"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/109 E., 2021/216 K.
...
HÜKÜM/KARAR : Red
Taraflar arasındaki Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca toplamda 26.100 TL kesin teminat mektubunun davalı kuruma yatırıldığını, işin bitmesi ve sözleşme sona ermesine rağmen yapılan şifahi görüşmelere rağmen kesin teminatın taraflarına ödenmediğini ileri sürerek kesin teminat bedeli olan 26.100 TL ve çalıştırılan ek araçlara ait 500 TL olmak üzere şimdilik 26.600 TL alacağın muaccel hale geldiği tarihten işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın idari yargının görev alanına girdiğini, yüklenici davalının işçilerle ilgili eksik sigorta pirimi ödemesi ve bununla ilgili sahte evrak sunmasının Ajans ve Kamu ihale mevzuatında belirtilen yasak fiil ve davranışlarından olduğu, bu teminat mektuplarının Ajans ve Kamu ihale mevzuatı gereğince gelir kaydedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 2013/415 Esas 2015/1274 Karar 29/12/2015 tarihli kararıyla; sözleşmenin ikamesi sırasında davacı tarafça davalı tarafa 26.100 TL değerinde kesin teminat mektubu verildiği,davalı tarafça teminat mektubunun sözleşmeye aykırılık nedeniyle gelir kaydedildiği ancak davalı kurumun sözleşmeye aykırılık olarak ileri sürdüğü fiillerden dolayı Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 13.11.2014 tarih ve 2014/6754 soruşturma no.lu, 2014/12594 karar no.lu dosyasında Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği, dolayısıyla davalı tarafça teminat mektubunun sözleşmeye aykırılık nedeniyle gelir kaydedilmesinin hukuka aykırı olduğu,teminat mektubu miktarı olan 26.100 TL nin davacı tarafa iadesi gerektiği gerekçesiyle davacı tarafın ek araç çalıştırma yönünden davasını atiye terk etmesi (geri alması) nedeniyle HMK 123.maddesi gereğince ek araç çalıştırma için açılan alacak talebine yönelik bir karar verilmesine yer olmadığına, teminat mektubu miktarı olan 26.100 TL nin davacı tarafa iadesi yönünden davanın kabulüne, 26.100 TL alacağın temerrüt tarihi olan 27.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan)15. Hukuk Dairesinin 2021/1195 Esas, 2021/522 Karar sayılı ve 25/02/2021 tarihli kararı ile; "Dosyada mübrez SGK Malatya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Sosyal Güvenlik Denetmenliği’nin 24.01.2014 tarihli ve davacı şirketin davalı ajans ile imzaladığı sözleşme kapsamında çalıştırdığı işçilere ilişkin olarak düzenlenmiş inceleme raporunda; davacı aleyhinde ceza-i işlem tesisinin uygun bulunduğu ve söz konusu cezadan dolayı, asıl işveren olarak, davalı ajansın da sorumlu olduğu hususları dikkate alındığında, davalının riski altında bulunduğu maddi zararın, talebe konu teminat mektubunun sağladığı güvence kapsamında kaldığı tartışmasızdır. Ayrıca SGK tarafından uygulanacak ceza-i işlem neticesinde davalı tarafın, doğması muhtemel zararının işbu mektup kapsamında telafisinden sonra olur ise, bakiye miktar için davacının talep ve takip hakkının saklı olduğu hususunda da tereddüt bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkemece bu aşamada davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne dair kurulan hükmün zuhulen onanmış olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle, Dairemizin, 17.09.2020 tarih, 2019/1772 Esas, 2020/2866 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün yukarıdaki gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” denilerek karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın gerekçesinde davacının almış olduğu teminatın davalıya verilmesine dair bir belirlilik olmadığını, eksik olan primlerin tamamlandığını, hiçbir eksik kalmadığını, davalının zararının oluşmadığını, davalının sözleşmeye ve yönetmeliğe aykırı davranışlarının incelenmediğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacı yanca verilen teminat mektubunun sözleşme sonunda iade edilmeyerek davalı tarafça paraya çevrilip irat kaydedilmiş olmasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.“Kesin Bozma” denetim mahkemelerinin yargılama hukukuna kazandırdığı bir kavramdır. Bu kavram, ilk derece mahkemelerinin davanın kabulüne ilişkin hükmünün reddedilmesini yahut davanın reddine ilişkin hükmünün kabul edilmesini öngören bozmaları içermektedir.
Somut olaya gelince, Yargıtay tarafından SGK tarafından uygulanacak ceza-i işlem neticesinde davalı tarafın, doğması muhtemel zararının işbu mektup kapsamında telafisinden sonra olur ise, bakiye miktar için davacının talep ve takip hakkının saklı olduğu hususunda da tereddüt bulunmadığı, mahkemece bu aşamada davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş, mahkemece de bozma ilamına uygun verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Fazla yatırılan harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.