"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/638 E., 2022/432 K.
DAVA TARİHİ : 22.12.2017
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/880 E., 2019/593 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Dava dışı TKİ Genel Müdürlüğü uhdesinde faaliyet gösteren Seyitömer Linyit İşletmelerinin(SLİ) 23/10/2012 tarihli Bakanlık oluru ile bütün hak ve vecibeleri ile birlikte müvekkili şirketin taşra teşkilatına bağlandığını, bu durum neticesinde TKİ ile davalı Yılmazlar şirketi arasında imzalanan Seyitömer Ayvalı-2 ve S-49 ihale panolarında yapılan dekopaj, kömür kazı, yükleme, nakliye ve stoklama işlerine ait 02/08/2012 ve 14/05/2012 tarihli sözleşmelerin yükümlülüklerinin müvekkili şirketin uhdesinde bırakıldığını, ardından sözleşme uygulamaları kapsamında SLİ ve Seyitömer Termik Santralinin 17/06/2013 tarihli satış ve işletme hakkı devir sözleşmesi ile davalı Çelikler Şirketine devredildiğini, devir tarihinden sonra yüklenici firmanın devir alan alıcı şirketin işletmesinde fiili olarak hizmete devam ettiğini, davalı Yılmazlar Madencilik Ltd. Şti. uhdesinde çalışan 32 işçinin iş akdinin feshedilmesi nedeni ile işlerin ihbar tazminatı alacakları için Ankara 32. İş Mahkemesinde açılan davalarda kesin olarak verilen hükümlerin takibe konması neticesinde müvekkilince, haksız olarak ödenen toplamda 132.915,32 TL’nin avans faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Çelikler A.Ş.vekili; Davada zamanaşımının gerçekleştiğini, diğer davalı Yılmazlar şirketinin TKİ ile yaptığı 02/08/2012 ve 15/05/2012 tarihli sözleşmelerle Seyitömer Ayvalı-2 ve S-49 panolarında dekopaj, kömür kazı, yükleme ve stoklama işlerini aldığını, Seyitömer Linyit İşletmelerinin 23/10/2012 tarihinde tüm hak ve vecibeleriyle davacıya devredildiğini ve davalı Yılmazlar şirketinin de oluru alınarak TKİ ile Yılmazlar Şirketi arasında akdedilen sözleşmenin de tüm hak ve yükümlülükleriyle davacıya devredildiğini, özelleşme uygulamaları kapsamında SLİ ve Seyitömer Termik Santralinin 17/06/2013 tarihinde imzalanan satış ve işletme hakkı devir sözleşmesi ile davacı kurumdan müvekkili şirkete devrinin yapıldığını, ancak diğer davalı Yılmazlar şirketi muvafakat vermediğinden EÜAŞ ile davalı Yılmazlar şirketi arasındaki sözleşmenin müvekkili şirkete devrinin gerçekleşmediğini, bu nedenle EÜAŞ'ın sözleşmeden kaynaklı hak ve yükümlülükleri devam ettiğinden müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davalı Yılmazlar şirketi ile TKİ arasında akdedilen 02/08/2012 tarihli sözleşmenin 10.maddesinde teminatına ilişkin hükümlerin bulunduğunu, sözleşmeyi devralan davacının dava konusu alacağı teminattan kesinti yaparak tahsil etme imkanı varken iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında imzalanan satış ve işletme hakkı devir sözleşmesine göre de müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, müvekkili ile davacı arasında imzalanan 17/06/2013 tarihli sözleşmenin 8.4 maddesi gereğince sözleşmelerin ve teminatların devredilememesi halinde davacının devredilmeyen sözleşmelerden ve teminatlardan kaynaklı tüm haklarından müvekkilinin yararlandırılması gerektiğini, davacı tarafça rücu talebine konu alacakların tamamında yargılama sırasında davaları müvekkiline ihbar etmediğinden müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, bu nedenle zararın da arttığını, artan zarardan dolayı müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, yargılama masrafları, icra masrafları ve vekalet ücretinden müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, rücu talebine konu olan bir çok kararda hüküm altına alınan alacak miktarını aşacak şekilde vekalet ücretine hükmedildiğini ve buna karşın davacı yanca itiraz edilmeksizin ödemelerin yapıldığını belirterek zamanaşımı, hukuki yarar yokluğu, husumet ve esas bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davacı tarafından dava dışı TKİ'den devralınan ihale sözleşmeleri ile bu sözleşmelerde atıf yapılan Yapım İşleri Genel Şartnamesinde dava dışı işçilerden doğacak her türlü işçilik alacakları ve tazminatlardan müvekkili şirketin sorumlu olacağına dair