgın hastalığın mücbir sebep olarak sayılmasının doğrudan mücbir sebebin varlığını kabul etmeyi gerektirmediği, zira Covid - 19 salgınının mücbir sebep sayılabilmesi için yemek hizmeti verilmesine ilişkin borcun sözleşmeye uygun olarak ifasına engel oluşturması gerektiği, burada mücbir sebebin varlığı ve buna bağlı olarak tam veya kısmi ifa imkansızlığı bulunduğundan söz edilemeyeceği, davacı tacir olup fiyatlarda yükselmeler olabileceğini öngörerek sözleşme imzalaması gerektiğinden bunun doğrudan ifaya engel olan mücbir sebep teşkil etmesinin de düşünülemeyeceği, fiyat artışları öngörülemez sınırlarda gerçekleşmiş ve edim dengesi aşırı ölçüde bozulmuş ise TBK'nın 138. madde kapsamında aşırı ifa güçlüğü söz konusu olabilir ise de bunun için de mahkemeden uyarlama talebinde bulunulabilecek iken davacının bu yola gitmeksizin doğrudan sözleşmeyi feshettiğini belirterek edimlerini yerine getirmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle yeniden hüküm kurulması suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Covid 19’un mücbir sebep sayılması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi'nce verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesinin mücbir sebeple feshinin haklı olduğunun tespiti, sözleşme kapsamında verilen teminatların iadesi ve ceza-i şartın iadesi istemine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.03.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.