"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/331 E., 2019/213 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı ... tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde asıl ve birleşen davada davacı vekili Avukat ... geldi.Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; arsa sahibi olan müvekkili kooperatif ile dava dışı ... Sanayi Ticaret Ltd. Şti. arasında Ankara .... Noterliğinin 31 Ekim 2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin dava dışı ... Ltd. Şti. tarafından Ankara .... Noterliğinin 31 Mayıs 2013 tarih ve 07532 yevmiye numaralı sözleşmesi ile davalı .... Malz. Tic. Ltd. Şti.'ye devredildiğini ve davalı tarafın yüklenici sorumluluğunu üstlendiğini, yüklenici ile müvekkili arasında yapılan ek sözleşme ile esas sözleşmede bazı değişiklik ve ilaveler yapıldığını, asıl ve ek sözleşmeye göre 30.12.2014 tarihinde inşaatın tamamlanıp iskan ruhsatının alınması gerekirken bugüne kadar tamamlanmadığını ileri sürerek, süresinde tamamlanmayan işin tespitini, şimdilik eksik işler bedeline mahsuben 1.200.000,00 TL, gecikme tazminatına mahsuben 950.000,00 TL ve manevi tazminat olarak 50.000,00 TL'nin 31.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini, yüklenici payına düşen ve halen yükleniciye devir edilmemiş olan dairelerin satılarak nama ifa ve gecikme tazminatının karşılanmasını, ihtiyati tedbir mahiyetinde davalının iş yerinden el çektirilmesini talep etmiştir.
2.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatif ile davalı yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yapılması gereken iş süresinde tamamlanmadığını ileri sürerek, şimdilik gecikme tazminatına mahsuben 20.000,00 TL kira bedelini, 914,60 TL su faturasının tahsili ile müvekkili kooperatif ile davalı yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı şirket temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; yüklenicinin inşaatı sahip olduğu bir def'iye dayanarak zamanında teslim etmemiş ise temerrüde düşüremeyeceğini, davacının ifayı engelleyici hareketler sergileyerek inşaatın sık sık ara vermesine sebep olduğu hususları da gözetildiğinde tersine alacaklının temerrüde düşmüş sayılacağını, davacı tarafın keyfi ihtarlar çekerek, inşaatı tamamlamaya yetecek süreyi kendilerine vermediğini, gecikmenin müvekkilinden kaynaklanmadığını, arsa sahibince tüm ada parseller için ruhsatın olduğunun belirtilmesine rağmen 29001 Ada 1 Parsel için ruhsatın olmadığını kendi araştırmaları ile bulduklarını ve gerekli projelendirme ve ruhsat başvurusunun yapıldığını, gecikmenin idari makamlara yapılan başvurudan kaynaklandığını, iddiaların maddi gerçeklikle bağdaşmadığını, üç dairenin devrinden kaçındığını, ilk yükleniciye devredilen dört daire ve nakit ödenen para için ödeme yapılmadığını, kendi payına düşen bağımsız bölümleri tasarruf etmek suretiyle 3. kişilere kiraya verip fiilen teslim alan davacının, kira kaybını da yitirmiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
2.Birleşen davada davalı davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı yüklenicinin sözleşme hükümleri gereğince edimlerini süresi içerisinde yerine getirmediğinin ve temerrüde düştüğünün ispat edilemediği, sözleşme ve ruhsat tarihlerine göre davalı yüklenicinin 11.03.2016 ve 28.05.2016 tarihinde inşaatı bitirme süresinin sona erecek olması karşısında davanın açıldığı 07.10.2015 tarihi itibariyle henüz bu sürelerin dolmadığı, inşaatın getirildiği seviyeye göre de bilirkişi kurulu tarafından 6 aylık bakiye sürede bu eksik imalatların giderilebileceği ve yeterli bir süre olduğu, bu nedenle davalı temerrüdünün gerçekleşmediği, öte yandan davacı tarafın dava tarihinden önce davalıya müteaddit defalar ihtarnameler çekerek davalının inşaattan