herhangi bir hükmün bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere davacının rücuen talep edebileceği bir alacağı olsa dahi müvekkili şirketin temerrüde düşürülmeden dava açılması ve ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi talep edilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın, hizmet sözleşmesi uyarınca ödenen işçilik haklarının rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, sözleşmelerde yüklenici ile iş sahibinin edimlerinin belirlendiği, yüklenicinin yükümlendiği bu edimleri başka iş sahibi tarafından yerine getirilmesi halinde iş sahibinin yükleniciden bu edimleri talep edebileceği, somut uyuşmazlıkta, öncelikle davalı Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim A.Ş’nin zamanaşımı def’i, davacının isteminin sözleşmeye dayalı olması bedelin 09.02.2017 tarihinde ödenmesi ile dava tarihinin 22.12.2017 olması dikkate alındığında yerinde görülmediği, davalı Yılmazlar Madencilik San.ve Tic.Ltd.Şti’nin görev itirazı, davacının sözleşmeye dayanması, tarafların tacir olması dikkate alındığında yerinde bulunmadığı, davacı ile davalılar arasında sözleşmeler bulunduğu, bu sözleşmeler uyarınca çalıştırılan işçiye ödeme yapıldığı ve ödeme miktarı hususunda bir çekişmenin bulunmadığı, uyuşmazlığın, bu bedelden davalıların sorumlu olup olmadığına ilişkin olduğu, davacının yaptığı ödemenin dayanağını oluşturan Ankara 38.İş Mahkemesi’nin 2016/426esas ila 2016/457esas arasındaki 32 adet dosya ile bu kararların infazının yapıldığı Ankara 5.İcra Müdürlüğü’nün 2017/2195 ila 2017/2228 sayılı dosyalar arasındaki 32 adet dosya bilgilerinin dosya arasına alındığı, davacı işletmeyi dava dışı TKİ Genel Müdürlüğünden 23.10.2012 günlü bakanlık oluru ile devraldığından devredenin yapmış olduğu sözleşmeler ile bağlı olduğu, davalı Yılmazlar Madencilik San.ve Ltd.Şti. ile davacıya hak ve yükümlülüklerini devreden dava dışı TKİ Genel Müdürlüğü arasındaki sözleşmelerde çalışanların alacaklarına dair sorumluluğunun kime ait olduğuna ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, bu durumda Yargıtay’ın kökleşmiş içtihatları gereği sorumluluğun müterafik olarak belirleneceğini, dolayısıyla, sözleşme uyarınca davalı Yılmazlar Madencilik San.ve Ltd.Şti.'nin de bu bedelden sorumlu olduğu, bu nedenle, davacının dava dışı işçi alacakları nedeniyle ödediği 132.915,32 TL bedelin ½ payının davalı Yılmazlar Madencilik San.ve Ltd.Şti’den alınarak davacıya verilmesi gerektiği, davalı TKİ Genel Müdürlüğü’nden Seyitömer Linyit İşletmeleri ve Seyitömer Termik Santralinin devralınmasından sonra işletme hakkı özelleştirilerek 17.06.2013 tarihinde davalı Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim A.Ş’ye devredildiği, işletme hakkının devir sözleşmesinin “Çalışanlara İlişkin Hükümler” başlığını taşıyan 6.2 maddesi gereğince davalının sorumlu olduğu, ancak davacının hükmen ödediği bedelin ½ kısmından diğer davalı Yılmazlar Madencilik San.ve Ltd.Şti. sorumlu olduğundan davalı Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim A.Ş.'nin davacının sorumlu olduğu ½ pay ile sınırlı olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı Yılmazlar Madencilik Ltd. Şti.'den 66.457,66 TL, davalı Çelikler A.Ş.' den 66.457,66 TL bedelin alınarak davacıya verilmesine ve bu miktarlara 09/02/2017 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılarca ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Yılmazlar Madencilik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sorumluluk tespitinde açıkça hataya düşüldüğünü, davacı tarafından, dava dışı TKİ' den devralınan 2012/41522 ihale kayıt numaralı SLİ Müessese Müdürlüğü S-49 panosu üst+ara dekapaj, kömür kazı, yükleme, nakliyat ve stoklama işine ait ve 2011/189946 ihale kayıt numaralı SLİ Müessese Müdürlüğü Ayvalı-2 panosu üst+ara dekapaj, kömür kazı, yükleme, nakliyat ve stoklama ile altgeçit yapımı işine ait ihale sözleşmelerinde ve bu sözleşmeler ile atıf yapılan Yapım İşleri Genel Şartnamesinde, dava dışı işçilerden doğacak her türlü işçilik alacakları ve tazminatlarından yüklenici müvekkili şirketin sorumlu olacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşme ve ihale hükümleri gözetildiğinde, dava konusu edilen ihbar tazminatı ve benzeri haklar yönünden bir düzenleme bulunmadığından, müvekkili şirkete rücu edilebilecek bir alacağın bulunmadığının sabit olduğunu, mahkeme kararının gerekçe kısmına göre hüküm kısmında, davanın davalılar yönünden ayrı ayrı kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte gerekçe kısmında belirtildiği üzere her iki davalının da borçtan yarı yarıya sorumlu olduğunun tespiti halinde, müvekkili yönünden kısmen kabul kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine yöneltilen dava değerinin 132.915,32 TL olması ve davacı tarafından tüm bu bedelin sorumluluk oranı belirtilmeksizin, tamamı için davalılara davasını ikame ettiğinden bu kapsamda mahkeme kararının gerekçe kısmı ile hüküm kısmındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, bahsi geçen hatalı karar neticesinde karar sonucunda doğan yargılama giderleri ve avukatlık ücreti masraflarının tespitinde de hataya düşüldüğünü, her iki davalı arasında müşterek ve müteselsil sorumluluk söz konusu olmadığından reddedilmesi gereken dava değeri üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, yine kararda davalılar üzerine bırakılan yargılama giderlerinin davanın kabulü oranında taraflara yüklenmemesinin hatalı olduğunu, sorumluluk oranına göre yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden davalıların ayrı ayrı sorumluluk tutarlarının belirlenmesi gerekirken belirlenen tek bedelin davalılardan tahsiline karar verildiğini, mahkemece bedellere davacının ödeme tarihi olan 09.02.2017 tarihinden itibaren avans faizi yürütüldüğünü, alacağın kabulü anlamına gelmemekle birlikte rücu alacağın varlığı halinde dahi, dava tarihinden önceki bir tarihte alacak yönünden temerrüde düşürülmeyen müvekkili aleyhine ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim Anonim Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı Yılmazlar Madencilik Sanayi ve Ticaret Ltd Şti.'nin Seyitömer Linyit İşletmelerini sözleşme tarihi olan 02.08.2012 ve 15.05.2012 tarihinde işleten TKİ Genel Müdürlüğü'nün Seyitömer Ayvalı-2 ve S-49 ihale panolarında yapılan dekapaj, kömür kazı, yükleme, nakliye ve stoklama işlerini ihale yolu ile aldığını ve 02.08.2012 ile 15.05.2012 tarihlerinde 2 adet sözleşme imzalandığını, TKİ uhdesinde faaliyet gösteren Seyitömer Linyit İşletmelerinin 23/10/2012 tarihinde Bakanlık oluru ile tüm hak ve vecibeleriyle birlikte davacı EÜAŞ' a devredildiğini, TKİ ile EÜAŞ arasında imzalanan devir sözleşmesi gereğince devir tarihinden önce imzalanan tüm hak ve yükümlülükleri ile EÜAŞ'a devredileceğinin belirtildiğini ve davalı Yılmazlar Madencilik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi oluru alınarak TKİ ile Yılmazlar Madencilik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi firması arasında imzalanan sözleşmenin tüm hak ve yükümlülükleri ile EÜAŞ'a devredildiğini, özelleştirme uygulamaları kapsamında SLİ ve Seyitömer Termik Santralinin 17.06.2013 tarihinde imzalanan Satış ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile EÜAŞ kurumundan müvekkili şirkete devrinin yapıldığını, müvekkil ile EÜAŞ arasında imzalanan Satış ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinde devir öncesi imzalanan tüm sözleşmelerin hak ve yükümlülükleri ile müvekkili şirkete devredileceğinin kararlaştırıldığını, fakat diğer davalı Yılmazlar şirketinin, davacı EÜAŞ ile arasındaki sözleşmenin müvekkil şirkete devrine muvafakat vermediğini ve sözleşmenin devrinin müvekkili şirkete gerçekleşmediğini, bu nedenle EÜAŞ'ın sözleşmede taraf olmaya devam ettiğini ve Yılmazlar Madencilik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ile müvekkili şirket arasında hukuki ilişkinin kurulamadığını ve davacı EÜAŞ ile davalı Yılmazlar Madencilik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi arasındaki hukuki ilişkinin sona ermediğini ve EÜAŞ'ın özleşmeden kaynaklı hak ve yükümlülüklerinin devam ettiğini, rücuya konu olan alacağın işçi alacakları olup işçilerin tümünün ise Yılmazlar Madencilik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin işçileri olduklarını, yani bu durumda alt işverenin Yılmazlar şirketi, asıl işverenin sözleşmenin tarafı olan davacı EÜAŞ Genel Müdürlüğü olduğunu, söz konusu işçilerin hiçbirinin müvekkilinin emir ve talimatı ile çalışmadığından müvekkili şirketle alt işveren ve üst işveren ilişkisinin de kurulamadığını, bu durumda müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, mahkeme tarafından husumet itirazlarının değerlendirilmediğini, müvekkili açısından husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekir iken kabul edilmesinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, davacı EÜAŞ ile davalı Yılmazlar Madencilik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklı işbu rücu davasının tarafı müvekkili şirket olmadığı gibi EÜAŞ ile aralarında imzalanan satış ve işletme hakkı devir sözleşmesine göre de müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun da bulunmadığını, açılan davanın müvekkili açısından hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacı taraf ile imzalanan sözleşme gereğince müvekkiline devredilemeyen sözleşmeler ile ilgili sözleşmeden ve teminatlardan kaynaklı tüm haklardan müvekkilinin yararlandıracağını, bu nedenle kabul etmemekle birlikte, ya diğer davalının teminatından kendisinin tahsil etmesi ya da teminatı müvekkilinin kullanımına sunması gerektiğini, mahkemenin bu konudaki beyanlarını hiç değerlendirmediğini, bilirkişi raporunda yer alan tespitten de anlaşılacağı üzere davacının müvekkiline karşı bu davayı açmasının haksız olduğunu, çünkü davacının diğer davalı şirketin teminat mektuplarını nakde çevirip zararını giderebilecek iken işbu davayı açarak fazladan masraf ve vekalet ücreti talep etmesinin haksız ve yersiz olduğunu, davacı tarafın rücu talebine konu alacakların tamamında yargılama sırasında davaları müvekkiline ihbar etmediğinden müvekkilinin her hangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca bu nedenle savunma hakkının da kısıtlandığını, yine rücuya konu davalar müvekkiline ihbar edilmediğinden ortaya çıkan zararın arttığını, ilgili davalardaki yargılama giderleri ile vekalet ücreti, icra masraf ve icra vekalet ücretlerinin müvekkiline yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Ankara 38. İş Mahkemesi'nin kararlarının bir çoğunda asıl alacak 1.800,00 TL'nın altında çıkmasına rağmen mahkemece asıl alacağı aşacak şekilde 1.800,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, fakat davacı tarafın ağır kusuru nedeni ile itiraz edilmeden bu ücretlerin de ödenerek müvekkile rücu edilmesinin haksız olduğunu, dava açmakta hukuki yararı bulunmayan davacının iş bu dava sonucunda müvekkili hakkında yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına ve özellikle istinaf talep edenin sıfatına göre usul ve yasaya uygun karara yönelik davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılarca ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili Yılmazlar Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
Davalı Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim A.Ş. vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, rücuen tazminat alacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına göre davalıların aşağıdaki bentler kapsamında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2.1. Bakanlık oluru ile sonradan davacı idareye bağlanan , dava dışı Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile davalılardan Yılmaz Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. arasında 02/8/2012 tarihli, SLİ Müessese Müdürlüğü S-49 Panosu Üst+Ara Dekapaj, Kömür Kazı, Yükleme, Nakliye ve Stoklama konulu sözleşme imzalanmıştır. Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşme eki olarak sayılmış olup, sözleşmenin 22. maddesinde, yüklenici ve alt yüklenicinin sorumluluğuna ilişkin hususlarda Yapım İşleri Genel Şartnamesindeki hükümlerin uygulanacağı, 29. maddesinde ise yüklenicinin sözleşme konusu işte çalıştıracağı personelle ilgili sorumlulukları ve buna ilişkin şartlarda Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümleri uygulanacağı kararlaştırılmıştır.
