Logo

6. Hukuk Dairesi2022/1790 E. 2023/1775 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinin feshi sebebiyle yapılan protokol uyarınca davalı iş sahipleri tarafından ödenmesi gereken SGK prim borcunun rucüen tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, diğer davalı arsa sahibini vekil tayin ettiği ve bu vekilin de sözleşmeleri onu temsilen imzaladığı, ayrıca ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlenebilmesi nedeniyle protokolde kararlaştırılan faiz oranına hükmedilmesinin doğru olduğu gözetilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/342 E., 2021/17 K.

DAVALILAR :1-... vekili Avukat ... 2-... 3-...

4-...

DAHİLİ DAVALILAR :... Mirasçıları: 1-... 2-... vekili Avukat ...

DAVALILAR :3-... 4-... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 19.12.2014

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve temyiz incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arsa sahiplerinin vekili sıfatıyla hareket eden S.S. ... Yalısı Evleri Konut Yapı Kooperatifi ile imzalanan 02.07.2002 tarihli protokol ile inşaat yapım sözleşmesinin feshedilerek tarafların karşılıklı hak ve alacaklarının tasfiyesine karar verildiğini, protokolün 2(c) maddesi uyarınca SSK prim borçlarının 23.000,00 TL tutarındaki kısmının 2002/Aralık ayı sonuna kadar gecikmelerden doğan cezaları ile birlikte ödenmesinin taahhüt edilmesine rağmen davalı arsa sahiplerinin bu yükümlülüğü yerine getirmediğini, davacı müvekkilin prim borçlarını yapılandırarak ödemek zorunda kaldığını belirterek ödenen 33.964,17 TL alacağın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek aylık %15 faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılardan ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yurt dışında yaşamış olması nedeniyle imzalanan sözleşme ve protokollerden hiçbir şekilde haberdar olmadığını, kooperatifinin arsa sahiplerini borçlandırıcı bir işleme imza atmaya yetkisi bulunmadığını, ayrıca alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Davalılar ..., ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıların dava dışı kooperatif ile hiç bir akdi ilişkiye girmediğini, dolayısıyla kooperatifin kendilerini temsil ya da kendi adlarına sözleşme yapma, borç altına girme yetkisinin olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

... mirasçıları vekili cevap dilekçesinde özetle; ...'in mevcut dava açılmadan önce ölmüş olup, ölü kişiye karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 2014/675 Esas, 2015/483 Karar ve 17.11.2015 tarihli kararıyla; alacağın 02/07/2002 protokol tarihi itibariyle muaccel hale geldiği ve zamanaşımının işlemeye başladığı, dava tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, ancak protokolün 2.c maddesindeki düzenlemenin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 135/2. maddesi uyarınca senetle ikrar edilmiş borç mahiyetinde sayılsa bile, muacceliyet için belirlenmiş 2002/Aralık ayı sonundan itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin de dava tarihi itibariyle dolduğu gerekçesiyle davalı ... hariç diğer davalılar açısından açılan davanın zaman aşımı nedeni ile reddine, davalı ... açısından ise ölüye karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ile davalılar ...,...,... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 2016/5491 Esas, 2018/1240 Karar ve 29.03.2018 tarihli kararı ile; davalı arsa sahiplerinin protokol uyarınca ödemeleri yapmadığı anlaşıldığından davacının yapmış olduğu ödemenin son taksidi nazara alınarak zamanaşımının başlangıcının tespitinin gerektiği, son ödeme tarihi 29.04.2014 olduğundan dava tarihine kadar olan sürede zamanaşımı süresinin geçmemiş olduğu, bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır.

V. BOZMA SONRASI İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin 2020/342 Esas, 2021/17 Karar ve 26.01.2021 tarihli kararı ile 02/07/2002 tarihli protokolün 2/c maddesi gereğince, davalıların sorumluluğunda olan 33.964,17 TL SGK prim borçlarını, davacının ödemiş olduğu anlaşılmış olup, ayrıca protokolde edimlerdeki temerrüt faizi olarak aylık %15 oranında gecikme faizi kararlaştırıldığı anlaşıldığından davalılar ..., ..., ... ve ... haklarında açılan davanın kabulüne, davalı ... hakkında ise ölü kişiye dava açılmış olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dışı kooperatife vekaletname verilmediğini, davalının tacir olmaması nedeniyle %15 faizin uygulanamayacağını belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eser sözleşmesinin feshi sebebiyle yapılan protokol uyarınca davalı iş sahipleri tarafından ödenmesi gereken bedelin rucüen tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Türk Ticaret Kanunu 8 ve 19 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanun'un 437 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava dışı yüklenici ... Yapı...Ltd. Şti ile kararı temyiz eden davalıyı da vekaleten ...’ın da aralarında bulunduğu davalı arsa sahipleri arasında İzmir 21. Noterliği’nin 17.06.1999 tarih ve 21455 nolu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış, bu sözleşme uyarınca aynı gün yine davalıya vekaleten ...’ın da bulunduğu davalı arsa sahiplerince ... yevmiye nolu dava dışı yüklenici şirkete vekalet verilmiş, yüklenici şirket de bu vekalete dayalı olarak sözleşmeden kaynaklanan haklarını İzmir 1. Noterliği 19.01.2001 tarih ve 2352 yevmiye nolu devir sözleşmesi ile dava dışı kooperatife devretmiş, kooperatif de 18.05.2000 tarihli sözleşme ile inşaatların yapımı konusunda davacı taşeron şirketle sözleşme imzalamış, 02.07.2002 tarihli protokol ile de sözleşmenin tasfiyesine karar verilmiştir. Davalı ..., dava dışı kooperatife vekalet vermediği, bu nedenle yapılan sözleşmelerin kendisini bağlamayacağı gerekçesiyle kararı temyiz etmiş ise de, davalının davalı diğer arsa sahibi ...’ı vekil tayin ettiği, bu davalının da sözleşmeleri onu temsilen imzaladığı anlaşıldığından temyiz itirazı yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 19 uncu maddesi uyarınca, bir ticari işletmeyi ilgilendiren tüm işlem ve fiiller ticari iş oluşturur ve taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır. Somut uyuşmazlık da, davacı taşeron şirketin işlemleri ticari iş olduğundan, davalı arsa sahipleri ile yapılan sözleşmeler de ticari iş sayılır. Yine aynı Kanunun 8/1 inci maddesi uyarınca, ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenebileceğinden, taraflar arasında imzalanan protokol uyarınca kararlaştırılan faiz oranına mahkemece hükmedilmesi doğru olup, davalının bu temyiz itirazı da yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ...’ın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı ...'tan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.