Logo

6. Hukuk Dairesi2022/2240 E. 2023/4137 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatif aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının peşin ödemeli ortak olarak kabulünün mümkün olmadığı, yüklenici şirketin yaptığı iş karşılığının tespit edilemediği ve davalıya devrettiği hisse karşılığında kooperatife iş yapıp yapmadığının belirlenemediği gözetilerek, aidat alacağının varlığı ve likit olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin itirazın iptaline ve takibin devamına ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/218 E., 2022/22 K.

DAVA TARİHİ : 18.08.2010

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili kooperatif ortağı olduğunu, davalının kooperatife olan birikmiş borcunun ödenmemesi nedeniyle icra takibine geçtiklerini, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %40'dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin sabit ve peşin aidat ödeme kaydıyla kooperatif üyesi olduğunu, yaptığı ödemeler ile tüm edimlerini yerine getirdiğini, üyelik aidatından dolayı muhatabın yüklenici firma olduğunun kooperatif genel kurulunda karar altına alındığını, davacının %40'dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetini ve davanın reddine istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.02.2015 tarihli ve 2010/454 Esas, 2015/107 Karar sayılı kararı ile davalının kooperatif üyesi olduğu ve 8.900,00 TL aidat borcu bulunduğu, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 42/a maddesi gereğince kooperatife ait taşınmaz alım ve satımında tek ve en üst yetkili organın kooperatifi genel kurulu olduğu, genel kurul kararı olmadan kooperatife ait bir meskenin satılması ya da iş karşılığı verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibine devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 28.11.2016 tarihi ve 2015/3557 Esas, 2016/5201 Karar sayılı kararıyla, davacı kooperatifin 30.06.2000 tarihli genel kurulunda, kooperatif inşaatının yapım işinin dava dışı ... Ltd. Şti.'ye verilmesi, kooperatifin borcunu ödeyememesi halinde şirket tarafından istendiğinde yapım işi karşılığı şirkete B tipi üyelik verileceği, bu üyeliklerin şirket tarafından üçüncü kişilere devri halinde, yükümlülüklerin şirket tarafından yerine getirileceği, B tipi üyelerin kat farkı, elektrik, su, doğalgaz, sayaç ve katılım payları dışında herhangi bir ücret ödemeyeceklerinin, 28.06.2002 tarihli genel kurulda da B tipi üyeliklerin şirkete verilmesinin uygun olduğunun kabul edildiği, davalı ile dava dışı şirket arasında yapılan 23.02.2004 tarihli sözleşme ile davalının B tipi üyelik devraldığı, 16.02.2004 tarihli yönetim kurulu kararıyla geriye dönük kayıtla da kooperatife ortak olarak kabul edildiği, dava dışı ...’a 30.06.2000 tarihli genel kurul kararı ile yaptığı iş karşılığı hak ediş yerine kooperatif hissesi satma hakkı verildiği anlaşıldığına göre, bu durumda yüklenici ...’ın kooperatife ne kadar hisse karşılığı iş yaptığının tespit edilmesi ve sonuç itibariyle davalıya devrettiği hisse karşılığı kooperatife iş yapıp yapmadığının belirlenmesi gerektiği, bu durumda, uzman bilirkişilerden rapor alınarak ve kooperatif kayıtları da incelenerek yüklenici ...’ın kaç hisse devrettiği ve bunun karşılığında ne kadar iş yaptığı, açık şekilde ortaya çıkarıldıktan sonra davalının talebini dayandırdığı genel kurul kararının iptal edilmediği de göz önünde bulundurularak davalının peşin ödemeli ortak olup olmadığı belirlenerek sonucu göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 30.06.2000 tarihli genel kurul kararının iptali için açılan davanın reddedildiği, bilirkişi raporundan; taşınmazlarda 68 adet normal ve 34 adet dubleks olmak üzere toplam 102 daire yapılacağı, bunun 30 adedinin arsa sahiplerine, 72 adedinin kooperatif üyelerine ait olacağının belirlendiği, davalının üyelik devraldığı ...’ın ise 198 adet hisse satışı yaptığı, bunlardan 48 adetini satın alan kişilere teslim ettiği, 150 daire daha yapıp teslim etmesi gerektiği, maliyetlere göre olması gereken asgari satış değerlerinin çok altında satışlar yaptığı, 16.12.2008 yapı teslim tarihi itibariyle kooperatife 14.183.863,56 TL borçlu olduğu, ... ve bir kısım yönetim kurulu üyelerinin 200’ün üzerinde daire satışı yaptıkları, buna göre alınan üye miktarınca inşaat yapıp teslim edemeyeceklerini bilmelerine rağmen kooperatifi yükümlülük altına soktukları, satış bedeli olarak aldıkları paraları uhdelerinde tuttukları, genel kurul tutanakları ve bir kısım belgelerdeki imzaların sahte olduğunun tespit edildiği ve neticeten ...’ın nitelikli zimmete azmettirme suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bilirkişi raporu ve ceza mahkemesi kararı birlikte değerlendirildiğinde ...’ın yaptığı satışların karşılığı kadar hakedişinin bulunmadığı anlaşıldığından, bozma ilamı kapsamına göre yapılan değerlendirme sonunda, davalının peşin ödemeli ortak olarak kabulünün mümkün olmaması nedeniyle, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin 8.900,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; müvekkilinini kooperatife peşin ödemeli üye olarak ortak olduğunu, üyelik aidatını def’aten ve nakden yatırdığını, bunun dışındaki diğer tüm yükümlülüklerin yapımcı ... Müh...Ltd. Şti. firmasına ait olduğunu, peşin ödemeli ortaklığa ilişkin genel kurul kararının halen yürürlükte bulunduğunu, iptal edilmediğini, kazanılmış hakların korunması gerektiğini, peşin ödemeli üye olanlardan üyelik aidatı talep edilemeyeceğini, öte yandan icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kooperatif aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu ve ilgili mevzuat

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı aidat alacağının bulunduğu ve likit olduğu anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın

ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.