2.2. Dava dışı Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, davacı ...Ş. ve davalılardan Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim A.Ş. arasında, 17/06/2013 tarihli Seyitömer Termik Santrali tarafından kullanılan taşınır ve taşınmaz malların satışı, maden ruhsatları ve bu ruhsatların kapsadığı maden sahalarının işletme hakkının verilmesine ilişkin satış ve işletme hakkı devir sözleşmesi imzalanmıştır.
- Sözleşmenin 6.2. maddesinde göre alıcı davalı, sözleşme konusu varlıklarda çalışan 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi personelin kanunlardan ve toplu iş sözleşmelerinden doğan haklarının korunacağını, kıdem tazminatlarının ve diğer tüm haklarının alıcı tarafından ödeneceğini kabul ve taahhüt etmiştir. Ancak kıdem tazminatına ilişkin olarak devir tarihinden önceki döneme ait olan kıdem tazminatlarından devir tarihindeki kıdem tazminatına esasa ücret ile sınırlı olmak kaydıyla EÜAŞ, bu tarihten sonraki döneme ait olan kıdem tazminatlarından ise alıcı sorumludur.
- Sözleşmenin 7.12. maddesine göre satış ve işletme hakkı devir sözleşmesinin devamı sırasında veya herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, alıcının satış ve işletme hakkı devir sözleşmesine konu unsurlara ilişkin faaliyetleri ile ilgili olarak üçüncü şahıslar tarafından EÜAŞ veya idareden herhangi bir talepte bulunulması halinde alıcı, bu taleplerden kaynaklanan her türlü sorumluluğu üstlenecektir. İdare ve EÜAŞ’ın bu taleplerle ilgili herhangi bir bedel ödemesi veya zararın doğması halinde idare ve/veya EÜAŞ tarafından bu bedel ve zararlar alıcıya rücu edilecektir.
2.3. Ankara 32. İş Mahkemesi’nin 2016/426-457 Esas aralığındaki toplam 32 dosyada, davacıların dava dışı işçiler, davalıların ise Türkiye Elektrik Üretim A.Ş. ile Yılmazlar Madencilik San. Ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, dava konusunun 04/05/2015 tarihinde davacı işçilerin hiçbir bildirim yapılmaksızın feshi neticesinde ihbar tazminatının tahsili istemine ilişkin olduğu, çeşitli miktarlar üzerinden davanın kabulüne ilişkin verilen kararların Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2195-2228 numara aralığındaki dosyaları ile takibe konduğu, eldeki davada davacı tarafından toplamda takip dosyaları üzerinden 132.915,32 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
2.4. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları davacı tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. İhbar tazminatından ise son işveren sorumludur.
2.5. Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim Anonim Şirketi’nin termik santrali devir alma tarihinin 17/06/2013 olduğu, bu sözleşmede, sözleşme konusu varlıklarda çalışan 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi personelin kanunlardan ve toplu iş sözleşmelerinden doğan haklarının korunacağını, kıdem tazminatlarının ve diğer tüm haklarının alıcı tarafından ödeneceğinin kabul ve taahhüt edildiği, devir tarihinden sonra diğer davalı Yılmazlar Madencilik San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin devir alan Çelikler A.Ş. bünyesinde faaliyetlerine devam ettiği, Yılmazlar Madencilik San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye bağlı olarak çalışan 32 işçinin 04/05/2015 tarihinde iş akitlerinin hiçbir bildirim yapılmaksızın feshi neticesinde ihbar tazminatının tahsili amacıyla açılan davaların kabulüne kesin olarak karar verildiği, hükmolunan bedellerin takibe konması neticesinde davacı tarafından ödenen bedellerden davalıların sorumlu olduğu anlaşıldığından, mahkemece verilen kararda hukuka aykırı bir yan bulunmadığı anlaşılmıştır.