el çekmesine neden oldukları, gerek keşif sırasında gerekse dava tarihi itibariyle, davalının inşaat çalışmalarını bıraktığı, inşaata devam edememe yönünden davalının bir kusurunun olmadığı, belirtilen nedenlerle davacının esas ve birleşen dava yönünden ileri sürdüğü taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; sözleşmeye göre inşaat süresinin dolduğu ve davalının temerrüde düştüğünün sabit olduğunu, sözleşmede inşaat süresinin ruhsat için 8 ay, inşaat için 30 ay olmak üzere azami 38 ay olarak belirlendiğini, sözleşmenin devri ile yüklenici süresinin baştan başlamayacağını,ihtarnamelere rağmen yüklenicinin inşaatı tamamlamadığını, davalı yüklenicinin dava tarihi itibariyle inşaatı yapmayı terk ederek temerrüde düşmüş olduğunu, süre verilmesinin etkisiz olacağını, birleşen dava yönünden herhangi bir gerekçe oluşturulmadığını, taleplerinin incelenmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme tazminatı, eksik iş bedeli, manevi tazminat ile nama ifaya izin, birleşen dava ise gecikme tazminatı ile sözleşmenin feshi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 437 ıncı ve devamı maddeleri, 6098 sayılı TBK’nın 470 vd.
3. Değerlendirme
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 470. vd. (BK'nın 355. vd.) maddelerinde yer alan eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, inşaatın kararlaştırılan tarihte tesliminin gerçekleştirilememesi durumunda yüklenici borçlu temerrüdüne düşer ve arsa sahibinin TBK'nın 125.(BK'nın 106/2.) maddesince seçimlik hakkı doğar.
Arsa maliki davacı ile dava dışı .... San. Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen 31.10.2011 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde; sözleşmenin süresi başlıklı 5.madde ile inşaatın anahtar teslim olarak arsa sahibine teslim süresinin iki aşamalı olarak kararlaştırıldığı, birinci aşama olarak sözleşmenin taraflarca imzalandığı tarihten başlamak üzere yüklenici tarafından projeler ve inşaat ruhsatlarının alınması ile sona erecek azami 8 aylık sürenin belirlendiği, ikinci aşama olarak da inşaatın ruhsat tarihinden başlamak üzere 30 ay olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Anılan sözleşme 31.05.2013 tarihinde sözleşme ekleri ve şartları değiştirilmemek üzere davalı yüklenici .... Mal. Ltd. Şti’ye devredilmiş, aynı gün davacı arsa maliki devre muvafakat vermiştir.
Davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında 29.11.2013 tarihinde Düzenleme Şeklinde Ek Sözleşme imzalanmış ise de bu sözleşme ile davalı yükleniciye ek süre verilmediği gibi, asıl sözleşmedeki süreler yönünden değişikliğe de gidilmemiştir.
Davacı arsa malikinin, keşide ettiği ihtarnamelerde de asıl sözleşmedeki sürelerin değiştirildiğine dair bilgi bulunmamaktadır.
O halde, 31.10.2011 tarihli asıl sözleşmede ruhsat ve inşaatın bitimi için süre kesin olarak belirlenmiş olup davalı yüklenici asıl sözleşmeyi devraldığından temerrüdün asıl sözleşmedeki sürelere göre belirlenmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece, inşaat ruhsat alımı ve inşaatın bitirilip teslimi için gereken 38 aylık süre dava açıldığı tarihte dolmuş olduğundan, davacı arsa malikinin delilleri toplanıp talepleri değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, ruhsat için öngörülen azami 8 aylık süre dikkate alınmadan, ruhsatların alındığı tarih itibariyle hesap yapılarak temerrüdün oluşmadığı gerekçesine dayalı hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan kararının BOZULMASINA,
Yargıtay duruşmasında vekili hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı yararına takdir olunan 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin, asıl ve birleşen davada davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.