"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/485 E., 2021/551 K.
DAVA TARİHİ : 01.12.2010
HÜKÜM/KARAR : Asıl Davanın Kısmen Kabulüne, Karşı Davanın Reddine
1- Taraflar arasındaki uyuşmazlık doğal gaz dağıtım şebekesi yapım işini konu alan 17/01/2007 ve 14/01/2008 tarihli eser sözleşmelerinden kaynaklanmakta olup, yüklenici tarafından açılan asıl dava 17/01/2007 tarihli I. etap inşaatında kesin hesap alacağının ve nakdi teminat kesintisinin tahsili, kesin teminat mektubunun iadesi ile 14/01/2008 tarihli II. etap inşaatında ödenmeyen bakiye iş bedelinin ve nakdi teminat kesintisinin tahsili istemlerine; iş sahibince açılan karşı dava ise II. etap inşaatında yüklenici tarafından eksik ve ayıplı işlerin yüklenici namına giderilmesi nedeniyle fazla ödenen işbedelinin istirdatı istemlerine ilişkindir.
2- Mahkemece verilen 26/05/2016 tarihli ilk kararda alınan bilirkişi raporunda, I. ve II. etap işi kesin hesabında hakediş alacağı olarak 2.643.825.07 TL, tahsilat ve kesinti olarak 2.120.130.32 TL ile kesin hak ediş toplam alacağı (%8 nakdi kesinti dahil) 523.695.75 TL %8 nakit teminat kesinti tutarı olan 152.796.49 TL mahsubu sonucu davacı/karşı davalının, davalı/karşı davacıdan 370,899.29 TL alacaklı olduğu, davalı/karşı davada davacının nama ifa harcamalarının sözleşmenin 20.1 maddesi gereğince %25 fazlası ile hesaplanarak 99.115.28 TL eksik işlerden alacaklı olduğu ve bu tutarın yüklenici kesin hak ediş alacağından mahsubu gerektiği, her ne kadar davacı 24/12/2013 tarihli ıslah dilekçesi sunarak davasını 627.403,50 TL'ye ıslah edip aynı tarihli makbuzla harçlandırmış ise de, asıl dava açıldığında davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığı, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığı anlaşıldığından ıslah talebinin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 256.222,00 TL'nin tahsiline, 208.960,00 TL miktarlı teminat mektubunun idesi isteminin reddine, ıslahla arttırılan kısım yönünden davanın usulden reddine, karşı davanın kabulü ile 1.000 TL'nin tahsiline karar verilmiştir.
3- Mahkemenin ilk kararına karşı, taraflar vekillerince temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 28/05/2018 tarihli, 2016/6122 E. ve 2018/2178 K. sayılı ilamında; taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile taraflarca imzalanan doğal gaz dağıtım şebekesi inşaatı ile ilgili I. ve II. etap inşaatı sözleşmelerinin 9.2.1. maddesinde "Taahhüdün sözleşme ve ihale dökümanları hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesinden, varsa işe ait eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutunağının onaylanmasından, yüklenicinin bu işten dolayı iş verene herhangi bir borcunun olmadığının tesbit edilmesinden ve şebekenin devreye alınmasından sonra kesilmiş olan nakit teminatın ve varsa ek nakit teminatların yarısı; kesin kabulü müteakiben Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesi getirilmesinden sonra ise kalanı ve teminat mektubu iade edilir". düzenlemesine yer verildiği, mahkemenin kabulü ile hükme esas bilirkişi raporundan I. etap inşaatı kapsamındaki işin kesin kabul ve kesin hakedişinin davadan önce yapıldığı ve 208.960,00 TL'lik kesin teminat mektubunun bu işle ilgili verildiği, II. etap inşaatı kapsamındaki işle ilgili de bu inşaatın tamamlandığı, bu işle ilgili de hükme esas bilirkişi raporu ve mahkemenin kabulüne göre davalı/karşı davada davacının kesin hesapta düşülmesi gereken 99.115,28 TL fazla ödemesinin bulunduğu kabul edilmiş ise de, bu miktar davacı/karşı davada davalının hak ettiği kabul edilen ve hüküm altına alınan II. etap işinden alacağı 163.865,31 TL hakediş alacağından daha az olduğundan II. etap inşaatı ile ilgili kesin kabul ve kesin hakedişin mahkemece çıkarıldığının kabulü gerektiği, bu durumda mahkemece I. etap inşaatıyla ilgili davadan önce olduğu anlaşılan geçici ve kesin kabul tarihleri araştırılıp, davacı-birleşen dosya davalısına bu işle ilgili SGK ilişiksizlik belgesi ibraz ettirildikten sonra nakdi teminat kesintisi ve kesin teminat mektubunun iadesiyle ilgili sonucuna uygun bir karar verilmesi, II. etap inşaatıyla ilgili kesin kabul ve kesin hesap eldeki davada verilen kararla çıkartıldığı kabul edilerek, sözleşmesinin 9.2.1. maddesindeki nakdi teminatın ve ek nakdi teminatın iadesi koşulları araştırılıp yarısının iadesinin gerekip gerekmediği de gözetilerek II. etap işi ile ilgili de sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, hükmün taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
4- Bozma ilamına karşı davalı/karşı davada davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, Dairemizin 01/07/2019 tarihli, 2018/5060 E. ve 2019/3062 K. sayılı ilamı ile istemin reddine karar verilmiştir.
5- Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen 08/07/2021 tarihli ikinci kararda, hükme esas alınan 07/04./021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; II. etap işin kümülatif hakediş tutarının 1.000.669,33 TL, I. etap kümülatif hakediş tutarının 1.622.785,29 TL olmak üzere toplam hakedişin 2.623.484,62 TL, yapılan ödemeler toplamının 2.153.393,39 TL olduğu, buna göre asıl davacının; 2.623.484,62 - 2.153.393,39=470.091,23 TL alacaklı olacağı, bu rakama %8'lik nakit teminat kesintilerinin de dahil olduğu, hak edişlerden kesilen %8 nakdi teminat kesintilerinin 152.796,49 TL olduğu, bu bedel kümülatif hakediş alacağından düşüldüğünde davacıya ödenecek hakediş bedelinin 470.091,23 - 152.796,49 = 317.294,74 TL bulunacağı, I. etap işlerinin kesin hesabının 24/12/2007 tarihinde karşılıklı imza ile yapıldığı, II. etap kesin hesabının davalı/ karşı davacı tarafından 17/08/2008 tarihinde yapıldığı, yapılan şebekeye doğal gaz verildiği ve işletmeye alındığı da gözetildiğinde davalı tarafından alınan 208.960,00 TL'lik banka teminat mektubunu davacıya iadesinin gerektiği, davacıdan kesilmesi gereken eksik ve ayıplı işler bedelinin toplam 253.024,29 TL belirlendiği, her ne kadar davacı ıslah dilekçesi ile davasını 627.403,50 TL. üzerinden ıslah ederek aynı tarihli makbuzla harçlandırmış ise de, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığı gibi fazlaya ilişkin hakların da saklı tutulmadığı gözetilerek ıslah talebi yerinde bulunmadığından davacının dava dilekçesindeki 256.222,80 TL'lik talebinden davalı tarafından tamamlanan eksik ve ayıplı işlerin toplam bedeli 253.024,29 TL mahsup edildikten sonra 3.198,51 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle hüküm fıkrasında aynen ;
ASIL DAVADA
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE, 3.198,51-TL alacağın 02.06.2009 dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-) 208.960,00 TL miktarlı teminat mektubunun davacıya İADESİNE
...
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 3.198,51-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
...
8-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 48.260,25-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
KARŞI DAVADA 10-Davanın REDDİNE
....
12-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiştir.
6- Mahkemenin ikinci kararına karşı, davacı/karşı davada davalı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Temyizen incelenen mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve yine bozma ilamına uygun ve içerik itibariyle yeterli bulunan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu anlaşılmakla, davacı/karşı davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Karar tarihindeki AAÜT'nin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesi uyarınca;
"(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
Davacı/karşı davada davalı vekilinin asıl davadaki vekalet ücretine yönelik temyiz itirazı incelendiğinde; davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi aleyhine açılan davada, I. etaptan 19.365,77 TL bakiye hakediş alacağı ile istihkaktan kesilen 31.633,00 TL nakdi teminat alacağı, II. etaptan 163.865,31 TL bakiye hakediş alacağı ve istihkaktan kesilen 41.358,72 TL nakdi teminat alacağı toplamı 256.222,00 TL'nin tahsiline ve 208.960,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun iadesine karar verilmesi talep ve dava edilmişse de davacı vekili 24/12/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu; 627.403,50 TL ödenmeyen bakiye işbedeli ve kesintilerin tahsili, 208.960,00 TL bedelli teminat mektubunun iadesi ve 19.327,00 TL teminat mektubu komisyonlarının tahsili olarak açıklamış ve noksan harcı tamamlamıştır.
Mahkemece verilen 26/05/2016 tarihli ilk kararda davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığı, fazlaya ilişkin haklar da saklı tutulmadığı anlaşılmakla, ıslah talebinin reddi ile dava dilekçesindeki 256.222,00 TL nazara alınarak hüküm kurulduğu ve ıslahla arttırılan kısım yönünden davanın usulden reddine karar verildiği, bu husus davacı vekilince temyiz itirazı olarak ileri sürülmesine rağmen 28/05/2018 tarihli bozma ilamının (1) no.lu bendi uyarınca reddedildiğinden, mahkemece bozma ilamına uyulmakla artık bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği gibi bozma sonrasında verilen hükmün gerekçesinde de ıslah talebinin yerinde olmadığı belirtildiğinden asıl dava değerinin 256.222,80 TL olarak kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Her ne kadar mahkemece ıslaha değer atfedilmediği halde hüküm fıkrasının (8) nolu bendinde "Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 48.260,25-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" hükmedilmişse de AAÜT m. 13/I hükmü gereğince vekalet ücreti olarak, mahkemece reddedilen kısım olan 253.024,29 TL üzerinden hesaplanan 26.161,70 TL'ye hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde fazla vekalet ücreti takdir edilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı/karşı davada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının (8) numaralı bendinde yer alan “ 48.260,25-TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “ 26.161,70 TL” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/06/2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.