Logo

6. Hukuk Dairesi2022/2244 E. 2023/2677 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından borcun ödendiğine dair ileri sürülen protokole davacı şirketin taraf olmadığı ve davalı tarafından davacı şirket adına hareket ettiğine iddia edilen kişinin yetkisiz olduğunun tespit edilmesi gözetilerek, istinaf mahkemesinin davalının itirazının iptaline ve takibin devamına karar vermesi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1215 E., 2022/344 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/178 E., 2019/95 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın 6306 sayılı Kanun kapsamında yeniden inşaası için kat malikleri arasında Bakırköy .... Noterliğinin 06/03/2014 tarih ve 6701 yevmiye numaralı sözleşmesinin yapıldığını, davalının sözleşme gereği ödemelerini yapmadığını, davacı şirketin alacağı nedeniyle Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2016/7702 esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz açıldığını, davacıya borcunun olmadığını, Bakırköy .... Noterliğinin 06/03/2014 tarih ve 06701 yevmiye sayılı sözleşmesinden kaynaklanan 175.000,00-TL'lik alacağın tahsili için başlatılan takip sırasında düzenlenen 01/06/2016 tarihli protokol ile davaya konu borcun İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... Mevkii, 65 pafta, 582 ada, 30 parsel sayılı taşınmazın devri ile karşılanmasının kararlaştırılarak davacı şirketin eski ortağı tarafından tahsil edilmiş olduğunu, davacı şirket adına taşınmaz iktisap edilmesinden imtina edildiğinden taşınmazın sözleşmeye göre önce ... 'a, ... tarafından da ortak adına devredildiğini, protokole göre borcun ödenmiş olması sebebiyle davacı tarafa herhangi bir borcun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2016/7702 esas sayılı dosyası, Bakırköy .... Noterliğinin 06/03/2014 tarih ve 6701 yevmiye numaralı sözleşmesi, 01/06/2016 tarihli protokol, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi raporu itibariyle dava dışı ...'ın davacı şirketin kurucu ortağı olduğu, 11/02/2000 tarihinde hissesini ...'e devrettiği, ... ile 27/07/2000 tarihinde evlendiği, tapu kayıtları, nüfus aile kaydı, ticaret sicil kaydı, 01/06/2015 tarihli protokol gereğince borca karşılık 16 nolu dairenin şirket yetkilisinin eşine devredildiği, şirketin aile şirketi olduğunun anlaşıldığı, bu durumun bilindiği, protokole göre borcun ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davalı tarafın, hem iddia ettiği adi ortaklıktan dolayı borçlu olmadığını ve hem de borcunu ödediğini savunduğunu, bu durumda davalının savunmalarına itibar edilmemesi gerektiğini, dava dışı ... ise davacı şirketin kurucu ortağı olmakla beraber, bundan 19 yıl önce şirketteki hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığını, o günden bu yana ...’ın şirket ile hissedarlık ve/veya temsil ve ilzam yetkisi bulunmadığını, şirketin azınlık hissedarı olan ...'ın ise dava dışı ...'ın eşi olmakla birlikte davacı şirketi temsil ve ilzam etme yetkisi bulunmadığını, davacı şirketi temsil ve ilzama yetkisi olmayanların yapacakları işlemlerin davacı şirketi bağlamayacağını, davalı tarafından dosyaya ibraz edilen fotokopi belgede davacı şirketin taraf olarak yer almadığını, protokolün hiçbir yerinde de davacı şirkete atfen atılmış bir imza bulunmadığını, yine protokolün hiçbir yerinde davalının davacı şirkete olan borcu ile ilgili bir ibare yer almadığını, dava dışı ...'a yapılacağı belirtilen tapu devri ile davalının davacı şirkete olan borcunun ödenmiş olacağına yönelik bir hüküm de bulunmadığını, protokolde davalı ..., dava dışı ...'a yapılacak tapu devrinin davacı şirkete olan borcun karşılık yapıldığını beyan etmediği gibi dava dışı ... da kendisine yapılacak tapu devrinin, davacı şirketin alacağına karşılık olduğu şeklinde bir beyanda bulunmadığını, dolayısıyla ibraz edilen protokolün gerçekliği bulunmakta ise, davacının dışında başka bir amaç için düzenlendiğinin apaçık ortada olduğunu, protokolde imzası bulunan ... isimli kişinin davacı şirketin temsilcisi ve yetkilisi olmadığını, şirketi bağlamadığını, ... isimli kişinin anılan protokolü müvekkili şirket adına imzalamadığını, tamamen kendi adına imzaladığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “..dava dışı ...'