2.6. Taraflar arasındaki ilişkinin 6132 sayılı TTK kapsamında kalan ticari iş niteliğinde olması nedeni ile avans faizine hükmedilmesinde hukuka aykırı bir yan bulunmamakla birlikte, dosya kapsamında davacı tarafınca ödenen bedeller bakımından davalılara yönelik TBK 117 kapsamında temerrüde düşürücü bir işlem bulunmamasına karşın dava tarihi yerine ödeme tarihi olan 09/02/2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki; bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 2020/638 Esas, 2022/432 Karar sayılı ve 15/04/2022 tarihli kararının kaldırılmasına,
İlk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan ‘‘ Bedellere 09/02/2017 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine,’’ cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine ‘‘Bedellere dava tarihi olan 22/12/2017 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine,’’ cümlesinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz peşin harcın istek halinde ilgililere iadesine,
Dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30/10/2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ:
Davacı EÜAŞ, TKİ bünyesinde olan Seyitömer Linyit İşletmelerinin kendisine bağlandığı, daha önce TKİ ile davalı Yılmazlar Madencilik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi arasında; dekapaj, kömür kazı, yükleme, kazı stoklama sözleşmesi yapıldığı, daha sonra söz konusu işletmenin Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim Anonim Şirketi ye devredildiği, yüklenici Yılmazlar Madencilik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi'nin muvafakat vermemesi nedeniyle sözleşmenin Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim Anonim Şirketi ’ye devredilemediği, yüklenici Yılmazlar Madencilik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi, bünyesinde çalışan 32 işçinin açtığı dava sonucunda toplam 132.915,32 TL’nin, üst işveren olarak davacı tarafından ödendikten sonra, davalı şirketlerden rücuan tahsili için bu davanın açıldığı, Yerel Mahkemenin davalı şirketlerin ½ oranın da sorumlu olduklarına hükmedildiği ve bu kararın Sayın çoğunluk tarafından onandığı dosya içeriği itibariyle sabittir. Söz konusu onama kararına katılmamız mümkün değildir.
Şöyle ki;
1- İhbar tazminatı belirsiz süreli bir iş sözleşmesi feshedilmişse verilir. İşyerinde yapılan işin sürekli iş olması ve deneme süresinin olmaması durumunda işçi ihbar tazminatına hak kazanır. İş Kanununun 10. maddesine göre, süreksiz işlerde İş Kanununun 17. maddesi uygulanmayacağından, süreksiz işlerde işçi ihbar tazminatına hak kazanamaz.
2- İhbar tazminatından son işveren sorumludur.
3- Davacı ile davalı Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim Anonim Şirketi arasındaki işletme devir sözleşmesinde, dava konusu ihbar tazminatıyla ilgili davalı Çelikler Seyitömer Elektrik Üretim Anonim Şirketi ’ne yüklenmiş bir yükümlülük yoktur.
4- İhbar tazminatını hak eden işçilerin tamamı Yılmazlar Madencilik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ’ne ait işçilerdir. Davacı şirket Kanuni zorunluluk nedeniyle üst işveren sıfatıyla söz konusu tazminatı ödemiştir.
Bu nedenlerle, ihbar tazminatından sorumlu olmayan davalı Çelikler…AŞ’ hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken ihbar tazminatının ½ oranından sorumlu tutulması ve Dairemizin yerleşik içtihatları doğrultusunda, davalı Yılmazlar Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin son işveren olarak kendi işçilerinin ihbar tazminatının tamamından sorumlu tutulması gerekirken ½ oranında sorumlu tutulmasının, isabetsiz olmasına ve yerel mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekmesine rağmen, onanmasına dair Sayın Çoğunluğun kararına muhalifim.