Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3141 E. 2023/3359 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan kesin teminat mektubunun iade edilmemesi nedeniyle yüklenicinin uğradığını iddia ettiği zararın tazmini istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı iş sahibinin sözleşme hükümleri uyarınca ifa etmesi gereken para borcunu kararlaştırılan vadede ödememesi nedeniyle davacının uğradığını iddia ettiği zararın, davalı ile davacı arasında imzalanan sözleşmeye değil, davacı ile 3. kişi arasında imzalanan 12.01.2012 tarihli adi yazılı protokole dayandırılması ve davalının sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünün ihlal edildiğinin kanıtlanamaması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1078 E., 2022/422 K.

DAVA TARİHİ : 02.10.2018

HÜKÜM/KARAR : Esastan Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/702 E., 2019/972 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı yüklenici vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında garaj binası yapımına ilişkin 05.10.2004 tarihli sözleşme akdedildiğini, geçici kabulün 12.07.2005 tarihi itibariyle yapıldığını, kesin kabulün 12.07.2006 tarihinde onaylandığını, SGK ilişiksiz belgesinin verildiğini, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/748 esas sayılı dosyasında kesinleşen kararla müvekkilinin 13.149,00 TL kesin hesap alacağı bulunduğuna ve davalıya borçlu olmadığına karar verildiğini, müvekkilinin alacağına geç kavuşması, teminat mektuplarının iade edilmemesi sonucu mağdur olduğunu, 36.600,00 TL tutarlı kesin teminat mektubu karşılığı taşınmazda banka lehine 50.000 TL'lik ipotek tesis edildiğini, ayrıca 13.812,90 TL'lik haciz bulunduğunu, müvekkilinin 12.01.2012 tarihli satış sözleşmesiyle değeri en az 500.000,00 TL olan taşınmazı 280.000,00 TL fiyatla ve şartlara bağlı satmak zorunda kaldığını, haczin fek edildiğini ancak ipoteğin kaldırılamadığını, sözleşmede ipoteğin kaldırılması için 70 ay süre verildiğini, alıcının satış bedelini dolara çevirerek depo ettiğini belirterek, satışa konu gayrimenkulun satış tarihindeki değerinin saptanarak, davacının saptanacak değer ile satışta belirlenen fark tutar kaybı, takyidat sebebiyle değer tenzilinden dolayı kaybı olan 80.000 TL ve alıcıda depo edilmesi gereken ancak ipoteğin fekki sağlanamadığından kaybedilen 130.000 TL toplamının, 01.02.2012 satış tarihindeki TCMB efektif satış kurundan dolara çevrilerek, dava tarihine kadar olan ($) bazında %3,5 bileşik faize ilave edilerek, şimdilik 101.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı iş sahibi vekili cevap dilekçesi ile alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının lehine alacak oluşturmak için muvazaalı birtakım işlemler yaptığını, satıldığı belirtilen bağımsız bölümün halen davacı şirketin merkezi olarak kayıtlı bulunduğunu, satış bedelinin resmi senette 120.000,00 TL olarak gösterildiğini, alıcı Makbule'nin davacı şirket ortaklarının kız kardeşi olduğunu, ipoteğin sadece müvekkili ile olan sözleşme ilişkisi gereğince tesis edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında Ankara 49. Noterliği'nde 05/10/2004 günlü onaylanan Erzincan Hava Meydanı Genel Maksatlı Garaj Binası Yapımı İşine ait anahtar teslimi götürü bedelli sözleşme imzalandığı, sözleşme uyarınca kesin hak edişini sunan davacı tarafça davalı idare tarafından taleplerinin karşılanmadığı gerekçesiyle ikame olunan Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/748 esas sayılı dosyasında görülen davada mahkemece kesin hak edişin kesinleşmediği kabul edilerek teminat mektubu serbest bırakılmadığı gerekçesiyle teminat mektubu masrafı talebinin yerinde görülmediği, davacının hak ediş alacağından kaynaklanan 13.149,00 TL'nin 03/05/2007 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine ve davacının davalıya 49.434,60 TL borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, kararın Yargıtay'ca temerrüt tarihi düzeltilerek onandığı ve kesinleştiği, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 03/04/2018 tarih ve 2017/324 esas sayılı dosyasında davanın kabulü ile "Şekerbank A.Ş. Kızılay Şubesi'nce düzenlenmiş 23/09/2004 tarihli ve 12615709 no'lu 36.600,00 TL bedelli kati teminat mektubunun davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verildiği, ancak kararın kesinleşmesine ilişkin dosyada bir belge olmadığı anlaşıldığı, davacı tarafından dosyaya sunulan ve resmi şekilde olmayan, 12/01/2012 tarihli, davacı şirket ve dava dışı Makbule Oruçoğlu tarafından imzalanmış satış sözleşmesine göre, 2 no.lu bağımsız bölümüm satış bedelinin 280.000,00+%1 KDV olarak belirlendiği, DHMİ Erzincan Garaj İnşaatı için verilen 36.600.- TL'lik kesin teminat mektubuna ilişkin 50.000,00 TL'lik Şekerbank ipoteği ile, Ankara 3.İcra Müdürlüğünün 2006/1084 esas sayılı 13.812,90 TL lik haczinin 20 gün içinde kaldırılması halinde belirlenen bedelin satış yapıldığında, peşin olarak ödenmesinin, ipotek ve haciz fekkinin 20 gün içinde halledilmemesi halinde satış değerinin 200.000,00 TL + %1 KDV olarak kabul edileceğinin, bu bedele göre; satış günü 70.000,00 TL + %1 KDV nin ödenmesi, bakiye bedel 130.000,00 TL nin alacı tarafından satış tarihindeki TCMB efektif alış oranı karşılığı USD olarak bekletileceğinin ve USD ye çevrilmiş bu tutarın, satış tarihinden ipoteğin ve haczin birlikte kaldırıldığı tarihte kadar yıllık %3,5 birleşik faiziyle birlikte ipoteğin ve haczin birlikte kaldırıldığı tarihte alıcı tarafından satıcıya USD olarak ödeneceğinin, ödenmediği takdirde USD bazındaki ana para+faîz toplamının TCMB efektif satış kurundan TL'ye çevrilerek, bu tarihten sonra tacirler için yasaların tanıdığı en üst oranlı faizle birlikte alıcının satıcıya ödeyeceğinin, haciz ve ipoteğin birlikte kaldırılma süresininin satış tarihinden itibaren 70 ayı geçmeyeceğinin, bu süre aşıldığı takdirde satıcının 70.000.- TL +%1 KDV dışında kesinlikle hiçbir sebep ileri sürerek başkaca hiçbir bedel ve hak iddia edemeyeceğinin kararlaştırıldığı görüldüğü, dava konusu 2 nolu bağımsız bölümün 01/02/2012 tarihinde 4710 yevmiye no ile ve 120.000.- TL bedelle davacı şirket tarafından dava dışı Makbule Oruçoğlu'na satıldığı görüldüğü, 50.000,00 TL'lik Şekerbank ipoteğinin 15/03/2002 gün ve 2149 yevmiye no ile görüldüğü, bu ipotekten önce de Şekerbank'ın 5.100.-TL, 1.000.-TL ve 900.-TL'lik ipotekleri ve Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 17/07/2009 tarihli 13.812,9 TL lik haczinin de bulunduğu, davacı ile dava dışı Makbule Oruçoğlu arasındaki sözleşmenin imzalandığı 12/01/2012 tarihinde henüz davacının teminat mektubunun iadesine, dolayısıyla ipoteğin fekkine hak kazanıp kazanmadığının belli olmadığı gibi buna ilişkin davanın açılma tarihinin sözleşmeden sonra olduğu ve Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce henüz karar verilmediği, davacının sözleşme imzalandığı tarihte henüz kazanmış sayılamayacağı bir hakka dayalı olarak davalıya yönelik bu davayı açamayacağı, davacının 70.000,00 TL'yi aldığında 50.000,00 TL'lik ipoteği kaldırdığı taktirde zaten dava dışı alıcı Makbule'den kalan 130.000,00 TL'lik alacağını döviz olarak faizini işletebileceği, ayrıca zararının bu ipotek tutarı kadar olabileceği, ipoteğin fek koşulları oluştuğu halde davalının ipoteği kaldırmadığı ve bu nedenle davacının zarara uğradığından bahisle açılan bu davada tazminat talebinin sadece ipoteğin kaldırılmamış olması zararına yönelik olamayacağı, zarar iddiasını ispatlaması gerektiği ve bununla birlikte dava dışı Makbule ile aralarındaki sözleşmeye göre sözleşme hükümlerinde ismi bulunmayan davalıya yönelik zarar tazmini istemi mümkün olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı yüklenici vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı yüklenici vekili istinaf dilekçesi ile mahkemece hatalı hüküm kurulduğunu, müvekkilinin 24.10.2005 tarihinden başlayarak teminat mektubunun iadesini talep ettiğini, kesin kabulün onaylanmasına ve SGK ilişiksiz belgesi verilmesine rağmen teminatın iade edilmediğini, 2011/748 esas sayılı davada kesin hakediş alacağının hükme bağlandığı, teminat mektubunun yargı yoluyla iadesinin talep edildiği, satış sözleşmesinde öngörülen 70 aylık sürede ipotek fek edilemediğinden müvekkilinin tek gayrimenkulünü satmak zorunda kaldığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı yüklenici vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı yüklenici vekili temyiz dilekçesi ile mahkemece hatalı hüküm kurulduğunu, müvekkilinin 24.10.2005 tarihinden başlayarak teminat mektubunun iadesini talep ettiğini, kesin kabulün onaylanmasına ve SGK ilişiksiz belgesi verilmesine rağmen teminatın iade edilmediğini, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/391E.sayılı dosyasında görülen davada verilen karara göre 14/09/2009 tarihinde davacı müvekkilin teminat mektuplarının iadesine hak kazanıldığını, 2011/748 esas sayılı davada kesin hakediş alacağının hükme bağlandığı, teminat mektubunun yargı yoluyla iadesinin talep edildiği, satış sözleşmesinde öngörülen 70 aylık sürede ipotek fek edilemediğinden müvekkilinin tek gayrimenkulünü satmak zorunda kaldığını, ek rapor dahil başkaca da bilirkişi raporuna ihtiyaç duyulmadan karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 818 sayılı Borçlar Kanununun 355 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle davalı iş sahibinin sözleşme hükümleri uyarınca ifa etmesi gereken para borcunu sözleşmede kararlaştırılan vadede ödememesi sebebiyle davacının uğradığını iddia ettiği temerrüt faizini aşan zararının 12/01/2012 tarihli adi yazılı protokole dayandırılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı yüklenici vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.