ın davacı şirketin 20.07.1994 tarihinde kurucu ortağı olduğu, hissesini 01.06.2000 tarihinde ...'e satarak devrettiği, ... ile ...'in devir sonrasında 27.07.2000 tarihinde evlendikleri anlaşılmaktadır. Dava dışı ...'ın davacı şirket temsilcisi olduğuna dair herhangi bir delil sunulmadığı gibi, hisselerini devretmiş olması sebebiyle davacı şirket ortağı da değildir. Dava dışı ...'ın eşi ... da ticaret sicil kayıtları gereğince davacı şirket temsilcisi değildir. Davalının ibraz ettiği 01.06.2015 tarihli protokolde, davacı yüklenici şirket ile davalı iş sahibi arasındaki borcun ödenmesine yönelik tapu devir işlemleri yapıldığı hususunda bir hüküm bulunmamaktadır. Öte yandan, dava dışı ... davacı şirket temsilcisi olmadığı gibi, kendisine şirket adına bedel tahsil etme veya gayrimenkul almaya yönelik bir yetki verildiğine veya davacı şirket ortağı ... adına protokol yapma yetkisi verildiğine dair bir delil de bulunmamaktadır. Sözleşmeler nispilik ilkesi gereğince ancak sözleşmenin tarafları hakkında hak ve borç doğurur. Dava konusu protokolde davacı şirket taraf değildir. Bu nedenle, mahkemece, davacı şirket ortağı ...'ın eşi olarak dava dışı ... ile davalı ... ve dava dışı ... ... arasında yapılan protokol ile davalının bedel ödeme edimini yerine getirdiğinin kabul edilmesi hatalı olmuştur. Tüm dosya kapsamı itibariyle davalı iş sahibi, taraflar arasındaki 06.03.2014 tarihli sözleşme gereğince 16 ve 18 nolu bağımsız bölümler için ödemesi gereken iş bedelini ödediğini yasal delillerle ispatlayabilmiş değildir. Bu durumda, mahkemece davanın asıl alacak üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile, Bakırköy 5.İcra Müdürlüğünün 2016/7702 esas sayılı dosyasında asıl alacak miktarı olan 175.000,00 TL yönünden davalının itirazının iptali ile bu asıl alacak üzerinden icra takibinin devamına, takip öncesi davacı tarafından davalının temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından takip öncesi için talep edilen 5.264,38 TL işlemiş faiz talebinin reddine, alacağın varlığı yargılama ile belirlendiğinden davacının icra inkar tazminat talebinin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili ile davacı şirket arasında adi ortaklık bulunduğunu, dava konusu taşınmazın da ortak inşaa edildiğini ve ortaklık payı nedeniyle alacaklı olduğunu, ...’ın şirket yetkilisi olarak hareket ettiğini, davacı şirket yetkilisi ... ve dava dışı ... ... arasında akdedilen 01.06.2015 tarihli protokol ve sözleşme gereğince davalı müvekkil ...’e ait olan ve icra takibine dayanak teşkil eden Bakırköy .... Noterliği’nin 06.03.2014 tarihli, 6701 yevmiye sayılı Sözleşme’sine konu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mah. ... mevkiinde kain tapunun 582 Ada 30 parselinde kayıtlı taşınmazda yer alan 16 numaralı bağımsız bölüm dava dışı ... ...’a satıldığını, İşbu satım sözleşmesi karşılığında ... ... ise tarafına ait olan İstanbul ili, ... İleçesi, ... Mah., ... Mevkii, 582 ada, 33 parselde bulunan 12 numaralı bağımsız bölümü davacı şirket yetkilisi ...’a devretmiş ve bu şekilde daire takası suretiyle Bakırköy .... Noterliği’nin 06.03.2014 tarihli, 6701 yevmiye numaralı sözleşmesine konu borcun ifa edildiğini, ...’ın şirketin yetkilisi gibi hareket ettiğini, hatta kartvizitinde şirket yetkilisi ...’a ait mail adresinin yazılı olduğunu, davacı şirketin protokolü inkar etmediğini, sözleşmeden kaynaklı müvekkilinin borcu kalmadığını aksine alacağı olduğunu beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davalı vekilinin 01.06.2015 tarihli protokole dayanarak davacı şirkete borcunun bulunmadığına yönelik temyizi incelendiğinde, protokol incelendiğinde, bir borca karşılık tapu devrinin gerçekleştirilmediği, ayrıca davacı şirket tarafından imzalanmadığı gibi, temsilcisinin de imzasının bulunmadığı, davalının, dava dışı ...’nin davacı şirket adına hareket ettiğini ispatlayamadığı, bu nedenlerle istinaf kararının yerinde olduğu anlaşıldığından davalının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi .